siyah - beyazlılar dün kampla çalıştı. yeten "top yuvarlak ama, neticeden ümitliyim,, •kılıç ise "takımıma güveniyorum,, diyor. sarı - kırmızılılar bugün çalışacak
mevsimin ikinci dev maçına iki gün var... gerek lider galatasaray, gerekse lideri yedi puan farkla takip eden beşiktaş için bu 48 saatin büyük önemi var. işte iki takım da bu önemi gözönünde bulundurarak hazırlıklarına devam ediyorlar.
beşiktaş maçı için kamp yapmıyan sarı - kırmızılı futbolcular dün umumiyetle kulüp lokalinde bir arada bulundular. bu arada bazıları masal ve tedavilerini yaptırdılar. galatasaraylılar sonçalışmalarını bu sabah saat 10.30 da kendi sahalarında yapacakları ve maç saatini beklemek üzere evlerinde istriate çekilecekler. galatasaray meneceri gündüz kılıç, neticeden emin olduğunu şu sözlerle belirtmiştir: «takımımızın bu haftaki çalışması bana fazlasiyle güven verdi.»
beşiktaş dün çalıştı
perşembe akşamından beri pendikte kampta bulunan beşiktaşlılar dün öğlene kadar istirahat ettikten sonra pendik sahasında da hafif bir çalışma yapmışlardır. antrenör kutik idaresindeki antrenman kültür fizik ve top kontrolü şeklinde geçmiştir.
beşiktaş kulübü reisi hakkı yeten, dünkü çalışmadan sonra neticeden daha ümitlendiğini bildirmiş ve maç hakkında şunları söylemiştir: « karşılaşma bizim için hayati bir önem taşıyor. teknik adamlarımız ve ve futbolcularının maça gerekli alâkayı vererek çalışmalarını bilirdiler ve şu auda kamp programızın dinlenme faslı başlıyor, hazırlıklarımızdaki ciddiyet ve futbolcularımızın son form durumu maçı kazanmamıza bir delildir. ancak topun yuvarlak olduğunu unutmamak lazımdır. »
kadrolar belli oldu
son dakikada büyük bir değişiklik olmadığı takdirde her iki takım da haftanın maçını şu kadroları ile oynayacaklardır:
galatasaray: turgay - candemir, küçük ahmet - suat, ergun, ahmet berman - mete, recep, talât, bahri, uğur
mithatpaşa stadında 14'deki büyük randevu: galatasaray - beşiktaş
milli ligin dönüm noktası olan maçta şanslar müsavi
millî lig maçlarının dönüm noktasını teşkil edecek olan galatasaray - beşiktaş karşılanması bugün saat 14.00 te mithatpaşa stadında oynanacaktır. fenerbahçeyi 7, beşiktaşı 9 puan geçen ve lider durumda bulunan sarı - kırmızılı takım bu büyük avantajı muhafaza etmek için geride bıraktığımız hafta içinde ezeli rakibe bütün imkânlardan faydalanarak en iyi şekilde hazırlanmıştır.
takımlar...o...g...b...m...a...y...p...kp (kayıp puan) g. saray...13...10...2...1...23...7...22...4 beşiktaş...12...5...3...4...13...7...13...11
teknik menecer gündüz kılıç, bu maç mevzuunda fikirlerini şöyle açıklamıştır: «- beşiktaşın karşıyaka mağlubiyetini ben şansla tavsif ediyorum. değişen oyuncular, değişmeyen ise sadece şanstır. beşiktaş ogün kazanmaya yeter derecede oynadı. fakat karşıyakanın da neticeyi temin edecek her şeyi yaptığını söyleyebilirim. biz, bugüne iyi hazırlandık. beşiktaş iyi kondisyonu olan bir takım. bu bakımdan bizm için çok tehlikeli bir rakiptir.»
antrenör coşkun özarı ise «- beşiktaşın en büyük silahu çalışkan ve genç oyunculardan kurulu olmasıdır. mustafa, ayhan, nuri gibi elemanlarımızın yokluğuna rağmen rakibimizle iyi mücadele edebileceğimize inanıyorum.» demiştir.
sarı - kırmızılılar hava ve saha şartlarını gözönüne alarak bugün beşiktaş maçına şu tertiple çıkacaklardır: turgay - candemir, k. ahmet - suat, ergun, b. ahmet - mete, recep, bahri, talat, uğur.
iyileşen turgayın takımda yer alması sarı - krımızılılar için bir kazanç teşkil edecektir.
beşiktaş da bugünkü büyük müsabaka için ciddi bir şekilde hazırlanmıştır. reis hakkı yeten ve antrenör kutik, galatasarayı yenmemeleri için hiçbir sebep bulunmadığını açıklamışlardır.
siyah - beyazlılar bugünkü kritik maça şu kadroları ile çıkacaklardır: necmi - muhittin, münir - yüksel, süreyya, kaya - arif, ahmet, şenol, birol, muharrem.
son haftalara bakarak bugünkü maç hakkında kesin bir tahminde bulunmak imkansızdır. ancak, tarafların müsavi şanslarla sahaya çıkacakları şüphe götürmemektedir.
