beşiktaş bu maçtan sonra o sezon ligde kalan 25 maçında hiç yenilmedi.ertesi sezon kki 14.maçı olan fenerbahçe maçına kadar hiç yenilmedi.(yenildiği maç için bkz: http://www.macanilari.com...id=196619671504&aid=29007) u seri şöyleydi: - 1965-66 m/ beşiktaş 0-1 galatasaray ( 17.10.1965 ) son yenildiği maç 1 1965-66 b / beşiktaş 0-0 gençlerbirliği ( 31.10.1965 ) 2 1965-66 g / fenerbahçe 0-2 beşiktaş ( 07.11.1965 ) 3 1965-66 g / ankara demirspor 1-5 beşiktaş ( 14.11.1965 ) 4 1965-66 g / şekerspor 0-2 beşiktaş ( 05.12.1965 ) 5 1965-66 g / beşiktaş 2-1 altay ( 12.12.1965 ) 6 1965-66 g / beşiktaş 2-1 ptt ( 18.12.1965 ) 7 1965-66 b / beşiktaş 1-1 izmirspor ( 25.12.1965 ) 8 1965-66 g / beşiktaş 1-0 hacettepe ( 01.01.1966 ) 9 1965-66 g / mke ankaragücü 0-1 beşiktaş ( 09.01.1966 ) 10 1965-66 b / göztepe 0-0 beşiktaş ( 22.01.1966 ) 11 1965-66 g / vefa 0-1 beşiktaş ( 30.01.1966 ) 12 1965-66 g / istanbulspor 0-2 beşiktaş ( 06.02.1966 ) 13 1965-66 g / beykoz 0-4 beşiktaş ( 13.02.1966 ) 14 1965-66 g / feriköy 1-4 beşiktaş ( 20.02.1966 ) 15 1965-66 g / altay 1-2 beşiktaş ( 27.02.1966 ) 16 1965-66 g / beşiktaş 2-1 göztepe ( 06.03.1966 ) 17 1965-66 g / beşiktaş 2-0 mke ankaragücü ( 13.03.1966 ) 18 1965-66 b / beşiktaş 0-0 ankara demirspor ( 20.03.1966 ) 19 1965-66 b / galatasaray 0-0 beşiktaş ( 27.03.1966 ) 20 1965-66 g / ptt 1-2 beşiktaş ( 03.04.1966 ) 21 1965-66 b / beşiktaş 1-1 şekerspor ( 09.04.1966 ) 22 1965-66 g / hacettepe 1-3 beşiktaş ( 17.04.1966 ) 23 1965-66 g / izmirspor 0-2 beşiktaş ( 24.04.1966 ) 24 1965-66 b / beşiktaş 0-0 fenerbahçe ( 01.05.1966 ) 25 1965-66 b / gençlerbirliği 2-2 beşiktaş ( 08.05.1966 ) 26 1966-67 g / beşiktaş 4-0 izmirspor ( 11.09.1966 ) 27 1966-67 g / ankara demirspor 1-5 beşiktaş ( 18.09.1966 ) 28 1966-67 b / beşiktaş 1-1 mke ankaragücü ( 24.09.1966 ) 29 1966-67 b / beşiktaş 2-2 galatasaray ( 09.10.1966 ) 30 1966-67 b / feriköy 1-1 beşiktaş ( 22.10.1966 ) 31 1966-67 g / eskişehirspor 0-6 beşiktaş ( 30.10.1966 ) 32 1966-67 g / karşıyaka 0-1 beşiktaş ( 06.11.1966 ) 33 1966-67 g / beşiktaş 1-0 istanbulspor ( 12.11.1966 ) 34 1966-67 b / beşiktaş 0-0 altay ( 19.11.1966 ) 35 1966-67 g / ptt 0-2 beşiktaş ( 27.11.1966 ) 36 1966-67 b / beşiktaş 1-1 hacettepe ( 03.12.1966 ) 37 1966-67 g / beşiktaş 2-0 gençlerbirliği ( 10.12.1966 ) 38 1966-67 g / beşiktaş 4-2 vefa ( 17.12.1966 ) - 1966-67 m / beşiktaş 0-1 fenerbahçe ( 01.01.1967 ) serinin sona erdiği maç
ahmet çakır'ın "taçlı kral metin oktay" kitabından;
metinle beraber on beş yıl halit kıvanç spiker-tercüman gazetesi yazarı
bir yıl geçmiş aradan... bu defa metin'in şahsında "futbol 90 dakikadır" gerçeğini ilan ettiğim bir yazıda geziniyorum. daktilomun tuşları, harfleri şöylesine yan yana getirmiş: "89 dakikası golsüz bir maçtı. herkes kaçırmış kaçırmıştı. fakat sahada bir adam vardı ki, kaçırmazdı, kaçıramazdı. hakkı yoktu onun kaçırmağa... ve kaçırmadı da... bu "gol" işinin kralı olduğunu bir kere daha ispatladı metin..." galatasaray'ın beşiktaş'ı son dakikada yendiği maçtı bu...
