19 mayıs'ta çok maç izledim demiştim. işte buyurun bir tane daha... fenerbahçe 59-60 yıllarında yenilmez armada. o zaman hafta sonu iki takım ankara'ya geliyor ve iki yerli takımla oynuyor. ilk gün fener, demirspor'u 3-0 yenmiş, pazar günü bizim karşımızda. stad tıklım tıklım ve maratonun ortası dahil yarısı o yakıcı kırmızı-siyah bayraklarla kaplı ama gerisi de fenerli. ilk anlarda rakip baskılı. neredeyse orta yuvarlaktan can bartu topa bir asılıyor, kavis alan topa selçuk çakmaklı uçuyor ama top üst direkte patlıyor, biraz sonra da golü yiyoruz. arkadan bizimkiler sağlı sollu adamları dağıtıyorlar, baskı korkunç. telaşe kemal orta sahayı parsellemiş, fener'e soluk aldırmıyoruz. savunma dahil herkes hücum ediyor, rüzgarın oğlu zeynel kaleci şükrü'nün ifadesini alıp 1-1 e getiriyor oyunu, ardından bir tane daha: 2-1 öndeyiz. yığınla fenerli'nin arasında devamlı bağırıp çağırıyorum ama yaşıma veriyor ve bana dokunmuyorlar. ikinci yarıda hep saatliye olan gençler akınlarını izliyoruz. maraton'un aşağı yukarı yarısı ve sol kapalı stadı adeta inletiyor. her iki kale arkasında da varız aslında ama organize değiliz, yalnız gollerde belli oluyor kale arkası gençler taraftarı. maçı 2-1 kazanıyoruz ve babamla buluşup eve kadar neşe ile yürüyoruz.