takım hâlinde iyi bir oyun çıkartan ve çok fırsat kaçıran
f. bahçe, altay'a 1-0 galip
neticeyi tâyin eden sayıyı penaltıdan ogün kaydetti. kaleci varol, her iki devrede de sarı - lâcivertli forvetin gollük şutlarını kurtardı
kahraman bapçum
fenerbahçe naskılıydı. fenerbahçe topu rakibinden daha fazla kullandı. fenerbahçe en az beş altı defa gollük pozisyonlara girdi. ama bu maç neresinden bakılırsa bakılsın kolay alınmış bir maç değidir fenerbahçe için...
altayın bütün maç boyunca ancak bir kaç kontratak yapabildiği ve ikinci devrenin başındaki beş on dakikalık saldırısı hariç daima mahkûm kaldığı unuulmasa bile, maç kolay olmadı fenerbahçe için...
neden mi? çünkü sarı-lâcivertli takım, ancak son yarım saatte, yeni soaçığı burhan'ın «oyuna alışması» haftalardır üzerine yıldırımlar çekmiş yaşar'ın silkinip canlanışı ile ne yaptığını bilen şuurlu bir futbol takımı haline gelmişti. ondan önce baskılıydılar, topa ve sahaya hakimdiler fakat sahaya yayılışları ve top kullanışlarıyla «tertipli» olmaktan çok uzaktışar. kaleci emniyet vermiyor: defansın sol kanadı her an göeçebiliirmiş gibi görünüyordu. yaşar ve ogün sağ tarafta, burhan sol tarafta iyi top tutmasalar ismailin de civa gibi adam aytekin karşısında yorulması işten bile değildi. bereket versin dinlenmek fırsatını buluyordu.
fizik üstünlüğü
maçın ikinci dakikasında şenol'un getirdiği bir topa fırlayan fakat bibloke edemeyen varol yerde sürünerek yeni hamleler yapmış ve ceza sahası dışında yetişerek elle topu kesmişti. hakem nedense bu hentbolü görmüyor ve defans oyunu açıyordu. varol buna benzer birkaç hatâ daha yapacak fakat fizik üstünlüğü ile birkaç gollük top çıakrıp «başarılı» bir kaleci olarak kendini kabul ettirecekti.
gol 24 üncü dakikada oldu. 22 inci dakikada yapılmış bir faulün, penaltı vuruşu ancak iki dakika sonra yapılabilmişti.
soldan burhan - birol kombinezonu ile top ortaya şenola gelmiş, şenol da kafa ile ogün'ün önüne indirmişti. ogün toparlandı. daldı. sivrildi. ve kale önünde şütünü çekerken tırpanlandı. penaltıya kimse itiraz edemezdi, etmediler de - ama atış noktasına dikilmiş olan topa hakem bir türlü vuruşu yaptıramadı. varol acaip jestlerle hakeme bir şeyler söylüyor ve atışın yapılmasını geciktiriyordu. iki dakika sonra ogün vuruşu yaptı.
yavaş bir vuruştu bu... varolun sağ tarafındaki direğin yerle birleştiği yere çarptı ve dönüp öbür taraftaki yan ağlara takıldı top...
on dakika sonra yaşar'ın çok yakından patlattığı, hem de yandan giden bir şütü varol uçarak yumruklayıp kornere attı.
alt ayın kaçırdığı
altay en ciddi gol fırsatını devrenin son dakikasında yakaladı ve kaçırdı: bir kontratakla ender sıyrılmıştı. bastırdılar. düşerken vuruşunu yaptı. hâzım ağır kaldı ve top direğe vurup dışarı çıktı.
ikinci devrenin başlarında altay beş dakikadan fazla bir süre fenerbahçe kalesinde yerleşti. bir biri üstüne kornerler attılar ve iş o kadarla kaldı.
sonra fenerbahçe yavaş yavaş şuurlu bir futbol oynamağa başladı. birol'un vuruşu ile varolda biten akın... ceza sahası köşesinden burhan'ın çektiği ve direğe çarpıp iden frikik... solu deplâse olmuş ogün'ün varol'u atlatıp ortaya attığı ve boş kaleye fenerbahçelilerin dalamadığı top... yaşar'ın 18 üzerinden patlattığı vole...
bütün bunlar girebilirdi de. fakat asıl önemli olan fenerbahçenin gerilerden açılan toplarda «tesadüfi» likten kurtulmuş olmasıydı.
ve bunda en büyük rol şüphesiz büyük paslar dağıtan burhan'ındı.