mtk mağlûbiyerinin morâl bozukluğu içinde bulunan sarı-lâcivertliler, sahaya şu kadroyla çıkıyor: ali - atilla, ismail - tuncay, özer, hüseyin - ogün, şeref, yüksel, selim, aydın
milli ligde bugün f. bahçe, mithatpaşa’da karşıyaka ile karşılaşacaktır.
avrupa kupa galipleri tutnuası çeyrek finalinde roma'da mtk’ya elenen sarı - lâcivertliler büyük bir moral bozukluğu içinde şehrimize dönmüşlerdir. bu yılın muvaffak kalecisi hâzım mtk maçında golü hatâlı yemesi sebebiyle moral izni istemiş, şenol, birol, özcan ordu takımı kampına katılmış ve ali ihsan da cezalı olduğu için fenerbahçe idarecileri bugün sahaya takım çıkarmakta büyük zorluk içinde kalmışlardır.
teknik direktör fikret arıcan bugünkü maçtaki tertipleri için henüz bir karara varamadıklarını belirtmiş ve «karşıyaka izmir'in en kuvvetli takımları arasındadır. hele bu yıl ligden düşmemek için puana ihtiyaçları olması bize karşı son dakikaya kadar mücadele edeceklerini göstermektedir» demiştir.
fenerbahçe saat 15.30 da başlıyacak olan müsabakaya muhtemelen şu tertiple çıkacaktır: ali - atillâ, b. ismali, tuncay, özer, hüseyin - ogün, şeref, yüksel, selim, aydın.
bu maçtan önce mithatpaşada saat 13.30 da istanbulspor - feriköy oynıyacaklardır. ankarada ise milli ligde bugün demirspor - izmirspor ve hacettepe -altınordu karşı karşıya geleceklerdir.
fenerbahçe dün karşıyaka engelini kazâsız atlattı: 2-0
sarı-lâcivertlileri galibiyete ulaştıran golleri şeref ve ogün kaydetti
namık sevik
moralman çökük fenerbahçe, korktuğu karşıyaka'dan kolay kurtuldu.
gerçi sarı - lâcivertli takım 2-0 lık galibiyeti hak eden bir oyun göstermemişti. attığı goller de hazırlanış bakımından bir değer taşımıyordu. hele şeref'in oyunun başındaki golü... tamamen bir tesadüfün ve kaleci erdinç'in hatâsından doğmuştu.
zira şeref, ortalamak kasdiyle uzatmıştı topu... fakat top havada hallaç yayı gibi bir çizgi çiziyor ve zamansız çıkış yapan erdinç’in mahzun bakışları arasında, kafasının üzerinden ağlara takılıyordu.
iste bu gol, mithatpaşa'da açık oynamayı - tabii ki rakibinin moral çöküntüsünü bir avantaj sayan -kabul eden karşıyaka’yı mağlûbiyete sürüklüyordu.
f.bahçe durgun ve arzusuzdu
durgun, isteksiz, arzusuzdu sarı - lâcivertti takım... aydın’ın birkaç zarif hareketi, ismail’in kesiciliği, şeref ve selim’in gayretli çalışması futboldan tat almak isteyenlere bol miktarda keçi boynuzu yemelerini tavsiye etmek kabilinden oldu.
evet, milyonluk forvetini f. bahçe muhtelif sebeplerle bir araya geitrememişti. takım istenen kıvamda değildi. bütün bunlara bir de moral çöküntüsü ilâve ediliyordu.
halbuki sarı - lâcivertlilerin kupadan elenmeleriyle bu derece paniğe kapılmaları doğru değildi. zira, türk futbolünün dış piyasadaki değeri herhalde yarı finale yükselmek olmamalıydı. bugünkü hal ve çöküş iskambil kağıdından şato kurmağa kalkanların hayâllerinin yıkılışından ileri gelmekteydi.
ergun... ergun... ergun...
ilk devre daha ziyade durgun geçmişti. karşıyaka takımını, fenerbahçe’nin eski oyuncusu ergun surüklüyordu. aman ne güzel ne ince paslar, ne göze hoş görünen hareketler yapıyordu ergun... ama, bütün gayreti karşıyaka’ya yine de arzulanan puanı kazandırmaya kâfi gelmeyecekti.
ikinci devre ve münakaşalı gol
ikinci devre nispeten biraz daha hızlı bir tempo içinde oynandı. buna ilâve olarak müsabakanın sertleştiğini futbolcuların birbirlerine kasitli girdiğini söyliyebiliriz. ancak hakem nadi ırmaklar'ın da acaip kararları ile havayı elektriklendirdiği de bir hakikatti. hele 51. dakikada aydın’ın bütün müdafaayı çalımlayarak getirip verdiği pasa ogün’ün kondurduğu kafa şutu... hakemin, yan hakem cemil yıldız'ın ikazı ile bu golü vermesi büsbütün ortalığı karıştıracaktı. el, ayak şakalarını ve yan hakemin boğazının sıkılmasını, ancak antrenör bülent eken örnek bir hareketle durdurabildi.
bundan sonra da kayda değer hiç bir hâdise olmadı. ve maç da 2-0 fenerbahçe'nin galibiyeti ile sona erdi.