erdinç sivritepe'nin piknikte dömivole kitabında yer alan "bir yaşam boyu izmirspor" yazısından;
milli lig'in ikinci yılıydı. 1959'un güzü. önceki yılın şampiyonu fenerbahçe, izmirspor ile oynamaya geliyordu. gitmeyi istiyorduk tabii, ama maça gidecek para bizde ne arar? yine de gittik. alsancak stadyumu'na. o yıllarda aynı günde iki maç oynanıyordu. alsancak'ta. fener maçı ikinci maçtı. gol atılınca kapıya üşüşüp kim attı diye soruşturarak ilk yarı bitti ve ikinci yarı başlarında kapılar açıldı ve biz de üstelik kapalı tribünden maçı izlemeye başladık. şampiyonu 4-2 yendiğimiz o maçtan ne kadar zevk aldığımı anlatabileceğimi sanmıyorum...
24. dakikada 2-0 galip durumda bulunan sarı - lacivertliler, daha sonra açılan rakipleri karşısında bocalayıp dağılarak sahadan farklı bir skorla 4-2 mağlûp ayrıldılar
necmi tanyolaç izmir'den bildiriyor
fenerbahçe'nin dün sahanın ortasma bir havlu atmadığı kaldı...
bilirsiniz, dikkatli menejerler boks maçlarında mencerliğini yaptığı boksör, fiziki kudretini kaybetmiş mücadeleye devam edemeyecek hâle gelmişse ringin ortasına havlu atarlar.
işte fenerbahçe dün izmirspor karşısında futbol olarak da, netice olarak da tam bir hezimete uğrarken şampiyonluk mücadelesine devam edemeyecek bir boksöre benziyordu.
2-0 dan verilen maç
fenerbahçe maçı rakibine (e-0) dan verdi. müdafaanın ve hücum hattının iyi olduğu devirlerde fenerbahçe böyle bir avantajı muhafaza eder. açık vermez aksine takviyeye çalışırdı. dünkü fenerbahçe ise (2-0) değil, (3-0) galip durumda da olsa maçı verecekti. bu iki fark bir futbolun takım halinde bir varlığın bir üstünlüğün neticesi değildi ki bunu çevirebilsin, kendine maledebilsin? biri şarjdan diğeri ofsayt şüphesi veren bir pozisyondan atılmış iki golün yarattığı bir farktı bu.
devre bir tesadüf eseri fenerbahçenin 2-0 galibiyeti ile bitti ama bu 45 dakika ile beraber fenerbahçenin şampiyonluktaki ümidi de bitecekti. pek çok tehlike atlatan sarı - lâcivertliler on birinci dakikada lefterin ortasından 1-0 galip duruma yükseldiler. topa kaleci seyfi çıkmış yüksel ile şeref şarj yapmışlardı. seyfi kalenin içine düşerken hakem itirazlar arasında golü tesbit etmeye muvaffak olmuştu. çok gariptir en azından üç gollük fırsat kaçıran izmirspor atak futbolünü devam ettirdiği 24 üncü dakikada 2-0 mağlûp duruma düştü. gürcanın pasını şeref kapmış ve niyazite uzatmıştı. niyazi hakemin bu top hasımdan geldi şeklindeki iddialına rağmen - ofsayt kokan bir pozlsyondan, fakat mükemmel bir şutla sayıları ikiye yükseltmişti.
izmirspor'un zaferi
ikinci devrede mükemmel bir takım seyrettik. zaferi kazanan şüphesiz ikinci yarıdaki şahane futbolu ile izmirspordu. maçın mukadderatını tâyin edebilecek kanaati uyandıran bir pozisyonda yüksel niyazinin pasını çok müsait durumda kaleci seyfiye teslim ettikten hemen sonra.. dk. 51: izmirspor sağaçığı kaçtı ve basrinin müdahalesinden kurtularak topu ortaladı uzun boylu santrafor güven sıçradı ve köşeye taktığı topla büyük galibiyetin kapısını açtı: (1-2) süratli, heyecanlı ve zevkli bir futbol oluyordu. ama doğrusu bu tablonun sahibi rakibini çözen, dağıtan izmirspordu. nitekim dk. 67: güvenin pasını günün yıldızı cenap kaptı ve daldı şutunu da çekti. top direkten döndü, izmirspor soliçi nedim kale ağzında idi yere düşerken son bir müdahale ile ağları gördü: 2-2.
fenerbahçede bu golden sonra hissedilir bir çözülme başgösterdi.
maçın 23 üncü dakikasında sakatlanıp solaçığa geçen sağbej nedim lefterin arzusu ile sağaçıga gitti, sağ bek oynayan avni ile bu sakatlık sebebiyle solhafa gelen niyazi ve kaleci şükrü her hareketleri ile sahanın iyi adamları arasında gözükmek istiyorlardı...
izmirspor tamamen oyum hâkim olmuş, galibiyete gidiyordu. 73 üncü dakikada fenerbahçe defansını karmakarışık eden akınlardan biri daha gol ile neticelendi. güvenin bir şutu şükrü ile kale direklerinden fırlarken cenapın sert şutu gole kâfi geldi. (3-2).
