fenerbahçeliler transfer ayında büyük çapta atom denemeleri yaptılar. gazeteler hemen her gün nevada'dan haber verir gibi, «bir bomba daha, bir bomba daha patladı.» diye sekiz sütun üzerine iri puntolarla başlıklar attılar.
taraftarlar memnun, idareciler beşüş bir sima ile objektiflere poz verirken, yeni bir real madrid yaratmanın neş'esi içerisinde gozüküyorlardı...
üç kulüp arasındali ihtilaflar, beyanatlar, ithamlar, söz duellosu, taraftarların yıldız futbolcuları oradan oraya kaçırışı...
pek tabii olarak bütün gözleri fenerbahçe kulübü üzerine çevirmişti. taraflı tarafsız pek çok kimse «iyi ama» diyordu kendi kendine «bu kadar yıldız futbolcu ile fenerbahçe nasıl bir takım kuracak?»
evvelâ takımın teşkili tartışıldı. sonra zihinlere takılan «acaba şampiyon olabilir mi?» sualine cevap arandı. iyimserler, yâni hâdiseleri sarı - lavcivert gözlükle görenler, «elbette» dediler, «milyonluk forvete hangi takımın müdafaası dayanabilir?» kötümserler, «bunları idare edecek, bir kalıba sokacak ve bir pota içerisinde eritecek bir teknik adam lazım.» dediler. onların açık bıraktıkları kapıların ardında, «acaba bir ikilik doğamaz mı? bir lefter problemi ortaya çıkmaz mı? eskilerle yeniler bir rekabete girişmezler mi?» gibi düşünceler yatıyordu. gerçekten fenerbahçe bu kadrosu ile ne yapabilirdi?
transfer edilenler hakkında uzun boylu bir itiraz yoktu. evet hepsi türk futbol piyasasının kalbur üstü adamları idi. biraz ogün için mırın kırın edildi. ayadğındaki arıza sebebiyle... ama idareciler, onlar büyük mali külfetlere girerek aldıkları her futbolcunun önüne birer müdafaa kalkanı olarak dikildiler.
«benim de hissem var»
bu patırdı ve gürültü içerisinde asıl sesi çıkması lazımgelen antrenör kokotoviç ise susmuştu. kokotoviç, «ben mizacen çok konuşmayı sevmeyen bir insanım. ama teknik komite ile birlikte ogün, aydın, şenol, birol ve a. ihsan'ın alınışında benim de büyük hissem var» diyor.
ifade ettiğine göre tam bir yıl bu elemanları bir tenkid süzgecinden geçirmişler, her birinin form durumunu tetkik etmişler, sonra fenerbahçe'ye oynatmak istedikleri «4-2-4» sistemine uyup uymayacaklarını incelemişler. «bence» diyor kokotoviç, «biraz zor olacak ama, bu elemanları bir sakatlık mevzubahis olmazsa yıldırım forvet haline getirebilirim.»
iddiasız, halim selim ve biraz da mütevazı bir adam. yugoslav antrenör. lefter'in bir problem olmıyacağı kanaatinde. onun hakkındaki görüşü şu: «türkiye'nin büyük futbolcusu. biraz daha genç olsa, forvet hattında oynamayacağı yer yok. ancak, bence artık lefter açık mevkilerinde yer almalıdır. zira, bir müdafaa elemanını koşmadan da vücut hareketiyle de ekarta edebilir. ya şutlarındaki isabet? ya paslarının nefaseti? evet, bence o geçen yılki gibi değil, bu sezon dinlendirilecek en büyük maçlarda en fazla randıman verebilecek oyuncu olacaktır.»
müdafaa konusunda kokotoviç iyimser. iddialar hilâfına santrhaf mevkiinin naci, osman, özer tarafından iyi bir şekilde doldurulacağına kaani. askerden gelen ismail'i yeni tanımasına rağmen çok beğeniyor. şerefle a. ihsan'a ise toz kondurmuyor. birol'un yapıcılığı gerilere kayarak oyun tanzim edişi, şenol ve nedim'in ani ataklarla rakip müdafaayı bunaltışları.
şeref ve a. ihsan'ın orta sahayı kontrol ederek icabında bir altıncı forvet olarak ileri kayışı. aydın'ın ani deparları ve şutları için «çok, çok iyi» diyor. bu intibaı, yugoslav antrenör, altay maçından sonra elde etmiş. ya bursa beraberliği? «haa, o mu» diyor. «biz o maçta fena oynamadık ki. hem ne k. paşa, ne altay, ne de bursa maçları ilerisi için bir ölçü teşkil etmez. bence, kendilerine son derece güvenen futbolcular için bursa'da aldığımız beraberlik iyi bir ders teşkil edecektir.»
en çetin rakip gene g. saray
antrenör, rakibi küçümsemenin çok tehlikeli olduğuna dair misaller sıralıyor. şampiyonluk yarışındı kendilerine en kuvvetli rakip olarak galatasaray'ı görmekte. beşiktaş için düşüncesi «müdafaası sağlam. forveti ise pek ümit verici değil.»
