beşiktaş - f. bahçe prestij maçında yenişemedi: 0-0
şampiyonlar m. paşa'dan geçti
mahşeri bir kalabalığın takip ettiği karşılaşma çok zevksiz ve kalitesizdi
necmi tanyolaç
beşiktaşlılar 5 yıldır söyleyemedikleri şarkıyı söylüyorlardı...
«şampiyon olduk şimdi...» diye.
beşiktaş’lılar 5 yılın özlemini haykırıyorlardı...
«şampiyon takım çok yaşa...» diye.
beşiktaş’lılar 5 yıldır kenarında gezindikleri pistin üzerinde şeref turu yapıyorlardı... göğüslerini gere gere...
alın teriyle, bilek hakkıyla ele geçirlimiş bir zafer kutlanıyordu mithatpaşa’da... beşiktaş'lılar maskotları dahil, tam kadro halinde sahaya çıkmışlardı... bütün bir stad onları bekliyor, binlerce siyah - beyazlı bayrak havaya kalkıyor ve beşiktaş'lısı, fenerbahçe'lisi, galatasaray'lisı, herkes, sahada kim varsa, herkes bayramına katılıyordu beşiktaş'ın... ve kırk yıl geçse üzerinden unutulmayacak o muhteşem dekor içerisinde ak saçlı bir adamın, siyah - beyaz formalı delikanlıların omuzlarında yükseldiğini görüyorduk... bu, ömrünün kırk yılını beşiktaş’a vermiş, saçları beşiktaş uğruna ağarmış hakkı yeten’di... besiktaş tarihinin unutulmaz kaptanı baba hakkı’nın da hakkını veriyordu o coşkunluk içinde... ve hepimiz ayağa kalkmış, yeri, göğü inleten beşiktaş taraftarlarının heyecanı arasında şampiyon «kara kartal»ın heybetini, şeref turunun seyircileri olarak gurur va takdirle seyrediyorduk.
yazık ki..
yazık ki, şeref turunun arkasından gelen kasırga kısa sürdü... beşiktaş tehlike doğurabilecek bir cesaretle alışılmış tertibini bozmuş, yepyeni bir ekip çıkarmıştı fenerbahçe'nin karşısına... fenerbahçe ise şenol’u ile, birol'u ile inadına şöhrete bağlamıştı ümidini...
yer yer batak sahada oyunun ilk yarısı biterken fenerbahçe 9 korner kazanmıştı. bu, açık bir üstünlüğü gösteriyordu... ama, fenerbahçe’nin şöhretli forveti, ikinci devrede de devamlı yüklendiği rakibini cilveli bir balığın denizin içindeki oltayla koklaya, dokuna oynayışı gibi, dişleyip, ısıramayacaktı beşiktaş’ı... şeref, ercan ve ali ihsan gibi üç usta ve formda adamın önünde oynayan bir forvetin karsı kale önünde bu derece silik kalışı hazindi... beşiktaş ise beraberliğe fazlasıyla sarılmış haldeydi. bu sebeple yüklenme noktasında sarı -lâcivertliler daha ağır bastılar, henüz 2. dakikada nedim’in soldan götürdüğü topa yaşar girdi ve çaktı şutunu. yavuz ters bir vuruş yaptı kornere kadar uzandı tehlike. beş dakika sonra yaşar'ın ayağından çıkan topa kaya ters vurdu. yine korner oldu. fenerbahçe tam 14 dakika beşiktaş kalesi önünde gözüktü. 15. dakikada ise beşiktaş'ın akınına sıra geliyor ve ahmet, ali ihsan'dan söktüğü topla ilk şansını deniyordu. gollük pozisyon hâzım'ın kucağında kalacaktı sonunda, ilk yarı sona ererken rüzgârla bastıran beşiktaş'ta bir kişi - topa ayağından kimsenin alamadığı yusuf - forvetin her tarafına inanılmaz güzellikte paslar gönderiyor ve beşiktaş forveti, rakip takımın forveti gibi bunlara uzak kalıyordu. bu arada ahmet şereften kaçarak attığı şutla şansını bir kere daha denemiş, top çok yakından aut'a gitmişti. 30. dakika ise şenol'un frikiği beşiktaş'ın yüreğini ağzına getirmiş. ercan’ın kafa vurusunu sabri parmaklarının ucuyla çelip, kornere atabilmişti.
ikinci yarı yine gol yok
beşiktaş ikinci yarıya derli, toplu ve canlı başladı. faruk daha ilk saniyede hâzım'ın boş bıraktığı kaleyi görebilse, maç burada biterdi belki de. 51. dakikada da cevdet aynı şeyi yaptı ve boş fenerbahçe kalesine kepçelediği topun aut’u buluşunu seyretti. siyah - beyazlılar 60. dakikaya kadar bastırıp durdular rakiplerini. fenerbahçe tekrar toparlandı ve nedim'in «buyur at»dercesine uzattığı pasa yaşar girdi, patlattı, sabri çıkardı kornere bunu da. arkasından ahmet'in ortasına cevdet'in girişi yavaş oldu, çelimsiz şutu hâzım önledi kolayca. oyunun bundan sonrası fırsat kaçırma yarışı haline gelmişti. yusuf, ahmet’e veriyor. ahmet vuruyor. hâzım kurtarıyor. şenol, yaşar'a veriyor. yaşar kaçırıyordu. ve bir fırsat daha gelecekti fenerbahçe’ye maçı kazanmak için. tam 84. dakikada: şenol, birol’a o sıkışıklıkta pasların en güzelini, en kolayını uzattı. birol ve sabri karşı karşıyaydı şimdi, vurdu birol, minare gibi. bir pl'ase. birol'u da. fenerbahçe'yi de kurtarırdı son dakikada...
maçtan çıkarken herkes, birbirine maçı değil, büyük şeref turunu anlatıyordu...