galibiyeti hakeden altay'ın iptal edilen golü hâdiselere sebep oldu. sarı-lâcivertliler 2 puanı kâzım'ın kendi kalesine attığı golle temin ettiler
namık sevik ankara'dan bildiriyor
yazık oldu altay'a... yenilmek ne kelime? yüzde yüz galibiyeti hak etmişti. şiir gibi futbol oynadı. rakibini sahada tel tel çözdü dağıttı... âciz durumlara düşürdü... sonra da bu güzel oyununu avrupai bir golle süsledi... ama hakem bedri çakır «yok» diyordu. «sahadan galip ayrılmak için güzel oynamak kâfi değil!»
avurtlarını şişirdi, iki dudağının arasındaki düdüğü sert bir şekilde öttürdü va işaret eti: ofsayt. altaylı futbolcuların sevinçle birbirlerine dolanan elleri bu işaret üzerine havada kaldı. tribünlerden yükselen - tarafsız bir saha olmasına rağmen - «altay, altay çok >yaşa» sesleri kesildi. 19 mayıs stadını bir ölüm sükûtu kapladı... ofsayt!... nasıl? ve niçin? neden ofsayttı bu?... nail, nacinin yanından bir fişek süratiyle fırlamış ve şutunu atmıştı. şükrü havada bir yay gibi gerildi ve ancak bu topu yumruklayabildi. bir kaleci bundan başkasını yapamazdı. sonra ayhan bir mantar gibi kalenin önünde bitecek, topa yetişecek ve âdeta fileleri sökercesine bir şut atacaktı: gol!...
işte ferasetli hakem, bu şahane golü iptal ediyordu. ağlamakta, kendilerini yerden yere atmakta haklıydı altaylı futbolcular.
hakem topun hasımdan - yani şükrüden - geldiğini görmemiş olamazdı. zira pozisyona en yakın «seyirci kendisi idi.» iptal kararında hükümlü hakem bu arada diğer hakem arkadaşının fikrine müracaatta kusur etmedi. zira kararı çok sert protestolarla karşılanmıştı. anlaşılan zevahiri kurtarmak istiyordu. fakat kararından dönmedi. öyle tahmin edilir ki. bedri çakır bu kararı ile hayatı boyunca vicdanında bir eziklik hissedecektir.
bu hadise maçın 71 inci dakikasına tesadüf eder. her hattiyle dökülen fenerbahçe, izmirin mütevazı takımı karşısında daha oyunun başından itibaren mahkûm bir duruma düşmüştü. takımda insicam denen bir şey yoktu. ne forvet, ne de müdafaa... bir ahenk teşkil etmekten uzaktı. buna rağmen sarı - lacivertliler 13. dakikada lefterin frikik atışı neticesinde bir gol kazanmışlardı. top baraja çarparak kaleci altanı kontrpiyede bırakıyor ve filelere takılıyordu. izmirin siyah - beyazlıları bu gole ancak 33 inci dakikada mukabele ettiler. gönenin yaptığı ortayı önder pot açık mevkiinde yakaladı ve topu filelere sert bir şutla teslim ediverdi.
ilk devre böylece neticelendi.
ikinci devrede fenerbahçe yine dağınık, altay ise şuurlu ve netice almakta azimli gözüküyordu. dakikalar ilerledikçe fenerbahçenin büsbütün bocaladığına şahit olundu. 71. dakikada artık hak ettiği galibiyeti kendi semeresiyle elde eden altaylılar hakemin acip bir kararla ikinci gollerini iptal edişi üzerine bozulup sinirlendiler. bu dakikadan itibaren futbolcular sahada âdeta vahşi yamyamlar gibi kızgın bir sacın üzerinde oynarcasına zıplıyorlardı. kasti hareketler, itişmeler yakaya sarılışmalar ve tribünlerde de yer yer kavgalar başlamıştı. hakemin sebep olduğu üzücü hâdiseler içerisinde sarı lacivertlilerin galibiyetini 80. dakikada altay santrhafı kâzım sert bir vuruşla topu kendi kalesine sokmakla temin etti. halbuki o dakikaya kadar bu futbolcu sahanın en başarılı elemanlarından biri idi. maçın mutebaki kısmında ise altay tamamen hâkimiyeti elinde tuttu. fakat bir gol temin ederek hiç olmazsa beraberliğe ulaşmaya muvaffak olamadı ve zavallı altay hak ettiği bir galibiyeti böylece kaybederek sahadan ayrıldı.