«f. bahçe'nin petrolul karşısında iyi bir derere alacağını ümit ediyorum» diyen kokotoviç, g. saray'ın ferençvaroş'tan çekinmesi lazım geldiğini söylüyor.
ona göre metin, gol krallığında mağlûp edilmesi zor bir rakip. türk futbolunu 30 yıla yakın bir bir zamandan beri tanıdığını belirten antrenörün bütün fenerbahçe'li taraftarlardan bir de isteği var: «f. bahçe'yi çok seven seyirciler bizi galip geldiğimiz, iyi oyandığımız maçlarda değil, mağlûp durumda teşvik etmelidirler.»
iddiasız, az konuşan ve ağzından kuyudan çekermişcesine zorlukla kelime çıkan yugoslav antrenör kokotoviç sözlerini şöyle bitiriyor: «alınan yeni futbolcular ve sarfedilen büyük transfer ücretleri ile fenerbahçe bir real madrid olabilir. buna ben de inanıyorum. zira, futbol sanayiinde para sarfederek en iyi elemanları toplamak mümkündür. ancak, fenerbahçe için gıpta ve taktir ettiği tek şey bu değildir. hemen izah edeyim. real madrid veya dünyanın en sayılı kulüplerinden milan, benfica, santos, tottnham bir memleketin değil şehrin kulübüdür. f. bahçe ise büyük taraftarlar kitlesi ile adeta türkiye'nin takımı halindedir. bu derece içten ve köklü bir sevgi, dünyada kanaatimce hiç bir takıma nasip olmamıştır. hedefim, bu geniş sevenler kitlesini sezon sonunda hem güzel oyun, hem de elde edilecek parlak neticelerle memnun etmektir.»
fenerbahçe kadrosu:
menecer: ahmet erol antrenör: kokotoviç kaleciler: hâzım, ali, orhan müdafiler: tuncay, osman, atillâ, özcan, ismail, k. ismail haflar: şeref, naci, özer, ali ihsan, hüseyin, semih forvetler: mustafa, selim, lefter, yüksel, nedim, şenol, birol, aydın, ogün, ergun
beykoz, ist. spor ve kasımpaşa üç büyüklerden çekiniyor. antrenörlerin şampiyon adayı g. saray
röportaj: necati karakaya
doğan koloğlu (beyoğluspor antrenörü): sözlerime «düşmeyeceğiz» diyerek başlamak isterim. zira her yıl beyoğluspor için bu tip laflar söylenir ama uzun bir maziye sahio olan bu kulüp bir defa bu talhsizliğe düşmüştür. bu yıl da bu güçlüğü yenecektir. buna inanıyorum. zira, beyoğlusporun takım gücü yanında idari gücü, bütün kulüplerden üstündür. beyoğluspor birbirine çok yakın, candan bağlı şahıslar topluluğudur ki, bu faktmrün rolü diğerlerinden fazladır.
sistemimiz ne olacak? muhakkak ki geçen yıllardan alışagelen sistem bozulmayacak, bazı taktik talimatları yapılacaktır. tek kelime ile söyliyeyim ki, sağ lam bir müdafaa kuracağız. ama, hiçbir zaman bu şuursuz bir kapanma olmaycaktır. kontraataklarla en kuvvetli rakiplerimizi hırpalayabilecek bir kuvvet kazadığımıza inanıorum. elemanlarımız tatbil etmek istediğim sisteme uyabilecek kabiliyettedir.
takımımızın ideal tertibi: sabri - deveci, corci - maruti, avram, erdoğan - ibrahim, dimitri, nevzat, güngör, kemal şeklinde olması mümkündür.
milli ligin umumi panoramasına gelince: galatasaray, beşiktaş, fenerbahçe ilk üç sıray işgal edecektir. şampiyonluğun en kuvvetli adayı galatasaraydır. fenerbahçenin bekleneni vermesi de muhtemeldir.
