* çınar dün, yine tarihi günlerinden birini yaşıyordu. sarı-ıâcivertli futbolcuları işaret edenler pek çoktu. malum, bilet dâvası... bir ksıım taraftarlar da fenerbahçeli futbolcuları yakından tanıyıp dertleşmek için otele gelmişlerdi.
* büyük maça 24 saat kala fenerbahçe kampında sâkin bir hava var. futbolcular takımın ilânını bekliyor, idarecilere ise, yine bir hal olmuş, ilâç için aransa birini bulmak mümkün değil. yalnız molnar holde elinde kâğıt kalem dolanıyor...
* her büyük maçtan evvel hakkında dedikodular çıkaralın leftere şükrü takılıyor. şükrü, «ben b'lya oynarken lefler ağabey milli takımda idi. o yine bugün eskisi kadar güzel ve genç... hem billyor musunuz çok da masım bir hali var... lefter cevap vermiyor... şükrü lefter'e takılırken, avni de şükrüyü kızdırmaya çalışıyor. özcan takımda oyanmıyacak. «allah kuvvet versin... hava da yağışlı...» diyor. fakat bu sessizliğin bir sebei vardı. sorduk. basri kampa gelmemiş.! arkadaştarı «basri bizi atlattı...» diyorlardı, lefter dayanamaydı söze karıştı: «hep siz gazeteciler atlamazsınız ya... fakat yarın takımdaki yerini alır.
* bir köşeye çekilmiş gözlerini yağmura dikmiş futbolcu var: mikro mustafa: «ne yaparsa yağsın ağabey, allah büyüktür.» diyor. durumundan endişeli olduğu gözlerden kaçıyor...
* özcan, «parmağım çok fena kafiyen oynayamam» derken, lefter de, «benim ddizimdeki sakatlık geçmediği için yarın takımda yokum.» diyordu, özcanın oynamıyacağı muhakkaktı. ama lefter...
* antrenör molnar gazeticilere bir şeyler söylememekte kararlı gözüküyor ve «yoke ben maçkazanmak var demek. bilmiyor ben takım kim var. galatasaray vare çok sakat. var fenerbahçe sakat can, lefter, özcan vare daha çoke...» bu sözlerin tercümesi şöyle «galatasarayda sakat çok ama bizde de lkefter, can özcan sakat...» * kaptan naci, yüksel, şeref sadece «allahtan kendilerini korumasını diliyorlar. ittikatlarının tam olduğu muhakkaktı.»