fenerbahçe profesyonel takımı bugün kendi sahasında antrenör szekelly nezaretinde bir antrenman yapacaktır. ayağından sakat olan sarı-lâcivert takım solaçığı da salı gününden itibaren antrenmanlara iştirak etmeğe başlıyacaktır.
fenerbahçe profesyonel kadrosu dün sabah antrenör szekelly'nin nezaretinde çalışmıştır. lefter, basri, ali, güneş ve can'ın iştirak etmediği antrenmanda szekelly futbolcuları çok sıkı ve yorucu bir idmana tabi tutmuştur.
fenerbahçe pazartesi günü önümüzdeki haftanın ilk antrenmanını yapacaktır. diğer taraftan çalışmalara mazeretsiz iştirak etmeyen futbolcuların maç primleri kesileceğini dün bir idareci tarafından açıklanmıştır.
20 bin kişilik ilâve açık tribün için gazhanenin yıkılmasına başlandı
ithatpaşa stadı onümüzdeki futbol sezonuna kadar 20.000 kişilik açık bir tribün kazanacaktır.
bununla ilgili olarak gazhanedeki yıkım faaliyeti hızlandırılmıştır. dün sabah askeri birlikler kapalı tribünün sağ tarafına düşen metrûk binaları yıkmaya başlamışlardır. bu kısmın temizlenmesi bir hafta sürecek, ondan sonra diğer tesislerin tahliyesine çalışılacaktır.
bölge müdürü sait selâhattin çınaroğlu temizlik ve inşaat sahasının büyük bir paraya ihtiyacı olduğuna temasla «bu iş şimdilik belediye ile gazhane arasındadır. belediye mithatpaşa stadına ilâve edilecek olan açık tribün için lüzumlu 5-6 milyon lirayı öyle tahmin ederim ki bölgenin alacağı olan 15 milyon liraya mahsuben ödeyecektir.» demiştir.
saat 12.45 de istanbulspor-vefa, 14.45 de ise eksik kadrolu fenerbahçe çetin bir rakip olan beykoz'la karşılaşacaklar
millî lig maçların 20. hafta karşılaşmalarına bu gün mithatpaşa stadında istanbulspor - vefa, fenerbahçe -beykoz maçları ile devam edilecektir.
20. haftanın en mühim karşılaşmalarından birisi de saat 14.45 de fenerbahçe - beykoz oynıyacaklardır. sarı - lâcivertli takımda sakatlığı devam eden basri ordu kardrosunda bulunan can ve cezaslı olan naci oynamıyacaklardır. fenerbahçe için bu üç futbolcunun oynamayışının büyük bir dezavantaj teşkil edeceğinde şüphe yoktur. evvelki hafta galatasaraya 2-0 durumda bulunmalarına rağmen 3-2 mağlûp olan beykozun, bugün de kontrataklarla neticeye gitmeye çalışacağı tahmin edilmektedir. sarı - lacivertliler buna mukabil kullanacakları taktik seri ve atak oyuncu nusreti zararsız hale koymak ve kısa paslı oyunu rakibine kabul ettirmeye çalışmak olacaktır. takımların muhtemel tertipleri ve yıldız vasatilerine bir göz atılacak olunursa iki ekibin de mevsim başından beri form bakımından ve biribirlerine bariz bir üstünlük sağlıyamadıkları görülecektir. fenerbahçenin değişik tertibi ve beykozun kadrosu şöyledir:
beykoz: sıtkı (**) - aydın (**), ismail (**) - hasan (**), ekrem (**), k. ali (**) - yılmaz (**), m. ali (**), şirzat (**), b. ali (**), nsuret (**)
bununla beraber sarı - lacivertli takım beykozdan teknik bakımdan daha üstündür. kaldı ki forvet hattı da bugüne kadar oynadığı 22 maçta fırsatları iyi kullanarak 53 gol atımıştır. gol şansı fazla olan fenerbahçenin, aynı maçta küçük takımlarla hemen hernen müsavi derecede 19 gol yemiş olması başarısızlığının daha ziyade defans oyuncularının, formsuz oluşundan ileri geldiğine bir işaret sayılmaktadır. bununla beraber fenerbahçenin hâlen şampiyonluktaki ümitlerinin kaybolmamış bulunması sebebi ile bugünkü maça asılacağı ve sahadan galip ayrılacağı tahmin edilmektedir.
