şimdiye kadar çıkarttığı oyularla "formda" bir takım olduğunu gösteren siyah - beyazlılara indrilen darbe:
beykoz, beşiktaşı dağıttı: 3-0
namık sevik
beykoz, beşiktsşın tozunu attı ve hiç kimsenin aklının ucundan dahi geçiremiyeceği net bir netice ile yendi: 3-0...
şimdiye kadar çıkardığı maçlarda gösterdiği oyunla hakikaten «formda takım» ünvanını kazanan siyah - beyazlılar için büyük darbe oldu bu netice. defans kocaman gedikler veriyor, forvetteki beş adam âdeta kötü oynamak için birbirleri ile yarış ediyorlardı. hele, sakatlığı geçen ve takıma konan sami'nin en azından uç dört gol fırsatını cömertçe harcayışı. siyah - beyazlı takımın golcüsü ünvanını kazanan çifte ahmet'lerin ne yaptıklarını bilmeden sahada dolaşmaları.... bunun yanı sıra beykoz saldırıyor, zaten ayakta durmakla, durmamak arasında mücadele eden beşiktaş defansını hallaç pamuğu gibi atıyordu ve sarı - siyahlılar bu oyunlarını tam üç güzel golle de süslediler.
fırtına gibi başlamıştı maç ve beykoz ilk darbeyi tam 5. dakika da beşiktaşa indirdi. cemal, ceza sahasına kadar indi, sonra da boşlukta bekleyen şirzat'ı gördü. şirzat ceza sahasına yaklaştı, sonra da penaltı noktasına kadar çıkan sabri'nin yanından fileleri havaya kaldırdı. 20. dakikada selâhattin'in sağbekten kayarak hem de 40 metreden savurduğu sert şutu sabri seyretti, fakat top büyük bir talih eseri üst direğe vurdu. 21. dakikada k. ahmet'in kaçırdığı bir fırsattan sonra oyun sertleşti. yavuz ve hüseyin sakatlandı... devrenin bitmesine dört dakika kala, soldan yapılan bir ortayı çetin kafa ile ikinci beykoz golü olarak siyah - beyazlı filelere taktı. golden sonra sabri çıktı, yerine necmi girdi.
ikinci yarıda 53. ve 58. dakikalarda sanlı altı pastan şut atacağına arkadaşlarına pas verme yolun gitti ve fırsatı kaçırdı. nihayet 86. dakikada üstün oyununu devam ettiren beykoz, beşiktaşa on darbeyi indirdi. rıdvan soldan kaptığı topla ilerledi. kaya'nın üzerinden topu aşırdı ve sonra da vole ile topu iç demire nişanladı.
beşktaş, beykozdan hiç beklemediği bir anda acı bir tokat yiyordu. o, benzin gibi parlayan takımın tertibini bozmakla bunu hak emişti.