50. defa milli formayı giydikten sonra, bırakmıştı futbolu. benden geçti, diyordu, sahaya dönecek misin diyenlere... atinada bir kulüpte antrenörlük yapıyordu. hakkıydı bu her futbolcunun... ikinci sınıf bir kulübe antrenör olmuştu. haftada iki defa takımını çalıştırıyordu. artık isminden, eskisi kadar sık bahsedilmiyordu. bir bakıma unutulmuştu da...
* ve bir gün çıkageldi istanbul’a. takımı, yani 20 sene formasını taşıdığı takım, güç durumdaydı. hiç kimsenin aklının kenarından geçmiyordu takımının en mühim maçında oynıyacağı. oynarım demişti fenerbahçe için her şeyi yaparım, demişti. sahneden çekilmiş büyük bir aktör gibi, sahneye çıkmaya hazır olduğunu bildirdi. büyük rizikoydu, büyük kumardı unutulan adamın hikâyesi... herkes maça kadar «hatâdan» bahsetti. fenerbahçe ateşle oynuyor, dedi. rakip takıma maçı fenerbahçe peşin veriyor, dedi...
* ...ve türk futbolunun en büyük futbolcusu lefter dün 37.000 kişinin önünde futbol dünyasına bir kere daha dönmesini bildi. klâstı, yıldızdı, inceydi, hırslıydı, biçimliydi, çalışkandı, 20 futbol yılına ismini veren adamdı. zaman zaman yırtınarak pas uzattığı arkadaşlarından yaşça bir misli ilerdeydi. öyle başladı. öyle bitirdi fenerbahçe’nin «ölüm - dirim» maçını...
* ...spiker maça çıkacak fenerbahçe takımını sayıyordu. seyirciler, lefter'e kadar sabrettiler. lefterin ismi okununca da, kimse fenerbahçe takımının gerisini dinleyemedi. öylesine bir tarraka idi bu...
* adam çok iyi futbolcuydu, ama 40 yaşındaydı. 40 yaşında sahaya çıktı ve giderken bir kartvizit bıraktı sahaya; lefter - ordinaryüs profesör...