dünkü oyun hırs ve arzunun birleşmesi ile meydana gelen enerji mücadelesi içinde geçti.
çok süratli ve başından sonuna kadar aynı hızla devam eden maç hafta arası verilen karşılıklı beyanatlara rağmen bundan evvelki maçlara mabetle daha az sert ve daha az hadiseli geçti. f. bahçe üç as elemanından mahrum olmasına ve bir de nedim'in sakatlanmasına rağmen ilk devreyi daha başarılı oynadı.
ikinci yarıda ise: beşiktaş rakibinin bu noksanlıklarından faydalanma gayretiyle çalıştı ise de, hazım'ın dikkatli oyunu gol imkanı vermedi.
5. dakikada kazanılan penaltıyı aydın'ın zayıf bir vuruşla necmi'nin ellerine teslim etmesi şampiyonluğu beşiktaş'a bırakmak gibi bir şey oluyordu. penaltının akabinde nedim'in tam gollük topu dışarı atması ise: soğukkanlı olamayışın örneğiydi. ilk anda elde edilecek bu iki fark beşiktaş'ın mağlubiyetine, hatta şampiyonluktan olmasına kafi gelebilirdi.
oyun golsüz, berabere bitmesine rağmen kazanan yine beşiktaş oldu. çünkü aradaki puan farkı kapanmamış oldu. maç berabere ve saha içinde hadisesiz geçmesine rağmen asıl maç bugünden itibaren saha dışında idarecilerle umum müdürlük arasında olacağa benziyor. ve acaba golü kim atacak diye efkârı umumiye şimdiden meraklanıyor.