79 uncu dakikada cenap, naci'den sıyrıldı basri ile karşılaştı basri yetişmek, bişeyler yapmak, favul ile rakibini durdurmak istedi olmadı. fişek gibi bir adamdı bu. ve hedefini çok düzgün bir vuruşla buldu: 4-2. şükrü dört gol yemiş bir kaleciydi ama böyle bir müdafaanın son adamı olarak talihsizdi doğrusu. izmirsporlular maçın geri kalan kısmında adeta rakiplerine top vermediler. nihayet fenerbahçenin talihsiz umumi kaptanı fikret kırcan tarihi maçın bitiminde izmirspor antrenörü sait altınorduyu hararetle tebrik ediyordu. bükülmeyen elin öpülüşü gibi...
1. beşiktaş...30...23...7...0...56...10...53...7 2. f. bahçe...28...20...4...4...69...29...44...12 3. g. saray...28...17...9...2...57...17...43...13 4. d. spor...30...15...9...6...43...32...39...21 5. g. birliği...29...12...7...10...44...35...31...27 6. ist. spor...28...10...11...7...30...25...31...25 7. iz. spor...25...11...8...6...42...29...30...20 8. vefa...30...10...8...12...32...51...28...31 9. ş .hilal...28...10...6...12...31...34...26...29 10. k. güm...27...9...7...11...35...36...25...29 11. göztepe...30...7...11...12...28...32...25...34 12. k. paşa...30...7...10...13...25...43...24...37 13. feriköy...26...10...3...13...27...33...23...29 14. altay...25...9...5...11...33...52...23...27 15. k. yaka...25...9...5...11...29...36...23...27 16. beykoz...28...7...9...12...29...42...23...33 17. adalet...31...7...7...17...22...40...21...41 18. a. gücü...27...8...3...13...26...44...20...34 19. h. tepe...29...7...5...17...35...53...19...39 20. a. ordu...30...5...7...18...32...54...17...43
f. bahçe - galatasarya izmir'de karşılaşacak izmir, hususî
şeker bayramında galatasaray, fenerbahçe, altınordu ve altay takımları arasında bir turnuva tertip edilmiştir. izmir gazeteciler cemiyetinin ve altayın dâvetinin kabul eden ezeli rakipler bayramın 3 üncü günü alsancak stadında karşılaşacaklardır.
dûn toplanan fenerbahçe idare heyeti profesyonel takımın izmir'de aldığı son neticeleri görüşmüs, ve bütün futbolcularda 200'er lira para cezası verilmesini ve karşıyaka maçındaki beraberlik priminin verilmemesini kararlaştırmıştır.
f. bahçe stadı inşaatı ve istinye denizcilik lokali inşaatı hakkında cumartesi gübü toplanacak olan iştiare heyeti karar verecektir. diğer taraftan fenerbahçe takımı antrenörü szekelly'in istifa ettiğine dair bâzı haberler çıkması üzerine kendisi ile konuştuğumuz antrenör. «vazifeme devam ediyorum bir takım mağlûp da olur galip de gelir. ben henüz şampiyonluktan ümidimi kesmedim» demiştir.
taraftarlarından hiç bir teşvik görmeyen sarı - lacivertli takımın gollerini mustafa ve niyazi, ist. spor'un yegâne sayısını kasapoğlu attı
kahraman bapçum
«tıssss!» tribünlerde onaltı bin seyirci vardı. bunun ekseriyeti herhalde fenerbahçeli idi. fakat o korkunç sevinç ve teşvik uğultusu şöyle dursun, birkaç seyrek el çırpma bile yoktu.
«tıssss!» ve fenerbahçe takımı sahaya çıkıyordu.
böylece ilk omuz çöküşünü fenerbahçenin taraftarları göstermişti. maç başladıktan sonra futbolcuların da omuzlarında ağır bir hezimetin henüz çok taze olan yükü farkedilmeğe başladı. böylece hem seyircisi hem futbolcusu ile omuzları çökmüş bir fenerbahçe seyrettik. bereket versin istanbulsporlular, kendilerinden beklenen sürat ve mücadele kabiliyetini gösteremediler de...
maçın bu uyuşuk temposu sıcak ve rutubetli bir hava gibi çökmüştü sahanın üzerine.