çamur, beceriksizlik, şanssızlık ve hakkı gürüz'ün kötü idaresi: g. saray-beşiktaş beraber: 0-0
sarı-kırmızılılar çok hâkim oynamalarına rağmen gol atamadılar
necmi tanyolaç
haftanın dev (!) maçını galatasaray tek başına oynadı dense yeridir.
beşiktaş dünkü ezilişini rakibinden üç, beş klas geride futbol oynayışını gördükten sonra, bu beraberliği başka türlü ifade ve izan etmeye imkân yoktu.
sahaya hırslı ve arzulu çıkacaksın. evvela gayri nizami hale geldikten başka bataklığa dönen sahayı, sonra da beşiktaş'a hiç benzemiyen rakibini ezecek, sileceksin. maçın başından sonuna kadar top sende kalacak, karşındaki takımı hırpalayacak, sileceksin ve golü atamayacaksın...
beşiktaş hakikaten şampiyonluğa layık bir milli lig lideri hüviyetiyle çalışan galatasarayı hiç değilse müdafaasındaki gayretle durdurmaya teşebbüs etseydi, oyunu başka bir cepheden ele alacak ve «iyi ama, karşı tarafın da puana hak kazanan bşr şeyler vardı...» diyecektik.
bunların hiç biri olmadan, bir taraf ezerek, diğeri ezilerek maç berabere bitti ve galatsaray maçı kaybetmekten beter hale gelmiş bir takım gibi bataklığı terketti.
sarı - kırmızılılar şanssızdı
şimdi sebeplere geçelim. galatasaray'da dün hakettigi neticeyi durduran bir şanssızlık vardı. bu biir... ama, galatsaray'da dün hakettiği neticeyi durduran bir beceriksizlik de vardı.. bu da ikii... henüz maçın 8. dakikasında sahanın en akıllı ve çalışkan oyuncusu mete'nin sağdan ortaladığı topu kaleci necmi'nin seyre daldığı pozisyonda kale önünde durtemeyen samim'in 16. dakikada uğur'un harika pasını acemice duruşlarla içeriye atamayan talat ve yine samim'in bu hakedilmiş galibiyetin alınamayışında hiç mi suçları yoktu?
haydi, maçın heyecanı, ilk hızın telaşı diyelim, 31. dakikada bahri'nin samim'in ayağından sadece topu değil golü de alışının galatasarayı mutlaka hakkı olan galibiyetten uzaklaştırdığını kabul etmek zorundaydık. bütün bu beceriksizliklerin ve sırası geldikçe de şanssızlıkların üzerine, isteyerek değil, fakat mütemadiyen galatasaray aleyhinde kararlar veren hakemin de galatasaraya hakkı olan galibiyeti vermeyen adamlar arasında olduğunu kaydetmek isteriz. iri ve ağır fizik yapısı ile ağır sahadan maçı ortalarda idare eden hakkı gürüz daha 11. dakikada ilk hatâsını yaptı ve kale önünde bahriyi kasti bir şekilde yere seren necminin hareketine seyirci kalmıştı. aynı hakem, ilk yarıda iki defa avantaj kaidesine riayet etmemiş, ikinci yarıda ise talatın süreyya'nın kündesineden kurtulup topu lieri attığı bir sırada bir arkadaşının rahatça gol yapabileceği bir pozistyonda güya galatasarayı bir favl'le mükâfatlandırmak istemişti...
maçın kısa hikâvksı
doğrusu, o sahaya rağmen iyi bir futbol seyrettiğimizi söyleyecektik...
ilk ciddi akın, beşiktaş'tan çıktı. 6. dakika ahmetin geriden ileriye uzattığı topa şenol fırladı, ahmet berman'la ergun'un arasında sıkıştı kaldı.
sarı - kırmızılılar sahaya yayıldılar. mete orta boşlukta ustaca hareketlerle arkadaşlarına pas atıyor. uğur'la takat da birbirlerine yakın oynayarak atağa kalkıyorlardı.
