«yavaş ol, ağır at, takım biraz dinlensin» diye bir faul atışında beşiktaşlı futbolculara talimat veren bir yan hakemi... «çekil ulan sen, beşiktaş atacak« diye bir taç atışında galatasaraylı futbolcuya diklenen bir yan hakemi... ve beraberlik için oynayan fakat bunu futbol oynamamak ve oynatmamak şeklinde sahaya koyan beşiktaşın düşüncesine elinden geldiği kadar yardım eden bir orta hakemi... hattâ bu beraberliği bozmamak için ceza sahası içinde apaçık koluna yapışılıp savrulan uğur'u, gene ceza sahası içinde şut atarken tırpanlanan tarık'ı ve biçilen yılmaz’ı görmemezlikten gelen bir orta hakemi.. işte dünkü maçın ana çerçevesi tam bu idi. çerçevenin içinde de balçık, ağır bir saha.. top mümkün mertebe az sahada kalsın diye boyuna tribünlere doğru savrulan vuruşlar.. oyun müddeti mümkün mertebe azalsın diye yerde dakikalarca ölesiye kıvranıp sonra dipdiri ayağa fırlayışlar.. tribünlerde de futbol bu mu diye üzgün üzgün bir sürü bakışlar.. ve bâzı şaşkın alkışlar.