altınordu karşısında 45 dakika duran ve skor için ümit vermeyen fenerbahçe 2. devrede coştu: 4-0
bu mevsim ilk defa oynayan ogün'ün attığı golden sonra sarı-lâcivertliler aydın (2) ve şenol'un golleri ile fark yaptılar
necmi tanyolaç
fenerbahçe, ilk yarı biterken, bu maçtan 4-0 galip çıkacak durumda değildi.
ezik oynuyor, defansta karşılaştığı her akınla bozuluyor, ileride ümit vermiyordu.
hasılı ilk devrenin özü, fenerbahçe için ümit verici değildi ve ilk maçını oynayan ogün'ün çalıştığı dahil, büyük forvetten, ikinci devrenin skoru için bir sinyal çıkmıyordu.
başlangıçta rüzgarın da yardımıyla oyuna hakim olmasını bilen altınordu ikinci yarıda hızlı ve canlı bir fenerbahçe buldu. sarı - lacivertliler bir anda karşı kaleye yüklenmiş ve henüz 44. dakikada ilk gollerini kazanmışlardı. golün sahibine gelince, ilk maçı olmasına rağmen yerini yadırgamayan ve zamanla sağaçıktaki boşluğu dolduran ogün'dü bu futbolcu. şenol çok güzel pasla kalenin önünde oyalanmış, şutunu patlatmakta gecikmiş ve nihayet «en iyisi budur» diyerek ortasını yapmıştı. ogün, böyle bir pozisyonda atacaktı. fenerbahçe'deki ilk golünü. hızla topun üzerine koşmuş ve çok yakından, hangi kaleci olursa olsun, kurtarılması imkânsız bir solla ağları havalandırmıştı.
golün, fenerbahçeyi farka koşturacağı, altınorduyu ise temposundan düşüreceği muhakkaktı. nitekim; 60. dakikada aydın, santrhafın ıskaladığı topu zor yerde yakalamış olmasına rağmen şuurlu bir düzeltişle seferin solundan filelere bıraktı... bunu yine aydın'ın atacağı şık gol takip ediyordu ikinci yarıya solaçık başlayan aydın, selim ve hüseyin'in hazırladığı topu altınordu ceza sahasının içinde ayağına düşürmüş rakiplerinin çıkışlarından biran muvazenesini kaybetmiş, ama sonunda bu çetin barajı yıkan şutunu atmayı bilmişti.
nihayet şenol'un golüne sıra geliyordu. 73. dakikada oldu son gol. şerefin pasını şenol ceza sahası üzerinde kaptı, düzeltti ve görerek, bilerek abandı. top bir kere daha altınordu kalesindeydi ve sarı - lacivertliler için maç bitmiş sayılırdı...
dünkü maç, ilk yarıdaki davranışı bakımından fenerbahçenin teknik yöneticilerini çeşitli suallerle karşı karşıya bırakacak bir maçtı. fenerbahçe niçin duruyor ve niçin futbolunu perdeleyen dağınıklıktan sıyrılıp, çıkamıyordu? herkes bunun sebebini aradı...
ve ikinci devre verdi suallerden bir kısmının cevabını. birol kötü bir maç oynadığı halde, topun yere indiği anda ve hafları ileriyi aydınlatabildikleri anlarda fenerbahçe. fenerbahçe oluyordu. mesela ilk yarının gölgelerinden hüseyin, pekalâ ikinci yarıda başarılı bir haf - bek hüviyetini bulmuştu. o kadar değişikti ki. hüseyin... 58. dakikada 35 metreden savurduğu bomba için «ancak avrupa'da eşine rastlananlardandı.» demek hakşinaslık olacaktı...