galatasaray, şenolun, turgayın kornere attığı şutundan sonra devre sonuna kadar hiçbir güçlüğe uğramadan oyununu devam ettirdi, bastırdı, bastırdı, tek kale oynadı ve devreyi golsüz bitirdi.
beşiktaş paniğe uğruyor beşiktaş ikinci yarıda canlanacağını tahmin edenler yanıldılar. galatasaray bu hızda iniverdi karşı kaleye. siyah - beyazlı takım tam bir paniğe uğramıştı. bu yarının ilkine nazaran tek farkı necminin düzelmiş olmasıydı.
henüz ilk dakika dolarken samim yılan gibi iki beşiktaşlının arasından ceza sahasına girdi. şutunu da çekti. necmi karşıladı. döndü bahrinin şutu kaleye girdi. ama hakem samimin ofsayt olduğunu tesbit etmişti. sarı -kırmızılı takım rakibini bırakmış değildi. bir beş dakika seyredildi ki, tam bir bombardımandı bu beş dakikalık devre. bahri vuruyor, talât vuruyor, barajdan dönüyor. uğur vuruyor, mete sallıyor, gerilerden gelen suat ile ahmetler bile kuvvetli futlarla şanslarını deniyorlardı.
netice; galatasaray 50 senedir mücadele ettiği beşiktaşı dünkü kadar kötü bir gününde yakalamadığı halde beraberlikle sahadan ayrılıyordu.
beraberlikten memnun gözüken siyah -beyazlılar «çok şükür 13 puanı aştık» diyorlar
özdemir kalpakçıoğlu nurhan aydın
galatasaray dün mağlûp olmamıştı, fakat sarı - kırmızılı futbolcular mağlûp olmuşcasına üzgündüler.
soyunma odasına kendini toparlayıp konuşabilen menecer gündüz kılıç şöyle diyordu: «galibiyet çok iyi çalışan çocukların yüzde yüz hakkı idi. fakat taraf tutan ve mahiyetini çok iyi bildiğimiz hakem bey çocukların ve dolayısiyle takımımızın çalışmasını gadre uğrattı. futbolcularımız canla başla çalışarak vazifelerini yaptılar. beşiktaş takımı da sportmence mücadele etti. galatasarayın bir golünü saymayan ve en aşağı üç dörtt muhakkak gollük pozisyonu acaip kararlarla durduran hakemin bu tutumuna karşı futbolcularımızın soğukkanlılıklarını muhafaza ederek en ufak bir itirazda bulunmamaları şayanı takdirdir. fakat futbolcularımızın bu anlayışı karşısında ilgili makamlar artık sadece futbolcu cezalandırılmıyacağını görmelidir.»
antrenör çoşkun özarı da talebelerinin galibiyet için ortaya koydukları mücadele karşısında duyduğu memnuniyeti belirtiyor ve şunları söylüyordu: «mühim olan futbolcularımızın hakettikleri galibiyete kasden ve kötü niyetleriyle her an mani olmaya çalışan hakemin (şayet hakemse) durumudur.»
çok şükür 13 puanı aştık
beşiktaş soyunma odasınsa, şampiyon namzedine puan kaybettirmenin sevinci belli oluyordu. duşunu alan solbek münir: «çok açık verdik, farklı yenilebilirdik.» diyor, diğer arkaşadaları da kendisini tasdik ediyorlardı.
antrenör kutik, «maçın neticesi, oyunun aynası oldu» dedikten sonra «takımımızın fiziki durumu gün geçtikçe düzeliyor. bu maçta beni en çok sevindiren husus da bu oldu.» diye konuşmuştur.
diğer taraftan siyah - beyazlıları beraberlik kadar sevindiren diğer bir husus da uğursuz sayılan 13 puandan kurtulmaları idi. soyunma odasını dolduranlar «bundan sonra şampiyon olmasak dahi bundan sonra puan kaybetmiyeceğiz.» diyorlardı.
galatasaray: turgay şeren, ahmet karlıklı, candemir berkman, bahri altıntabak, talat özkarslı, suat mamat, ergun ercins, uğur köken, samim uygun, mete basmacı, ahmet berman
teknik direktör: gündüz kılıç
beşiktaş: necmi mutlu, münir altay, yüksel özbek, kaya köstepen, muhittin kıpçak, süreyya özkefe, muharrem domaniçdağ, birol pekel, ahmet özacar, şenol birol, arif özataç