çamur deryasındaki oyunda sarı - lacivertliler, 2. devrede 10 kişi kalan h. tepe karşısında büyük üstünlük gösteremediler. lefter bu defa penaltıyı güzel bir vuruşla gole çevirdi
halit kıvanç
idarecisi de degişse, takım tertibi de değişse, antrenörü dc değişse, rakibi de değişse, fenerbahçe'nin bu seneki havası değişmiyor: önce yiyecek, sonra atacak... dünkü maç da artık gelenek hâlini alan bu kaidenin bir tekrarı oldu. i
gençlerbirliği ile yaptığı gol maratonundan hayli yorgun çıkmış fenerbahçe takımı ikinci ankaralı rakibi hacettepe'yi «dişine göre» telâkki etmiş gibi başladı. hayri'nin ilk iki dakika içinde yarattığı iki tehlike dahi sarı - lâcivertlileri kamçılıyamamıştı. fenerbahçe üstüste kazandığı kornerleri mirasyedice harcarken, herhalde «kornerle galibiyet»in ordu maçlarından sonra lig'de de tatbikini hayal ediyordu. bunu hacettepe'nin «ofsayt galibiyeti» takip etti. mütemadiyen ofsayta düşerek akın üstüne akın heba etmek, sarı - lâciverttiler için müsbet not sayılmasa gerekti. hacettepe «ofsayt taktiği» ile fenerbahçe hücumlarını kolay öldürme yolunu bulmuştu. sarı-lacivertli müdafaa ise, hacettepe akınlarını bu veya bir başka yolla öldürmek değiş, yaralamak imkânına bile erişemiyordu. işte hayri, sağdan kaptığı topu ortalamış, üst direği sıyırarak sola geçen top da timuçin'in isabetli vuruşuyla fenerbahçe ağlarını bulmuştu. 9 dakika sonra gene hayri'nin özcan'dan söktüğü top orhan'ın şutuyla kaleye girerken osman zamanında vurabildi. yoksa maçın 27. dakikasında tabelâ «2-0» ı gösterecekti.
fenerbahçe korkulu rüyadan uyanırken heyecanlandı. öyle ki, engin'in ortasına çıkan naci ile şeref top yerine rakiplerine dokunuyor, ama arada naci'nin topa da dokunmağa muvaffak olduğu görülüyordu. bu, tribünden görünüşüne göre bir «favl» idi. sahada verilen hüküm ise «gol» oldu fenerbahçe «2-0» tehlikesinden tam 2 dakika sonra beraberliğe ulaşmıştı. fakat mor-beyazlı ankara takımı maçı bırakmıyordu. timuçin'in çok sıkı şutunu özcan kurtarmasa, durum gene değişecekti. işin şakaya gelir tarafı yoktu ve işte şeref topla kaleye akıyordu. topu kaçıran aydın «top geçer, adam geçmez» formülüne başvuruverdi: şerefi yıktı.
penaltı!. gariptir, ilk goldeki favle itiraz etmeyen hacettepeliler, bu bariz ve haklı penaltıya itiraza kalkışıyor; bu yüzden de bir oyuncularının (tayyar'ın) hakem tarafından oyundan çıkarılmasına boyun eğiyorlardı. lefter penaltıyı çekerken, tribünde «spor-toto» başlamıştı bile: «atacak» «atamayacak».. lefter şöhretine yakışır bir penaltı atıyor, kaleciyi bir yana, topu öbür yana gönderiyordu. fenerbahçe bu golle devrevi 2-1 önde bitirmişti.
maçın ikinci yarısında 10 kişilik hacettepenin şiddetli rüzgâr karşısında fazla dayanamayacağı sanılıyordu. saha ve seyirci avantajına sahip fenerbahçe'nin gol adedini yükselteceğini tahmin edenler, devrenin 7. dakikasında «işte gördünüz mü?» diye ayağa kalktılar: mustafa ani bir atakla
avni'nin soldan yerden ortasını yakalamış ve iki vuruşta ağlara yollayıvermişti mikro. iyi top takipçiliğini bir kere daha gösterip takdir toplarken, fenerbahçe 3-1'e yükseliyordu. bu, maçın sonucu idi. çünkü sarı-lâcivertli takım dağınık bir gayret içinde dördüncü golü çıkaramayacak. hacettepe ise her şeye rağmen bu devrede de rakibiyle denk oyun oynamak başarısını gösterecekti. futbol kalitesi mi? devamlı sulu kar, sert rüzgâr ve çamur deryası bir sahada «futbol» mu beklenirdi?