iki ezeli rakibin her karşılaşması puan düşüncelerinin üstüne çıkar, stadı bir heyecan kasırgası kaplardı. hattâ çok defa, futbol kalitesi bile bu heyecan dalgasının altında kalırdı. fakat dün mithatpaşa'da görünmeyen sadece iyi futbol değil, aynı zamanda bu, «galatasaray - fenerbahçe havası» idi.
dünkü maç, fenerbahçe ile galatasaray arasındaki karşılaşmaların en sâkini, en mülayimi, en durgunu oldu. çok defa görülen sinirli atmosferden eser yoktu. o kadar ki, büyük ahmet'le niyazi arasındaki hoş olmayan mücadele dahi, havayı elektriklendirmedi.
heyecan kısırlığını sporla zevk için bir eksik sayabiliriz ama, oyuncuların iyi niyetli, dostane bir tempo içindeki davranışlarını her maçta örnek görmek arzusundayız. hem bu memnuniyetimize efendice tezahüratla bulunan seyircileri de katarak...
dünkü maçta golleri gördükten sonra, çıkıp giden olsaydı, çok şey kaybctmiyecekti. çünkü oyun «futbol» adına yapılan güzel hareketler, -maalesef- fevkalâde gollerden ibaret kaldı. iki takımda durgun bir tempo içinde, sanki «vazife maçı» oynuyorlardı. yahut ki, stadın içindeki ve bir fenerbahçe - galatasaray maçı için yadırganan sessiz havaya bakarak, bunun bir «matem maçı» olduğuna hükmedebilirdi. herhalde galatasaray olsun, hele fenerbahçe olsun, beşiktaşa giden şampiyonluğun matemi içinde oynarken, ezeli rekabetin hırsını bile unutmuşlardı. bunu biraz olsun hatırlayan galatasaray ise, fenerbahçeden daha iyi oynamasını ve kazanmasını bildi.