bu hafta göztepe ve karşıyaka ile karşılaşacak olan siyah - beyazlılar dün sabah şeref stadında ilk çalışmayı yapmışlardır. bugün de çalışacak olan beşiktaş yarın 16 kişi ile kampa girecektir. izmir'den sakat dönen güven ve ahmet bu hafta oynayabilecektir.
günün en mühim maçı saat 14.15 de beşiktaş ile göztepe takımları arasında oynanacaktır. geçen hafta izmirspor ve beykoz karşısında namağlûp ünvanlarını kaybeden iki takımın mücadelesi çetin geçecektir.
her iki kulüp için de büyükönem taşıyan bu maça taraflar muhtemelen şu tertiplerle çıkacaklardır:
göztepe: ali - sümer, cağlayan - izzet, seracettin, nevzat - hikmet, sedat, fevzi, gürsel, halil
beşiktaş meneceri sadri usuoğlu «ligdeki iddiamızı devam ettirebilmek için bu maçı almak zorundayız» derken, göztepe antrenörü bülent eken ise, «iddialıyız, fakat bu iddiamızı ne dereceye kadar gerçekleştireceğimiz, 90 dakikalık çetin mücadele sonunda belli olacaktır» şeklinde konuşmuştur.
bilhassa ikinci yarıda fevkalâde oynayan beşiktaş, göztepe'yi rahat yendi: 2-1
siyah-beyazlıların gollerini güven "penaltıdan" ve coşkun kaydettiler
namık sevik
beşiktaş, fevkalâde bir oyundan sonra göztepe'yi 2-1 mağlûp etti.
son yıllarda siyah - beyazlı takımı böylesine arzulu, böylesine canını dişine takarak, güzel bir oyun çıkarırken görmemiştik doğrusu...
bir fırtına gibi girdiler oyuna. sağlı sollu akınlarla göztepe defansını hallaç pamuğu gibi attılar ve âdeta tam 90 dakika izmir kalesi bir abluka altında kaldı.
hemen ilâve edelim ki, göztepe'nin yerinde herhangi bir istanbul takımı, hatta iddiayı daha da ileri götürerek fenerbahçe veya galatasaray olsaydı, bu fırtınadan paçasını en az dört golle kurtarabilirdi.
dimyata pirince giden göztepe, değil puan almak bir bozguna uğramaktan ancak müdafaasının şuurlu oyunu ve takımı sürükleyip götüren nevzat ve gürsel'in gayreti ile kurtulabildi.
avrupai tarzda futbol oynadığını kaydetmek isteriz göztepe'nin. müdafaada kapanışları fevzi, gürsel ve halil vasıtası ile kontratağa geçişleri...
ilk devre tamamen beşiktaşın hakimiyeti altında geçti. birol'un stilini hatırlatan sanlı, 13. dakikada, topla birlikle ceza sahasının içine daldı ama ali bir kedi çevikliği ile sanlının ayaklarına atıldı ve muhakkak bir golü kurtardı.
bu akın ilerde kopacak fırtınanın şüphe götürmez bir öncüsü olmuştu. artık siyah - beyazlılar sahanın her yerini dolduruyorlardı. yağmurun ağırlaştırdığı sahada, son yıllarda seyredemediğimiz bir mücadele cereyan etmekteydi. bu çatışma bir hababam futbolu halinde ve anormal tekme yumruk tokat sertliğinde değil, ortaya arzulanan bir futbol koymuştu. 35. dakikada ahmetin ani bir dalışını seracettin güçlükle durdurabildi. 40. dakikada, civa gibi süratli ve delici rahmi'nin yaptığı ortayı ve coşkunun patlattığı şutu yine ali kornere çıkardı. evet göztepe müdafaasının son adamı ali kendisine düşen vazifeyi layıkı ile başarmıştı.
ikinci devre ve üç gol
maçın ikinci yarısı başladığı bir sırada hemen herkes beşiktaş'ın aynı süratli oyunu devam ettiremiyeceği düşüncesindeydi. dakikalar ilerledikçe böyle düşünenler haksızlık yaptıklarını anladılar. siyah - beyaalılar aynı ilk 45 dakikadaki gibi diri, kuvvetli ve arzuluydu. ve nitekim bu üstün oyun 63. dakikada semeresini verdi. çağlayan'ın geri pasını ali'nin bloke edemeyişinden faydalanan güven yerinde bir atakla topu kaparak kaleye yönlendiği bir sırada ali, güven'in ayaklarına sarıldı. penaltı... güven gerildi ve sert bir şutla topu filelere gönderdi.
santra yapılır yapulmaz topu kapan coşun, bu defa da bütün müdafaayı çalımlayarak tek başına ceza sahasına girdi ve hakikaten şık bir gol attı. penaltının tesirinden kurtulamayan göztepeliler iki dakiki içerisinde 2-0 mağlûp duruma düşüverdiler. sonra sonra ne mi oldu? hem beşiktaş akınlarına devam etti ve hem de göztepeliler açık oynayarak siyah-beyazlı kaleyi zorlmağa başladılar. cenap'ın bu arada çıkması ile 10 kişi kalan izmir'in sarı - kırmızılı takımı yine de hücum gücünden bir şey kaybetmedi. ve işte 73. dakikada yüksel'in, gürsel'i ceza sahası içinde sert bir hareketle yere yıkışı... hakem bu hareketi de penaltı ile tecziye etti. ve gürsel, necminin kıpırdanmasına dahi imkan vermeyen çok güzel bir vuruşla topu ağlara gönderdi: 2-1
evet son yılların en güzel maçını seyrettik. hemen herkes bu heyecan fırtınasından memnun bir şekilde stadı terketti. hep beraber kocaman bir «çok şükür» diyelim.