mithatpaşa stadının genişletilmesi için gazhanenin yıkılması büyük bir hızla devam etmektedir. ilgililer kısa bir zamanda açık tribün inşaatının başlayacağını bildirmişlerdir.
sarı - lacivertlilerin eksik kadrosu ilk devrede yüksel ve mustafa, ikinci devrede de lefter ve yine yüksel'in attığı gollerle galip geldi
kahraman bapçum
ne olurdu sanki... lefter bütün bir maç boyunca yaptığı 4 harikulade güzel hareketlerden sonra ille de topu kendisi götürmek için inat etmese ve daima atak yapan arkadaşlarına aşırtma paslar gönderse ne olurdu sanki... lefter bu işi yapamaz mıydı? dünkü kadar arzulu, hareketli, canlı ve usta bir lefter mi yapamayacakta bu pasörlüğü?
elbette yapardı, yapardı ama, bu hızla gününde bir tek gol atamamış olmanın hırsı içindeydi galiba... biraz da gol şansından mahrumdu ya... nice pozisyonlarda aldığı topları en iyi şekilde kıymetlendiriyor, giriyor, giriyor, götürüyor, fakat en güzel yerlere deplâse olmuş arkadaşlarına «son hareketi yaptıracak» pası vermemekte inat ediyordu. nihayet 86 ncı dakikada o lefter golü attı da...
evet, lefter 86 ncı dakikada fenerbahçenin üçüncü golünü atarken muhakkak ki sinirlerini de rahatlatıyordu. ondan sonraki dört dakika içinde sağa sola yuvarladığı paslar tek kelime ile «muhteşem» di. nihayet maçın bitmesine bir dakika kala gene lefter'in hazırladığı bir pozisyonda atılan dördüncü gol «futbol sanatinin hakikaten şaheseri» oldu. gürcan'ın gerilerden yuvarladığı bir pası alan lefter sola kayarak kaçtı ve tam çizgi üzerinden, topun dibine dokunuvererek ortaya aşırdı. tamamen lefter'in bulunduğu kanada yatmış bulunan müdafaayı aşan top ters taraftan dışarı çıkıyordu. işte o anda yüksel -bütün maç boyunca sahanın en iyisi olan fırtına adam- nereden kopup geldiğini hiç göstermeden şimşek gibi daldı ve sıçrayarak meşin yuvarlağı tamamen kontrolü altına alıp ayağının içi ile ağları aşağıdan yukarı doğru havalandırdı. bir dakika sonra maç bitiyor ve fenerbahçe ikinci devresinde hareketsizlikten ve heyecansızlıktan taraftarlarını uyuttuğu maçtan dört gollük bir galibiyetle ayrılıyordu.
f. bahçe iyi başlamıştı
doğrusu daha maçın başında fenerbahçelin farklı bîr galibiyet almasının mümkün olduğunu düşündürecek sebepler vardı. her iki takım da son haftalara nazaran oldukça değişen bir kadro ile sahaya çıkmış olmalarına rağmen bunlardan yalnız fenerbahçede hiç tutukluk görülmüyordu. beykozlular orta sahayı hemen tamamen sarı-lâcivertli takıma bırakmışlardı. usta adam m. ali pek geri gelmek istemiyor, müdafaa daima lefterde toplanan fenerbahçe paslarının verdiği mecburiyetle lefter'in etrafında dönenip duruyordu. halbuki top alır ve ayağında top tutarken -bildiğimiz lefterden bile daha- iyi idi. beykoz müdafaasını etrafına toplayınca diğer hücum elemanları oldukça scrbest kalıyorlardı. ama fenerbahçenin bu kurt adamı kendisinde toplanan oyunu beklendiği kadar iyi bir şekilde dağıtamadı. halbuki fenerbahçe çoktan beri dünkü yüksel gibi bir «hücumcu» yu görmemişti. onun önüne yuvarlanacak topların değerlendirileceği umulurdu. diğer taraftan sarı-lâcivertli kalede bir «özcan» vardı. ama bu son haftaların, hattâ bu mevsimin özcan'ı değildi. adına, şöhretine, klâsına lâyık bîr emniyet içindeydi. ne 26 ncı dakikada şirzat'ın attığı şütü uçarak bloke ettikten sonra, yerden bir pire gibi fırlayıp kalkışı, ne 31 inci dakikada ekrem'in çektiği frikiki sol direk dibine fırlayarak gene havada bloke edişi... özcan'ın asıl kudreti dünkü sürati, kararı ve kendine güveni idi. dün futbolseverler özcan'ı eski özcan'ı alkışlar gibi alkışladılar... müdafaada ise nedim'in sağlam ve temkinli tutumu ve rakibin hiç de saldırıcı bir oyun tutturmaması yüzünden tehlike yoktu. eeee! bu şartlar altında fenerbahçenin fark yapması da normaldi...