etrafınızda birbirinden güzel kızlar...kucağınız cepleriniz, avuclarınız yüzlük, binlik liralarla dolu... şahane bir ziyafet sofrasının başında muhteşem bir koltuktasınız. ve tam masadaki elmalardan birine uzanırken...zırrrrrr...baş ucunuzdaki saatin zili ve uyanıyorsunuz. ne elma, ne güzeller ne ziyafet, ne paralar... ben son dakikada gol yeyip de yenilmeyi böylesine bir rüyadan uyanmakla bir tutuyorum.
evet, futbol maçlarının 89 dakikası rüya olsa bile,90 ıncı dakika daima gercektir.beşiktaşlılar maçın 90 dakikadan önce bitmeyeceğini hala öğrenememişler mi acaba ?
gollerin mirasyedice kactığı ve nerede ise golsüz bitecek bir maçtı.iki tarafta bol bol kaçırdı. fakat sahada bir adam vardı ki, kacırmazdı,hakkı yoku kaçırmağa ve kaçırmadı da...kısacası bu gol işinin kralı olduğunu bir kere daha gösterdi metin...
galatasaray meneceri gündüz kılıç susuyor, beşiktaş antrenörü spajic ise 'favori yok' dedi
beşiktaş antrenörü spajiç, yarın galatasaray ile yapacakları türkiye liginin ilk dev maçı için «favori yok» demiştir.
siyah - beyazlı takımın antrenörü konuşmasına şöyle devam etmiştir: «beşiktaş son maçlarında bana ümit verici oyunlar gösterdi. ancak son zamanlarda galatasaray da forma girdi. onun için maç hakkında peşin bir tahminde bulunamam.»
galatasaray'ın antrenör - meneceri gündüz kılıç ise, maç hakkında sorulan sualleri cevapsız bırakmış, «şimdiye kadar konuşmadım. yine böyle devam etsin» demiştir.
haftanın dev maçı için yeniköyde kampa girmiş olan iki takımdan beşiktaş, dün şeref stadında son bir çalışma daha yapmış, galatasaray ise sabah yürüyüşe çıkmıştır.
büyük maça iki gün kala tarafların muhtemel tertipleri de belli olmuştur. buna göre, yarın saat 15 de mithatpaşa stadında başlıyacak olan maçın tertiplen şoyledir:
beşiktaş: necmi - yavuz, fehmi - cevdet, süreyya, kaya -coşkun, yusuf, faruk, ahmet, k. ahmet.
formda siyah - beyazlı takım ile yeni düzene girmeğe başlayan sarı - kırmızılılar 15'de çarpışacak
beşiktşa - galatasaray
avusturyalı hakemlerin yöneteceği müsabakayaı radyo verecek. spajic "favori yok" dedi. kılıç konuşmuyor. ankara'da şekerspor - ptt, g. birliği - hacettepe karşılaşacak
türkiye liginin «dev» maçı bugün 15’te mithatpaşa stadında beşiktaş ile g. saray arasında oynanacaktır.
formda beşiktaş ile yeni yeni düzelmeğe başlayan galatasaray'ın yapacakları karşılaşmada siyah - beyazlılar kağıt tilerinde favoridir. ancak, sakatlığı geçen ve soliç mevkiinde yer alacak metin'in de iltihakı ile eski gücünü bulacak sarı - kırmızılıların da en az rakipleri kadar maçı kazanma şansı bulunmaktadır.
avusturyalı hakemin yöneteceği karşılaşmaya iki takım da şu kadroları ile çıkacaklardır:
g. saray - beşiktaş maçı biliyordu... turan'ın pası ergün'e geldi... ergün sola kaçtı, ortaladı ve...
son sözü metin söyledi: 1-0
daha üstün oynayan sarı - kırmızılı takımın farklı galibiyetini kaleci necmi önledi
necmi tanyolaç
son dakikaları değil, son saniyeleri oynanıyordu dev maçın...
bir yarış daha bitiyordu mithatpaşa'da.. sıfıra, sıfır.. görülmemiş bir kaçırma yarışı.. sıfıra, sıfır... ve sıfıra sıfır bitti diye seyrettiğimiz maçın son saniyesi, biten skorla birlikte biten heyecanı da yeniden geri getiriyordu. artık ne söylense yeriydi ve galatasaray aslında hakkı olan galibiyeti son saniyede sağladığı için ne kadar övünse yeriydi...
