hey gidi günler hey. insan geçmiş senelerin ardından bakıyor da «hey gidi günler hey» demekten kendini alamıyor. bir zamanların beşiktaş ve milli takımın sol açığı şükrüsü vardı. sür'atli, yapılı, karşısına geleni deviren, vurduğu topu patlatan, ağları paralıyan bir şükrü idi o. hem karşılıklı, hem beraber ne maçlar yapmıştık o şükrü ile. beraberce ağladığımız, güldüğümüz, sevindiğimiz çok maçlarımız olmuştu. rakip takımlarda olmamıza rağmen maç sonunda gene ayni takımdanmışız gibi kardeştik, beraberdik. ben futbolu bıraktıktan sonra o daha da ileri gitti. şöhret ve kabiliyeti onu bizden almış italyaya götürmüştü. senelerce italya da oynayarak kendinden bahsettirdi. ve futbolu da orada bıraktı. şimdi tekrar vazife ile ve türk futboluna faydalı olmak gayesiyle yurda dönmüş bulunuyor. kaldığı uzun seneler zarfında italyan futbolunun bütün inceliklerini öğrenen koca şükrü, şimdi ikinci milli lige düşmüş bir kulübün elinden tutarak onu ayağa kaldırmaya çalışacak. canı gönülden allah yardımcısı olsun.
şükrünün gelişinin, fenerbahçe - beşiktaş maçının yapılacağı haftaya rastlamış olması dolayısıyla geçmiş senelerin bir hâtırası gözümde canlanıverdi. ne maçtı o yarabbim.