2-0 galibiyetten bir ara 2-2 duruma gelen beşiktaş, b. spor'u güç yendi: 3-2
siyah-beyazlıların gollerini ahmet, sanlı, rahmi, sarı-siyahlıların ise güngör (2) attı. devre 1-0 sona erdi
necmi tanyolaç
fırtınaya yakalanın beyğluspor, batan bir yolcu gemisinin orkestrası gibi son dakikaya kadar çalmaya devam etti.
meşhur titanik, atlantikte batarken, panik halindeki dev gemide, ölüme gidenlere teselli veren tek bir sakin köşe kalmıştı: orkestra... titanik ağır ağır batıyor ve orkestradaki adamlar, denize indirilen tahlisiye sandallarında kendilerine yer kalmadığını bile bile vazifelerine devam ediyorlardı. büyük virtüözlardan büyük parçalar çalarak.. hikayenin sonunu kimse hatırlamak istemiyordu. orkestra çalacak ve gemi batacaktı..
beyoğluspor'un beşiktaş karşısındaki direnişi ve maçı 2-0'dan 2-2'ye getirdikten sonra kaybedişi için söylenecek söz şuydu: «beyoğluspor, sahalarımızda ancak birkaç takıma nasip olan iyi futboluyla ağır ağır ikinci kümeye düşmektedir.»
sarı - siyahlılar, henüz oyunun 45. saniyesinde kale önünde bir kasırga şiddetiyle kopuveren siyah-beyazlışarın ilk golüne mâni olamamış, fakat zamanla rakiplerini durdurmasını bilmişlerdi. bu tempolu oyun, batak sahadaki bu canlı futbol, ilk devre sonuna kadar beşiktaş, ikinci bir gol fırsatı vermemiş ve 53. dakikada sanlı ikinciyi atmıştı. artık düşecek bir takımda buna cevap verecek takat kalmaması lazımdı. fakat, beyoğluspor alkışlanacak bir gayretle lidere baş kaldırıyor ve güngör'ün iki golüyle beraberliği sağlıyordu. bundan tam 10 dakika sonra rahmi'nin çektiği frikikte topu karnının altından kaçıran kaleci sabri ne kadar göz yaşı dökerse döksün, maçın kaybına sebebiyet veren hatasının ağırlığı altında ezilmekten kurtulamayacaktır.
beiktaş oyunun başında görülmemiş bir hızla saldırıyordu. nitekim daha dakika dolmadan sanlı'dan, rahmi'ye giden akın, bu futbolcunun şutuyla beyoğluspor kalesinde patlamış, sabrinin karşıladığı topu altı pasta ahmet kafayla filelere göndermişti. coşkun'un son ankdaki vuruşu gecikse de, topun kaleye girişi gecikmeyecekti. böylece, beşiktaş başlangıçta çok güzel bir galibiyet vaadediyordu. ama tam 6. dakikada sabahattin'in geri pasıyla çamura saplanan top beşiktaş için bir alarm işareti olmuştu. dimitri, kaleci özcan'ın boş bıraktığı kaleye şutunu sallarken, sabahattin yetişti ve hatasını affettirdi. bundan sonra beşiktaş'ta devrenin bitişine kadar başlangıçtaki hızı ve arzuyu göremedik. beyoğluspor ise mücadelesine devam ediyordu.
ikinci yarı ve goller
ikinci yarıda ise ancak traktörlerin sürebileceği batak sahada müthiş şutlar ve goller seyrettik. 55. dakikada rahmi'nin ceza vuruşunu, kale önünde yüksel sanlı kafayla beyoğluspor kalesine indirmiş, beyoğluspor buna rağmen «işin ucunu» bırakmamıştı. nihayet güngör, mücahid'in kale önüne şandellediği topu yere inerken kurtarılmayacak bir solla beşiktaş filelerine çakıyor, aynı güngör iki dakika sonra avram'ın, muhittin'den söktüğü topla beraberliği kurtarıyordu.
yazık ki, beyoğluspor elindeki bu fırsatı ancak 9 dakika koruyabilecekti. rahmi bir ceza vuruşunda sabri'ni karnının altından beşiktaş'ı galip duruma getirdiği zaman, beyoğluspor'a acıyanlar, beşiktaş'ın galibiyetine sevinenler kadar fazlaydı... hem de suat'ın kale direklerine gıcırdatan o harikulâde vuruşuna rağmen...