almanların ünlü başantrenönü herberger'i ısrarla yurdumuza davet ediyorduk. herberger gelmeli ve türkiye'de «futbolun var oldupğu» nu görmeliydi. herberger değilse de yardımcılarından kirchrath geldi ve işte dün gece mithatpaşa'da, türkiye'de «futbolun varlığı» nı ancak 30 - 35 dakika görebildi. ama ondan sonra gördükleri kendisi için unutulmaz hâtıralar arasında yer alacak çaptaydı.
gidince, herberger'e diyecekti ki, «evet. türkiye'de arasıra goller atılıyor. fakat golden daha çok gazoz şişesi. ondan da çok tekme atılıyor. hem istanbul maçları bizdekinden daha cazip. çünkü yalnız sahada değil tribünlerde de oynanıyor.» galatasaray bu «1-1» lik sonuçla şampiyonluğunu perçinliyordu. puan ve averaj hesapları, sadece vakti boş olanları eğlendirebilirdi artık. evet, galatasaray şampiyon oldu dün gece... ama sarı - kırmızılılar, her yanı hadiseli maç yüzünden, şampiyonluk zevkini gereği gibi duyamadan sahadan ayrıldılar. hani galatasaraylılar, düğün evinde cinayet çıkmışcasına bir gece geçirdiler. ve bütün
bu hercümerç içinde, sahada karşılıklı oynayan futbolcular bazı seyircilerden ve nihayet hakemden çok daha fazla sinirlerini ve hislerini frenlemesini bildiler.
hani bir de onlar karışsa, futbolumuzun çıra gibi yanması, işten değildi.