...
fenerbahçe maçı - hem de zorlu ve tehlikeli bir maçı - kazanmıştı, fakat taraftarlar hâlâ derin bir sükût içindeydiler. «tısss!»
not: bu maç, yazıda bahsi geçen ve fenerbahçe taraftarının tepki koymasına sebep olan maçtır.
mehmet yüce'nin, "romantik yürekler: futbol tarihimizin yeni devreleri: 1952-1992, türkiye futbol tarihi - üçüncü cilt" kitabından;
erdinç sivritepe anlatıyor:
“1959-1960 sezonunun izmirspor’u beni izmirspor taraftarı yapan takımdı.
13 yaşlarında bir çocuk olarak ağabeyim beşiktaş taraftan diye ben de beşiktaşlıyım diyordum. gerçi bir yıl önce millî lig henüz kurulmuştu ama çocuk aklı ile bu yılın ligini daha çok seviyordum, iki grup yerine tek grupta herkesin herkesle maç yaptığı bir lig asıl şampiyonu belli eder diye düşünüyordum.
ağabeyim lise futbol takımın oynuyordu. bir de izmirspor kulübü'nün o yıllarda her mahallede kurulmuş lokal takımları diye adlandırılan semt takımları vardı. ağabeyim bunlardan atillaspor’da da oynuyordu ve çok başarılı bir santrfor idi. babam da küçük kardeşimle beni atillaspor’un maçlarına götürürdü hep.
maça gitme zevkini o zamanlarda tatmaya başlamıştım. millî lig maçlarına gitmem de 1959-1960 sezonuna denk düşüyor. babamın işyeri alsancak’ta idi. hafta sonlarında yalvarıp yakararak izin aldıktan sonra küçük kardeşim ile alsancak stadyumu'nun 'kapısına gitmeye başladık.
paramız pek yoktu o zamanlar. biz de gider kapıda beklerdik. bir günde iki maç üst üste oynanıyordu ve genelde ikinci maçın ortalarına yakın stadyum kapıları açılır ve bizim gibi dışarıda bekleyenler stadyuma dolar maçın sonlarını izlerdik. daha bilinen takımların maçları hep ikinci maçlar olurdu. biz dışarıda beklerken stadyumdan ‘gool’ bağırmaları gelince hemen kapılara koşar hangi takım hangi oyuncu gol attı diye sorardık.
ilkbaharda fenerbahçe ve vefa gelmişti bir hafta. biz de kardeşimle stadyum dışında beklemeye başladık. fenerbahçe’de şükrü, can, lefter, basri, şeref, naci ve avni ağabey gibi o dönemin en ünlü oyuncuları vardı. stadyumun kapıları izmirspor-fenerbah-çe maçının ortalarında açıldı. izmirspor 2-0 yenik durumdaydı. ama ikinci yarıda izmirspor coştukça çoştu ve tam dört gol attı, maçı da 4-2 kazandı. ben de beşiktaşlıyım ya, bağırdıkça bağırdım. galip gelince de çok ama çok sevindim.
arkasından bir, iki hafta sonra kasımpaşa ve beşiktaş izmir’e geldiler. ( http://www.macanilari.com...iktas-195919602814--.html) artık takımımı izleyebilecektim. şansımıza bu defa kapıları kasımpaşa maçının ikinci yarısında açtılar. beşiktaş’ta necmi, nazmi, şenol, birol, küçük ahmet ve kaya ağabey gibi herkesin tanıdığı oyuncular vardı. stadyumun çoğunluğu gibi beşiktaş’a tezâhürât yapıyordum ben de. ilk yarı golsüz bitti. beşiktaş henüz gol atamamıştı. derken izmirspor gol attı ve öne geçti. birden izmirspor’a tezâhürât yaptığımın farkına vardım. şaşkınlığım geçmeden izmirspor bir gol daha attı. baktım izmirspor için daha fazla bağırıyorum. ardından bir gol daha attık beşiktaş’a. artık izmirspor taraftarı olmuştum. maçın sonlarında bir tane yedik ama beşiktaş’ı da 3-1 yenmeyi başardık.
1959-1960 kadrosu aslında beni izmirsporlu yapmaktan öteye, futbolda çok başanlı bir ağabeyin etkisinden çıkarak kendi irâdem ile bir seçim yapmaya başladığım bir maçtı. artık büyümeye başlıyordum... ”