beşiktaş m hücum oynamasını bekliyorduk, bir de baktık ki günlerdir vurucu adam arayan teknik menecer, takımını müdafaa easına göre kuru vermiş.
muhittin, yüksel, süreyya, sabahattin, tamamen geride 2-4-4'ü tatbik ediyorlar.
futbolumuzda son haftaların modasına usuuğlu da kendini kaptırıvermiş.anlayamadık, niçin bu yola gitti beşiktaş... boş sahayı rakibe bırakıl ve tamamen defans taktiği ile oynayış, daha başlangıçla siyah - beyazlılar için en iyi neticenin beraberlik olacağını ilândan başka bir şey değildi. nitekim de öyle oldu...
günlerdir yorgun ve sakatları fazla g.saray'ın karşısında ancak lâlettayin bir semt takımının tatbik edeceği «çanakkale geçilmez» oyununu kabulleniş bizce her bakımdan hatalı idi. beşiktaş yüklenseydi herhalde 90 dakikanın büyük bir kısmı kendi kalesi önünde oynanmayacaktı. müteaddit fırsatların galatasaray forveti tarafından cömertçe harcandığı dünkü maçta hakem semih zoroğlu'nun akılları durduracak hatalar işlediğine de üzülerek şahit olduk. en az iki penaltının verilmeyişi ve faullere ters hükmediş, oyunun sonunda bazı nahoş hâdiselerin doğmasına sebep oldu. öylesine gergin bir atmosferde asap zembereğinin bir anda fırlamış olmasını bu sebeple -bir dereceye kadar- makul karşılamak icapeder.