195. randevu... ezeli iki hırçın sevgili bunca yıldır sık sık buluşmanın kanıksamasından olacak sisli bir havada randevu verdikleri mithatpaşa’da tekrar karşılaştılar.
ve oyunun neticesini gösteren sıfırları birer çember yaparak çevire çevire tarihi belli olmayan 196. randevuda buluşmak üzere ayrılıp gittiler.
bu hep böyle oluyor. bir acaip kasıklık içerisinde katılaşan futbolcular hakiki oyunlarını ortaya koyamıyor. hırçın sevgililerin maçı taraftara anormal bir heyecan hariç bir temaşa zevki vermiyor.
hırçın sevgililer eğer dün alman hakem helmuth olmasaydı birbirlerini yiyebilir, tırmalayabilirlerdi. bayıldık doğrusu kurt helmuth'a.. adam maç değil sanki bir orkestra idare etti. bir de dünkü müsabakada en çok gözümüze takibin insan nedim oldu. o nazenin, tüy kadar hafif, topa girmekten ürken fenerbahçe forvetine nedim bir dinamizm kazandırmıştı. aydın ve ogün hariç takır takır oynuyorlardı hepsi... fenerbahçeli yöneticiler askerlerimiz gelsin düzeliriz demişlerdi. ilk defa doğru bir söz söylemişler..
galatasaray ise, neticeyi çantada keklik görmenin acısını çekti. ve maçın büyük bir kısmında ezeli rakibine mahkûm oldu ve kaybettiği bir puanla da şampiyonluktan biraz daha uzaklaştı.