sarı - siyah'lıların 1-0 kazandığı maçta golü solaçık ahmet attı
necmi tanyolaç
müslim bağcılar mı, ismet uluğ mu?
muhalefet mi, iktidar mı?
kadıköy gruba mu, istanbul grubu mu?..
...derken, kongre heyecanı arasında unutulup giden istanbulspor lig’in rengini değiştiren bombayı fenerbahçe'nin kalasında patlatıverdi.
sürpriz değildi, şaka tesadüf değildi. gerçekti, gerçek.
erkekçe futbol oynayan istanbulspor, en beleş toplara sırtını çeviren milyonluk takımın, ölünceye kadar üzerinde taşıyacağı hayâl edilen ünvanını çekip aldı. raftan toz alır gibi, göstere göstere...
evvelki gün beykoz'a puan kaptırdıklarına yanıp tutuşan beşiktaşlılar şampiyonluk komşuları fenerbahçeliler için, eski sünnet düğünlerinin müzikli tekerlemesini bağıra, bağıra söyleyebilirler: «oldu da bitti maaşallah, şampiyon olurlar inşaallah!»
ingilizler takım kuruluşlarını galibiyetin anahtarı kabul ederler. fenerbahçenin ingiliz antrenörü, kendi vatanında doğan bu inanışa taban tabana zıd bir karar vermiş ve daha sahaya çıkmadan kumar oynamıştı. ligin ikinci yarısının en göz kamaştıran adamı birol'un sol hafta ne işi vardı, diye sormak gerekirdi mr. hold'a. ya, her şeyini kaybetmiş moralsiz ergun’un, bu kadar tok, amansız ve sert bir rakibe karşı sahaya çıkarılışı?. sonra osman'ın - özer sakat dahi olsa - bu sahaların en zorlu «kontratak» takımına karşı oynatılışı?
ancak, mağlûbiyetin tek sorumlusu değildi antrenör. fenerbahçe'de iki tane şükrü, iki tane şeref olsa, bu maçtan hiç değilse beraberlikle çıkmak mümkün olurdu.
fevkalâde sür'atli, canlı hamlelerle dolu bir oyun görüyorduk. istanbulspor geride iyi kapanıp, ani fırlayışlarla rakibine saldırıyordu. fenerbahçe oyunun gidişinde ne kadar üstün görünürse görünsün, rakibi kadar tehlikeli olamayacak ve fırtına gibi kaçan uç adam halûk, ihsan, ahmet, karşı taraftakilerden daha fazla gol fırsatı yakalayacaklardı. fenerbahçenin şampiyonluk yollarını tıkayacak gol de bu baskınlardan birinde atılmış ve lider karşı kaleye yüklenirken, ahmet, ismail'in gafletinden ümitlenip, üzerine çıkan ali’nin gerisine göndermişti golü.
fenerbahçe «adam olsaydı», maç berabere biter demek gerekiyor. ama, ne gezer. garip bir tutukluk ve inatla her topa sırtını çeviren şenol'la, arkadaşlarına bir düzgün orta gönderemeyen iki açıkla olmazdı bu iş. bir ziya kalıyordu geriye. onun da iki şutunu kaleci mete kornerle durdurmuş, bundan başka fenerbahçe bir zorlamada bulunamamıştı.
oyun biterken istanbulspor bir gol fırsatı daha yakaladı. bilge düpedüz gole gidiyordu. osman çelmeledi. hakem, osman’ı attı. bizce ağır bir karardı. bu kadar titizlik gösteren
talû’nun ilk yarıda aydın'ı ceza sahası içinde çelmeleyenlerden birini de - penaltıdan vazgeçtik - aynı şekilde cezalandırması gerekirdi. oyuncu atmak şartsa tabii.
dakika dakika heyecanı arttıran, dakika dakika fenerbahçeyi kaderine sürükleyen maç bitiyordu. şu anda şu bunu yaptı, bu anda bu şunu yaptı, demek hikâyeyi uzatırdı. galibiyet istanbulspor’un, mağlûbiyet fenerbahçenin hakkıydı.