saat 14.15 de oynanacak olan müsabakada sarı - kırmızılılar favoridir. ancak bu maç için kampa giren ve iddialı olan kasımpaşalıların en azından bir beraberlik için mücadele edecekleri tahmin edilmektedir
talât'ın 2 golünden sonra kasımpaşa'nın zorladığı g. saray korkulu rüya atlattı
namık sevik
galatasaray dört veya beş gol farkla kazanacağı maçı az kalsın kaptırıyordu.
neden mi? sebep basit. 62. dakikaya kadar rakibinin ustünlüğünü kabul edcn ve neticeye rıza gösteren kasımpaşa bu dakikada turgayın çok lüzumsuz bir hareketinden faydalanarak bir gol kazanacak ve canını dişine takarak hiç olmazsa beraberliği kurtarmanın yolunu arayacaktı. evet yatan ve sesiz sedasız, mağlûbiyeti kabul eden lacivert - beyazlıların bu andan itibaren şahlandıklarına şahit olduk. doğrusunu söylemek icap ederse turgay çapında bir kalecinin ve kaptanın bu derece büyük hata işlemesi bizce affedilemezdi. çamur sahada genç ve fizikman iyi kasımpaşa takımını coşturmanın meşuliyetini tecrübeli kaptanın tecrübesiz hareketine bağlıyor ve puan kaybetmemenin tamamen bir tesadüf olduğunu söylüyoruz.
halbuki ilk devre sarı - kırmızılılar cidden iyi bir oyun çıkarmışlardı. suat ve uğur'un desteklediği hücum hattı bu zaman içerisinde iki gol atmış. bahri en az üç. mete ve ilhan da ikişer gol fırsatı kaçırmışlardı. bir forvetin 45 dakikada bu kadar çok gol pozisyonuna girmesi ve bunlardan ancak ikisini değerlendirmesi - kaldı ki ikinci gol de talatın şahsi gayretiyle atılmıştır - o takımın hücum hattı için herhalde müsbet bir not olmayacaktır. kazanılan fırsatların yüzde on garsoniyesini alan forvet ikinci yarıda müdafaanın omuzlarına o kadar ağır yükler yüklemişti ki... bunu, bilhassa, 62. dakikadan sonra defans oyuncularının telifi ve sinirli halinde görmemek mümkün değildi.
bir kasımpaşalı idarecinin «yenilirsek sürpriz olur» sözü başlangıçta dudaklarda tebessüm uyandırmıştı. ya sonra?.. doğru söylemiş demekten kendimizi alamadık.
ve tam 23 dakika sahaya dağılan lâcivert - beyaz formalı 11 futbolcu, galatasaray kalesini sağlı sollu akınlarla tehdit etti. a. ihsan ve adnan son yılların en iyi ve ideal yan hafları olarak hem rakip forveti durduruyor ve hem de zaman zaman ileriye doğru kayarak forvetin yapamadığını yapıyordu. şut, şut, şut... turgay bunalmış iki ahmet'ler bunalmış. ergun ve suat âdeta şaşırmışlardı. 83. dakikada bu bocalama ve dağınıklık anında k. ahmetin ters kafa vuruşu ile top turgayı da geçecek ve direğe çarparak dışarı çıkacaktı. bu kasımpaşanın büyük talihsizliğiydi... şimdi bir an vapuru kaçıran bir adamın telaşı içinde bulunan galatasarayı b.r yana bırakıp oyunun iik dakikalarına dönelim. gördüğümüz manzara sarı - kırmızılıların maça hızlı ve süratli girdikleri ve 4 dakikada ihsanın sola kayarak yaptığı orta - buna ilhanın yaptığı tek müsbet hareketi de diyebiliriz - ve talatın köşeye kondurduğu kafa şutu.
bu gol, gergin «inişleri gevşeten ve kasımpaşa'ya rehavet getiren bir uyku hapı olmuştu. galatasaray rahat, ama o kadar rahat ve emin oynuyordu ki artık...
7. dakikada bahrinin burnunun dibinden attığı şutu özkay'ın kornere çıkartışı. kurtarandan ziyade atan beceriksiz bir vuruş yapmıştı. yoksa...
14., 26. dakikalarda recep'in iki güzel hareketi, bahri ve ilhanın yine isabetsiz vuruşları ile heba oldu.
fakat 29. dakikada hiç de gol pozisyonu yokken ortada, ta gerilerden ahmetin uzattığı bir topu kapan talat, ayhan ve ergün'un arasından çamur sahada bir ok gibi fırlamış ve kaleye sokularak çok güzel bir şutla ikinci golü kaydetmişti...
akabinde recep'in direkten dönen frikiği. «aman fevkalâde» diye pek çok kimsenin haykırdığı bir sırada kale önünde bitiveren metenin iki metreden topu içeri atamayışı... bundan evvelki harekete tezat teşkil ediyordu.
maçın ikinci yarısı sarı - kırmızılılar yine rahat ve emin. bu hal, 60. dakikaya kadar devam edecek, daha sonra turgayın sebep olduğu bir çift vuruş ve yılmazın köşeyi bulan şutu. hem oyunu heyecanlandıracak, hem de maçın gidişinde bir dönü noktası olacaktı. şimdi sinen sarı - kırmızılı takım, şahlanan ise kasımpaşa olmuştu.
coşkun, ali, çetin, ahmet ve yılmaz artık galatasaray kalesinin davetsiz misafirleri idiler. yorulan, şişen ve «aman şu maç bu netice ile bitsin» haleti ruhiyesine bürünen sarı - kırmızılı defansı âdeta mekik dokurcasına paslarla geçiyor ve çamurdan gülle haline gelen topla kaleyi mütemadiyen dövüyorlardı.
gemiyi karaya oturtan turgay işte bu sırada klasına yakışan iki harekette bulunacak ve biri ali'nin diğeri de a. ihsanın köşeleri bulan gollük şutlarını kurtaracaktır.
k. paşanın bu tazyiği maçın son dakikalarında daha da fazla artmıştı fakat gayretler neticeyi değiştirmeye kafi gelmedi.