turgay, 11 aylık bir ayrılıktan sonra tekrar sahaya döndün... hem de, kötü hava şartlarına rağmen gemisini başarıya ulaştırmayı bilen bir kaptan olarak
senin için «artık spor hayatı öldü» demişlerdi. «kendisine bakmıyor, hayatı muntazam değil, «sefahete düştü, oynayamaz» demişlerdi. «bir formül bulalım, elli defa milli oluversin. ona da bir altın madalya verelim» demişlerdi. evet koca turgay, sana altın madalya lütfedilecekti. bunca yıl başarı ile koruduğun milli takım kalesini, kolundaki demir çubukla bir milli müsabakada hatır için dolduracaktın. eğer dedikleri gibi olsaydı, bir tarih kadar zengin olan spor mâzin maalesef gölgelenecekti. ama sen, azmin ve iradenle sana acıyanlara, sana lütufta bulunmak isteyenlere güzel bir cevap verdin. keşke her profesyonel futbolcu senin kadar bu işi hissetse, bu mesleği ciddiye alsa ve izzetinefsini korumasını bilebilse...
90 dakika koşmayan, aldığı parayı haketmeyen, ay-yıdlızlı formayı taşımanın şerefini düşünmeyen pek çok sporcuya güzel bir örnek verdin. iyi başladığın maçta, bir falso yapacaksın diye yüreğimiz ağzımıza geldi. zaman zaman... ne gezer, sen eski günlerin turgay’ı idin. en büyük arzumuz, bu başarını devam ettirmen ve 50. milli maçında boynuna takılacak altın madalyayı dünkü gibi başarılı bir oyunla haketmendir.