her şey bir nefeslik zamana sıkışmıştı. turan’ı görüyorduk ayağındaki topla.. kimden almıştı bu kader pasını? farketmek mümkün değildi.. sonra ergün’ü gördük turan’ın yanında. turan ona verdi. ergün, oyun boyunca yavuz’la didiştiği sol açık yerine doğru hızla kaçtı... ve sonra metin'i gördük beşiktaş ceza sahası içerisinde.. eliyle ergün'e işaret ediyor ve «ver» diye bağırıyordu «ver!» ergün en akıllı işi yaptı, ustaca havalandırdı topu yavuz’un başı üzerinden. metin bekliyordu bu topu.. süreyya’nın şaşkınlığından çok çabuk istifade etti ve düzelttiği topu sağ ayağının içiyle necmi'nin sağına bırakıverdi... gol ağların ortasından toprağa ininceye ve kaleden çıkarılıncaya kadar da bir kaç saniye geçecek ve ancak bir sinema makinesinin tesbit edebileceği on, onbeş saniye içerisinde berabere bittiği sanılan maçı galatasaray 1-0 kazanacaktı...
son saniyede beşiktaş’ı yıkan gol, eski bir hatırayı canlandırıyordu çok kimsede.. şenol’un, simdi austria'da oynayan özcan'ın koruduğu beşiktaş kalesine attığı galibiyet golünü... ama, fenerbahçe o gün, o tarihi golle beşiktaş'ı yenerken. galibiyete lâyık bir oyun çıkaramamıştı. galatasaray ise taa oyunun başından itibaren rakibinden iyi futbol oynamış, bir değil, beş gol fırsatı yaratmıştı.. bu sebeple maçtan sonra kimse «galibiyet galatasaray'ın hakkı detildi» diyemedi.
garip, fakat gerçek. metinin golüyle biten maç metinin daha ilk anda turan'a hazırladığı lokum gibi bir pasla başlamış, yine metin iki üç dakika içerisinde orta sahadan arkadaşlarını iki defa gol pozisyonuna itmişti... bir de metinin 1. dakikada ceza sahası dışından savurduğu şutu necmi'nin zorla yakalayışı vardı ki... bütün bunlar galatasarayın ve metinin ise ne kadar hırslı başladığını gösteren işaretlerdi... beşiktaş ise bir panik halinin ediğinde, sahaya oturamıyor, korku ile telâş arasında bocalayıp, duruyordu... bütün bunlar bir tarafa, ayhan'ın şutu direklerden dönmese, yılmaz'ın vuruşu barajda kaybolup gitmese. galatasaray ilk on dakika biterken beşiktaşın işini bitirmiş olacaktı...
buna rağmen siyah - beyazlılar 15. dakikadan sonra sahaya alışmaya başladılar. ilk çeyrek dolarken yusuf’la, faruk'un birbirinden ince hareketlerle topu rakip ceza sahası önüne kadar getirdiğini görüyor ve yusuf'un, faruk'un topuk pasına voleyle ortak oluşunu alkışlıyorduk. oyundaki dengesizliğe rağmen iyice bir beşiktaş - galatasaray maçı seyrettiğimizi söyleyebilirdik... ancak, galatasaray metin’den çıkan toplarla beşiktaştan daha sık gol pozisyonu yakalamaya devam ediyordu. bunlardan en anlatılacak olanı ayhan'ın beşiktaş kalesi önünde kaçırdığıydı... şimdi sıra beşiktaşa gelecek ve fethi'nin çevirdiği topa faruk kafasını uzatacaktı... seyirci gol diye ayağa kalkardı böyle hallerde. ama, ahmet tuna tam yerinde çıktı, uzaklaştırdı. 31. dakikada ise ileriye kadar sokulan bek doğan'ın korkunç bir şutunu necmi'nin adeta havada uzayarak kornere atışına ayağa kalkıyorduk...
ikinci yarıda da oyun değişmedi. sakatlanan coşkun aksıyor. beşiktaş forveti, geride her topu ayağında üç beş saniye tutmakta ısrar eden yaratıcı haf - bek cevdet'ten tek bir pas alamıyordu... galatasaray ise metin'in ilk devredeki çalışkanlığını bir tarafa bırakmış olmasına rağmen, ayhan'ın iyi futboluyla ve defansının tecrübesiyle yine puan ustünlüğünü rakibine bu rakmamıştı... mesela 52. dakikada ayhan'ın necmi’den başka hiç bir beşiktaşlının bulunmadığı kaleye altı metre mesafede bir yerde havalandırdığı topu, değil ayhan, futbola yeni başlayan bir çocuk bile atardı... beşiktaş bir ara yüklenmeye niyet etti. nafile... takım yürümüyor ve galatasaray kontrataklarla daha tehlikeli oluyordu... son saniyedeki gol galatasarayın alın teriydi...
