rüzgar gibi girmişlerdi maça... geçtikleri yerden tribünler sallanıyordu ve mithatpaşada böylesine iddialı bir maç için iyi futbol oynanıyordu.
fenerbahçe daha hızlı, daha arzulu ve daha düzenliydi ilk devrede.
beşiktaş ise ikinci devredeki temposuna bakılırsa, finişe kalkmak için mücadelenin sonunu uygun görmüşe benziyordu. 10 kişi kalan rakibini ikinci yarıda kendi sahasına sıkıştırdığı zamanlarda, çoğumuz «fenerbahçe dayanamaz bu ağırlığa» demiştik. ama, sarı - lacivertli tarafta 4 tane geçilmez adam vardı, ismail, hazım, özer, ali ihsan... eğer f. bahçe, o «dayanılmaz» gözüyle bakılan ağırlığın altında ezilmemiş ve maçı kaybetmemişse; bunun sebebi bu dört geçilmez adamda aranılmalıdır... özer, hazım, ali ihsan ve isamil... böylece fenerbahçe milyonluk forveti kurduktan sonra hafif gözüken müdafaasıyla kader maçını düğümlemiş oluyordu.
beşiktaş'ta ise, altı korneri arka arkaya atıp, birini kaleye atamayan bir forvet hattı vardı. ve toplasanız, bütün beşiktaş takımında fenerbahçe yi ayakta tutan böyle bir «kara as» bulamazdınız. bir sanlı ve biraz da ahmet. bu ikili, galibiyete yetmeyecekti tabii...