* fenerbahçe mi, altay mı? şu anda herkes izmir'de bu suale cevap aramakla meşgul. hiç kimse beşiktaşın istanbulsporla oynayacağı maçın ne olacağını sormuyor. garip bir hava bu... altay’ın lejyondan gelen reisi dünkü konuşmasını bugün daha yumuşattı. «benim» diyor burteçin.
«bir de acaip sezişim var. meselâ yağmurun yağacağını, zelzelenin olacağını daha evvelden anlıyorum. şimdi size açıkça söyleyebilirim ki, bugün oynanacak maç 0-0 berabere neticelenecektir.»
rıdvan burteçin, altay’da ilân ettiği diktatörlüğünden sonra dün de basına bu açıklaması ile ahir zaman evliyası olduğunu da bildiriyor...
* izmir'de günün adamı beşiktaşlı recep. gazeteciler onun peşinde. fenerbahçeli idareciler bir polis hafiyesi gibi onu takip ediyor. rivayete göre, receb'in cebinde 50 bin lira varmış. bu parayı altay kulübü futbolcularına dağıtacakmış!.. beşiktaş kulübü, antrenör yardımcısına böyle mühim bir maç arifesinde çok önemli bir görev vermiş. recep gülüyor: «yahu ne garip» diyor. «şu anda babamı kaybetmenin üzüntüsü içindeyim. ankara'dan şöyle bir tur aldım, izmir’e geldim. hava değişikliği yapıp istanbul'a döneceğim. öyle balonlar uçuruyorlar ki nerde ise ben dahi bu maça casusluk vazifesi ile geldiğime inanacağım. nasıl olur da böyle söz söylenir. daha dün akşam fenerbahçe idarecileri ile pişpirik oynadık. futbolcularına muvaffakiyetler diledim. ister misiniz beşiktaş kulübü idarecileri duysun da benim fenerbahçeli futbolculara prim verdiğimi zannetsinler. bereket baba hakkı buna inanmaz. hem cebimdeki paranın yekûnu da 50 bin değil, sadece 370 lira.»
* dün sabah iki rakip takımın futbolcuları fuar'daki golf sahasında bir tesadüf neticesi karşılaştılar. bu arada varol, eski takım arkadaşı şenol'a dönerek: «bak» dedi. «topu şu delikten geçirirsem fenerbahçeyi yeneceğiz.» altaylı ve fenerbahçeli futbolcular heyecanla varol'un atışını takip etmeye başladılar. varol topu dikti... vurdu... ve ufacık deliklen top bir fişek sür'ati ile geçti. altaylılar memnun. fenerbahçeliler üzgündüler.. varol'un, şenol'a son sözü şu oldu: «uğur'a aldırma, tam üç senedir topu bu delikten geçirmek için antrenman yapıyorum.»
* «bu ne hikmettir bilinmez» diyor fenerbahçeli idareciler. «bizden başka milli ligdeki her takım kendi maçını idare edecek hakemin ismini bir hafta evvelden öğreniyor. işte yine öyle oldu. orta hakem isviçreli bir mebusmuş, yan hakemler ise sabahattin lâdikli (!)ve cezmi başar mış (!)»
* sıcak... sıcak... sıcak... boğucu, bıktırıcı, yıldırıcı bir sıcak var izmir'de, nefes alamıyor insan. bundan en fazla şikâyet eden fenerbahçeli futbolcular. evvelki gece biraz da uçağın sallantısının korkusu ile gözlerine uyku girmeyen sarı - lâcivertli futbolcuları idareciler başka bir otele naklettiler. şimdi fenerbahçeliler «sıcaktan mütecessir olanlar ve olmıyanlar» diye iki kısma ayrılmış vaziyette. ayrı ayrı otellerde kalıyorlar.
* sarı - lâcivertliler maça çıkınca tribünlerdeki seyircilere şeker atacaklarmış. fikir, f. bahçe’nin monşer idarecisi fahri ilbay‘a ait. bu fikri câzip bulan bir taraftar, «fenerbahçe şeker değil gol atsa daha iyi olur» demekten kendini alamadı.
* altaylı idareciler istanbul'dan gelen bâzı gazetecilere dün kendi lokallerinde bir öğle yemeği verdiler. bu arada torino takımı ile anlaşan altay kalecisi varol, gazetecilerin pek çok sorusuna muhatap oldu. göztepe idare cilerinden haşmet utlu ise, varol'a italya'ya gitmemesini tavsiye ediyordu. «sen» diyordu uslu, «lisan bilmezsin. italyanların hususiyetlerinden anlamazsın. alafranga müziği çakmazsın. italyan antrenör sana piyano piyano der, sen piyano çalmaya kalkarsın. halbuki piyano demek, türkçe karşılığı (yavaş) demektir.» varol bir an düşündü. «o mühim değil ağabey» dedi. «bak yemeğimden bir toplu iğne çıktı.» bölgecilik yapmakla itham edilen göztepe idarecisi haşmet uslu, ona da bir kulp takmakta gecikmedi. «ahçı fenerbahcelidir. yemeğine iğneti kasten o atmıştır.»
* altay kampına bugünlerde bir rüya tâbircisi uğrasa çok para kazanır. altay'ın emektar hocası bayram’dan tutun da kulüp başkanı rıdvan burteçin'e ve futbolcusuna kadar hemen herkes gördüğu rüyayı anlatıyor. bunlardan bir tanesini iki gün üst üste antranör bayram görmüş. «hayırdır inşallah» diyor bayram, «iki defadır rüyamda bir adamı öldürüyor ve mahkeme huzurunda suçu bir başka insanın üzerine yıkıyorum.» dinleyenler rüyayı şöyle tâbir ediyorlar. «haaa... altay fenerbahceyi yenerek, beşiktaş'ı şampiyon yapacak.»
* diğer enteresan bir rüyayı da beşiktaş'ın eski futbolcusu ve bugün fenerbahçeye kök söktürecğini söyliyen nazmi anlatıyor: 1959 yılında fenerbahçe ile çok hayati bir maç yapacaktık. gece eşim yatağından kalktı ve «nazmi» dedi. «fenerbahçe'ye 1-0 mağlûp oluyoruz.» ertesi gün onu kasten maça götürdüm. 1-0 kazandık. eşim dün gece de yine rüystında altay'ın 1-0 mağlûp olduğunu görmüş. bugünkü maça onu götürmek kararındayım. bakalım...»