ilk puan savaşı mithatpaşa'da 18'de feriköy - beykoz arasında. saat 20'de fenerbahçe - beyoğluspor oynuyor
izmir'de tek maç: göztepe - karşıyaka
apak, takımlara başarılar diledi
18 takım arasındaki futbol savaşı başlarken haftanın en alaka çeken hadisesini fenerbahçe ile beyoğluspor'un yapacağı karşılaşma teşkil etmektedir. geçtiğimiz transferde 1 milyon lira para harcayarak son yılların en büyük kadrolarından birinin yaratan sarı - lâcivertlilerin yıldırım forvetli onbiri ilk imtihana beyoğluspor önünde çıkacaklardır. hazırlık maçlarına farklı neticlerle girdiği halde son karşılaşmalarda parlak oyunlarını gösteremeyen fenerbahçe saat 20'de başlayacak olan karşılaşmaya şu tertipleritle çıkacaktır: hâzım - tuncay, özcan - şeref, osman, ali ihsan - mustafa, nedim, şenol, birol, aydın
sarı - lâcivertlilerin, bu sene büyük değişikliğe uğrayan genç ve mücadeleci beyoğluspor'u yenmeleri normal olacaktır. beyoğluspor'un tertibi is şöyledir: sabri - deveci, corci - maruli, avram, erdoğan - ibrahim, dimitri, nevzat, güngör, kemal
1963-64 resmi futbol sezonunun açılışı münasebetiyle bugün mithatpaşa stadında bir tören tertiplenmiştir. vali niyazi akı'nın bir konuşması ile saat 17.30'da başlıyacak olan törene maçı olan fenerbahçe, feriköy, beyoğluspor ve beykoz takımları katılacaktır.
milli ligdeki ilkmaçında bozuk oyun çıkaran f. bahçe, b. spor engelini aştı: 2-0
namık sevik
milli ligdeki ilk maçında milyonluk forvete sahip fenerbahçe, beyoğlusporu 2-0 mağlûp etti.
rakip ister büyük, ister küçük, ne olursa olsun, iyimser bir taraftar bu netice için «allah bereket versin» der, geçer. ancak maçı görenler, kanaatimizce böyle mütevekkil bir ifâde kullanmayacaklardır. müdafaanın aksaması, forvetteki şöhretlerin, halkası kopuk birer zincir gibi kendi başına hareket etmesi, onları haklı olarak endişeye sürükleyecektir. «iyi başla, iyi bitsin» diye bir atasözü vardır. puan mücadelesinde 2-0 lık netice, iyi bir başlangıçtır. fakat, biraz evvel de ifâde ettiğimiz gibi kollektif futbola uymak bakımından dün f. bahçe takımı «iyi sinyaller» vermemiştir.
bir güngör yetiyordu
güngör'ün, b. spor forveti demiyoruz, sadece güngör'ün bir kontratağa kalkığında sarı - lâcivertli defansın bir hazan yaprağı gibi üfleyip, dökülüşü: müslüm baba'nın bir 500 bin lira da müdafaaya ayırmayışının nedenidir.
bol keseden harcanıp da randıman vermiyenler için «eh, mevsim başıdır. hele bir kaç maç geçsin. birbirlerine alışsınlar» demek icap edecektir. zira, her biri hakikaten türk futbol piyasasının en kalifiye elemanlarıdır.
altay maçında seyrettiğimiz bir fırtına aydın, dört golü tesbih dizer gibi fileye gönderen şenol, tank gibi müdafaayı dağıtan nedim ve ince paslarıyla oyunu süsleyen birol'dan dün eser yoktu sahada.
bereket versin maça hazır olmadığını bildiren profesör lefter'in yerine takıma konan sağaçık mikro mustafa'ya akrobasi ile futbolu birleştirmesi hem takımı için faydalı, hem de seyirciler için oyalayıcı oldu.
dişli, zorlu, seri b. spor defansı önünde ilk 10 dakika bocalayan f. bahçe, 13. dakikada mustafanın ileri pasına zor pozisyonda çok sert bir şut atan birol'un ayağından ilk golü kazandı. bakalım. birol'un kapıyı açışı f. bahçe'ye bu sezon uğur getirecek mi?
goller
birol'un golünü 33 üncü dakikada kader ve transfer arkadadaşı şenol'un çift vuruştan attığı ikinci gol takip etti. gerçekten bu şutun tutulması imkansızıd. ilk devrenin sonuna kadar bundan sonra kayda değer bir hâdise olmadı.
ikinci yarıda şeref'in de sakatlanması ile f. bahçe büsbütün dağıldı. nedim'in yakın mesafelerden kaçırdığı iki pozisyon için «beceriksizlik» b. spor'un 72 nci dakikadan önce ibrahim, sonra güngör'ün direkten dönen şutları için de «talihsizlik» demek icap edecek...
milyonluk takım, yıldırım forvet ilk maçta, bizce sarı - lâcivertli renklere gönül verenlere «ey taraftar, göz yaşların dinsin, yetiştik çünkü biz» şarkısını söyletmeden sahadan ayrıldı.
fenerbahçe: hazım cantez, özcan köksoy, ismail alemdaroğlu, ali ihsan okçuoğlu, şeref has, osman göktan, mustafa güven, şenol birol, aydın yelken, birol pekel, nedim doğan