menecer adanır futbolcuları azarlarken, spajiç de, "dğnyanın hiçbir yerinde böyle oyun oynanmaz."
kılıç, "cevabı saha verdik" dediler
nurhan aydın, togay beyatlı
«yürümeyen metin'e bir de gol attırdınız. yazıklar olsun size..» beşiktaş menaceri recep adanır, futbolcuları böyle azarlarken, antrenör spajiç, «dünyanın hiçbir yerinde bu şekilde futbol oynanmaz. topa alıp gidiyorsunuz, sonra kaptıtırıyor ve yerinizde duruyorsunuz. koşmayınca, mücadele etmeyince nasıl maç kazanılır? yazık, yazık, çok yazık» diyordu.
siyah - beyazlı teknik yöneticiler, her maçın kazanılamayacağında ittifak ediyorlar, «maç berabere biterdi. şimdi 3 puan kaybettik» diyorlardı.
faruk sağnak, «maçın muhasebesini yaparsak, galatasaray bizden daha çok gol pozisyonuna girdi. ya ayhan onları atsa idi. daha önümüzde çek maç var fakat, hiç olmazsa berabere bitireceğimiz bir maçı kaybettik» şeklinde konuştu.
galatasaray takımı antrenör - meneceri gündüz kılıç, maçtan sonra «beşiktaş maç öncesi çok konuştu, bizim futbolcularsahada buna cevap verdiler» demiştir.
kılıç, soyunma odasında futbolcuları tebrik etmiş ve maç hakkında şunları söylemiştir: «galibiyetimiz geç oldu. daha önce ve birkaç tane golle galip gelmemiz icap ediyordu, futbolcular önceden kararlaştırdığımız taktiği sahada cidden çok güzel tatbik ettiler. sakatlığı henüz geçmemiş olan metin vazifesini fazlasıyla yaptı. maçın neticesini başarılı oynayan mdüdafaamız tâyin etti. bâzı eksiklerimiz var. onları da ileride düzelteceğimizden eminim.»
golün kahramanı metin ise, «henüz istediğim randımanı veremiyorum. sakatlığım tamamiyle geçtikten sonra yine eski metin'i sahada göreceksiniz. bütün takım arkadaşlarım vazifelerini lkayikiyle başardılar» sözlerini söylemiştir.
son zamanlarda bir sürü kişiler belirdi. teknik damgalı, idareci damgalı kişiler. ağızlarına ne gelirse bilmeden, düşünmeden konuşuyorlar, konuşuyorlar.
bir maçta şampiyonluklarını ilân ediveriyorlar. maçlardan evvel rakiplerini sportmenliğe yakışmıyacak şekilde ufalayı veriyorlar.
bir de başka kişiler var. idareciliğin şatafatına doyamamış kişiler. onlar da güya gönül verdikleri kulüplerinin maçlarında işler fena gitsin diye dualar edip, gitti mi de solucanlaşıyorlar. zaten sarsıntı halinde olan futbolümüzde işin yoksa bir de bu karıştırıcı, yıkıcı, kışkırtıcı kişilerle uğraş. her neyse şu kadarcık olsun içimi boşalttıktan sonra gelelim biz maçımıza.
galatasaray dün sahada evvelden düşündüklerinin en fazla yüzde 60 ını yaparak maçı kurtardı. müdafaa iyi kapandı. forvet bilerek açtığı yollardan gollere gitti. fakat ancak birini değerlendirdi. şayet henüz sakatlığı yeni geçen metin'in kondisyonu daha iyi olsaydı galatasaray pekâlâ farklı bir galibiyet alabilirdi.
besiktaşa gelince, iyi bir taktikle değil, daha çok gençlikle, sür’atle gole gitmeye çalıştı. çok fazla adamla gideyim derken de defansı sık sık açıklar verdi. hemen şunu söyleyeyim ki daha yığınla maç var önümüzde. biz de o fırsatçı kişilere benzemiyelim. her maçın başka havası, başka şans akımı, başka gidişatı vardır. beşiktaş ve galatasaray daha ne maçlarda kazanacaklar, berabere kalacaklar veya yenileceklerdir. lig maratonu bu... asıl en sonunda gülen en tatlı ve en hakiki gülen olacaktır. hepimiz. bütün kulüpler şimdiden aşın sevinçlere, aşın kederlere kapılmadan çalışmalı, sabretmeli, beklemeliyiz.