nitekim 7 nci dakikada gerilerden gelen bir topu niyazi kafa ile yükselin önüne indirince o da müdafaayı söküp geçerek ilk golü atmış, 25 inci dakikada da soldan gene niyazi'nin yaptığı bir orta ortalarda durdurulamayınca mustafa aradan sıyrılıp ikinci defa beykozu mağlûp etmişti.
ama futbol 90 dakika îdi
fakat fenerbahçe gayet rahat oynadığı ve iki gol attığı ilk devreden sonra adeta oyunu bıraktı. ve ikinci devrede zaman zaman terleyen bir müdafaa, yorulmadan, bıkmadan usanmadan çalışan bir yüksel ve bir sürü çalım, çalım seyrettik... bir de ikinci devrenin 13 üncü dakikasında niyazi sakatlanıp çıkınca... nihayet lefter, 86 ncı dakikada hırsla, aşkla. inatla beklediği ve aradığı o golü attı da... ama yazık ki ondan sonra ancak dört dakika kalmıştı, halbuki futbol 90 dakika idi...
beykozlular hatâlı idiler. ferden iyi bir gününde olmayan beykoz onbiri. takım halinde de rakibi uğraştıracak kıvamda değillerdi. dört fark maalesef dün beykozun hakkettiği asgari netice idi. halbuki istekli, iddialı ve kolay yumuşamaz bir beykozun çok şeyler yapması da mümkündü.
fenerbahçe muhaliflerinin seçtiği 31 kişilik seleksiyon komitesi cuma günü idare heyetine girecek azaları tesbit etmek üzere ilk toplantısını yapacaktır.
1. beşiktaş...23...19...4...0...45...7...42...4 2. f. bahçe...23...17...3...3...57...19...37...9 3. g. saray...24...14...8...2...48...16...36...12 4. g. birliği...24...11...6...7...36...25...28...20 5. d. spor...23...10...8...5...32...25...28...18 6. ist. spor...23...9...9...5...26...18...27...19 7. iz. spor...23...10...7...6...37...26...27...19 8. k. güm...23...8...6...9...31...29...22...24 9. ş. hilâl...24...9...4...11...27...30...22...26 10. g. tepe...21...7...7...7...23...20...21...21 11. k. yaka...23...9...3...11...27...33...21...25 12. vefa...25...8...5...12...25...47...21...29 13. feriköy...22...9...2...11...25...30...20...24 14. beykoz...25...6...7...12...22...38...19...31 15. k. paşa...25...5...8...12...21...40...18...32 16. adalet...25...6...5...14...21...36...17...33 17. h. tepe...24...6...4...14...29...43...16...31 18. a. ordu...21...5...5...11...26...37...15...27 19. altay...22...5...5...12...20...39...15...29 20. a. gücü...23...4...6...13...21...41...14...32
beykoz idare heyeti mazeretine binaen 20 gün izin isteyen ibrahim tusder'in talebini milli lig maçlarının kritik bir duruma girmesi sebebiyle kabul etmemiş ve antrenörlüğe takım kaptanı mehmet ekerbiçer'i getirmiştir.
dün sakat futbolculara hususi bir idman yaptıran mehmet ekerbiçer fenerbahçe maçı hakkında şunları söylemiştir: «ben iddialı bir futbolcu değilim. takımımızı tamamlamak için ve 11 inci oyuncu olarak sahaya çıktım» demiştir.
idarecilerden bahadır olcayto ise takımın kısa zamanda toparlanacağından ümitli olduğunu bildirmiş ve şunları söylemiştir: «fenerbahçe maçına zorla takım çıkarabildik. çünkü aydın, nusret, sıtkı sakat. hasan hasta, günay ise cezalıydı.»
ilk yarının sonunda sakatlanan niyazi tamakan maça devam edemedi ve o dönemde oyuncu değiştirme kuralı olmadığı için fenerbahçe karşılaşmayı bir kişi eksik tamamladı.
beykozspor: murat demir, ekrem koldaş, ismail alemdaroğlu, şener zihnioğlu, tarık erel, ziya baydar, mehmet ekerbiçer, şirzat dağcı, yılmaz gökdel, ali bıyıklı, mehmet ali has