beşiktaş: necmi (***) - ihsan (***), fehmi (***) - yavuz (***), kaya (***), sami (***) - coşkun (**), yusuf (****), ahmet ii (**), ahmet (**), ender (**)
beşiktaş: necmi mutlu, yavuz çoker, fehmi sağınoğlu, ihsan büyükbuğdaypınar, sami şenol, kaya köstepen, ahmet özacar, yusuf tunaoğlu, coşkun ehlidil, ender içten, ahmet tepe
istanbul'daki mühim maç 15 de başlıyor. 19 mayısta ilk mücadele f. köy - a. gücü arasında
mithatpaşa stadında günün tek maçı saat 15 de beşiktaş ile beykoz arasında oynanacaktır. türkiye kupasından elendikten
sonra bütün güçlerini türkiye ligine veren ve fenerbahçe ile aralarında olan 2 puan farkını kapatacaklarına inanan siyah -beyazlılar bu maça şöyle bir tertiple çıkacaklardır:
hâlen klâsmanda sonuncu durumda bulunan ve düşme tehlikesinden uzaklaşmak için her maçtan puan almak zorunda olan beykoz'un muhtemel tertibi ise şöyledir: nihat - selâhattin, nihat - cevdet, garbis, niyazi - ali, orhan, cemal, şirzat, rıdvan.
siyah-beyazlılar yine başarısızdı. ahmet'in kafa şutu direkten döndü
halit kıvanç
futbol kalitesi, futbol zevki yönünden bakılırsa, öylesine oyuna böylesine yıldız dağıtmak, aşırı cömertlikti. amma 90 dakikalık mücadele gücünü de değerlendirmek gerekiyordu ve işte yukarıdaki yıldızlar, daha çok bu çabanın ifâdesiydi.
gerçekten güzel bir maç seyretmedik dün... bütün oyunu süsleyen iyi hareketlerin toplamı, sahadaki oyuncu sayısından çok değildi. adam başına birden fazla güzel hareket düşmedi hâsılı... hattâ oyundan sonra hatırda kalan önemli anlar bile, karşılıklı iki topun direklerden dönmesinden ibaretti.
iki tarafın da puana ihtiyacı vardı. biri, şampiyonluğa yaklaşmak, öteki ise sonunculuktan uzaklaşmak için, tek puanın dahi kıymetini iyi biliyordu. fakat sahadaki gayretlerinde, böylesine kıymet bilir davranamadılar. hele beşiktaş, hiç de şampiyonluk iddiasında bir takım manzarasında görünmüyordu. ve bu açıdan ele alınca, beykoz'u «istediği puanı koparmak» bakımından başarılı saymak lâzımdı. sarı - siyahlılar, cevdeti tamamen geriye çekerek garbisin birlikte «çift santrhaf» şeklinde oynatma taktiğini iyi uyguladılar. sırtında «8» numaralı forma ile sahaya çıkan niyazi de, tam bir ileri - geri adam olarak bu başarıya katıldı. bunun dışında beykozluların ümidi, kontrataklara bağlanmıştı ve bunda da zaman zaman tehlikeli oldular. maçın bütününde ise, daima beşiktaş üstün ve baskılı idi. bu derece baskının 2 puan değerinde 1 gol getiremeyişi, beykozun gayretli müdafaa oyunu kadar, siyah - beyazlı forvetlerin son hamlelerinin tesirsizliğinden doğdu. bazan da sın atağı yapamadı beşiktaşlılar...
iki talihsizlik
siyah - beyazlı takım en talishsiz anı, maçın 29. dakikada yaşadı: yusug'un pek akıllı, pek güzel şandeli topu kale ağzına getirmiş, ahmedin kafası da hedefe yollamıştı. ancak üst direk, golü engelliyordu. beykoz ise, aynı şansızlığı 63. dakikada uğradı. hüseyinin ortasına necmi'nin beklemediği şandel, topu ayni direğe çarptırarak döndürdü.
önce yavuz'u, sonlarda da kayayı ileri alan beşiktaşlılar, bütün çabalarına rağmen, beykoz defansını yaramadı ve son adam olan kaleci nihat'ı mağlûp edemediler.
hakem zoroğlu, bitiş düdüğünü ilân ederken, beykoz kartalın ağzından kopardığı bir puanla memnun; beşiktaş ise, liderle arsaındaki farkı bir puan daha açılmasından üzgündü.