dağınık ve yorgundu beşiktaş... en az yedi sekiz elemanı kendilerinden beklenenin yansını dahi veremedi. oyunu kuran haf hattı, sahada yoktu diyebiliriz. daha kötü bir akıbetten necmi kurtardı beşiktaşı... kaya ile faruk da vazifesini yapanlar arasında idi. hele oyunun sonlarında beşiktaş maçı bırakmış, beraberliğe rıza gösterir şekilde vakit kazanmak için çırpmıyordu. ama, metin defansın müşterek hatâsından istifadeyi bildi ve beşiktaşı kıymetli iki puandan etti.
galatasaray ise, tamamen değişik ve dinamik bir hüviyet içinde göründü ve haklı bir galibiyet kazandı.
mevsim başından beri bir türlü toparlanamayan galatasaray dün ilk defa diğer maçlarına nisbetle derli toplu bir oyun çıkardı. beşiktaşın daha serinkanlı ve oturaklı hâli yanında, sarı - kırmızılılarda ise maçı kazanma telâşı daha fazla idi.
nitekim 90 dakika boyunca ellerine birçok fırsat geçmesine rağmen bunları cömertçe harcadılar ve işi son dakikaya bıraktılar. şayet, beşiktaş, maçın son anlarını rakip sahanın yan köşelerinde oyun kurarak, oyalama yoluna gitmiş olsaydı, müsabakayı berabere bitirecekti. zira, coşkun’un sakatlanması ve fethi'nin oyunda yokmuş gibi durması ile gücünden zaten kaybetmişti. bunun yanında necmi'nin de hasmı daima üzerine çekmek isteyişi, galatasarayın arzusunu tahakkuk ettirmiş oldu. netice olarak, galatasaray geçmiş haftalara nisbetle daha canlı ve istekli, beşiktaş ise her an kazanını emniyeti içersinde idi.
durdu... durdu... iki pas attı, dağıttı arkadaşları karşı defansı. fizik şartları iyi değildi. yoruldu. durdu. dinlendi. iki depar yaptı. karıştırdı beşiktaşın gerilerini. nefesi yetmiyordu. yoruldu. durdu. dinlendi.
sonra sahadaki yerini ve oyununu değiştirdi, son dakikalarda. pas istedi arkadaşlarından. birkaçı kötü geldi topların. birkaçına - fizik eksiği yüzünden - kendisi yetişemedi. sonra.. gol kokusu aldı mı, şahlanıveren adam oldu, eski günlerdeki gibi.. attı golünü. iki puvanı alıp hasnun galip sokağına götürdü..
* * *
dünkü metin iyi mi oynadı? hâşâ... değil kötü oynadı. ama türk futbolunun bunca eksiği arasında en büyük falsosunun ne olduğunu bir ders verir gibi gösterdi arkadaşlarına, rakiplerine ve seyirciye...
* * *
«gol». ingilizce «goal» kelimesinden gelmiştir dilimize. ve «amaç, hedef, gaye» anlamına gelir. futbolde amaç - hedef yani «goal» topu karşı kaleye atmaktır.
* * * kim iyi oynadı dün? galatasaray forvetinin her topu alışında, darmadağın olan beşiktaş defansı mı? topu kestiği zaman, kendi sahasına oyunu gömen galatasaray defansı mı? sahada kimi iyi niyetle, kimi de üstelik özel kabiliyetle didinen, çalışan yusuf’lar. faruk'lar. ayhan'lar. yılmazlar mı?
yoksa iki puvanı alıp giden metin mi?
* * *
isteyen islediğini söylesin, son nefesini verir gibi görünen türk futbolunun ayakta duran son askerleri metinler ve naciler mi oluyor acaba?
beşiktaş galibiyeti galatasaray câmiasında büyük sevinç yaratmıştır. dün sarı - kırmızılı kulübe yüzlerce tebrik telgrafı gelmiştir.
millî maçlar sebebiyle bu hafta türkiye liginde müsabakası bulunmayan galatasaraylılar, 31 ekim pazar günü izmir'de göztepe ile oynayacaklardır. bu maçın hazırlığı bugün saat 16.30 da kulüp lokalinde yapılacak antrenman ile başlayacaktır. ( http://www.macanilari.com...saray-196519660808--.html)
sarı - kırmızılı futbolcular, beşiktaş maçı galibiyeti için 500 lira prim alacaklardır.