• bilirsiniz: dini bayramların gününü tam tesblt için. ay'a bakmak âdettir. ay. incecik bir yay gibi göründü mü. hemen koşar. «bayram geldi» derler. bu bakımdan çok defa memleketler arasında fark olur. biri bayramı bir gün önce kutlar, diğeri bir gün sonra... bu seneki milli ligin sonu da böyle oldu. fenerbahçeliler ay'ı «cilveli cumartesi» akşamı gördüler ve bayrama erken kavuştular. galatasaraylılar ise. önü sarılı - siyahlı bir bulutla örtüldüğü için ay'ı o gün göremedi ve bayram yapabilmek için «sessiz pazar» ı beklemek zorunda kaldılar.
• cumartesi günü atı alan, değil usküdar'ı, tâa beykoz'u geçmişti. ve bu atın sırtında bir mevsimin meyvasi olan, şampiyonluk kupası vardı. başka deyimle yorgan gitmişti ama, kavga bitmemişti. galatasaraylılar hiç değilse, ufak bir örtü altında «revanş» ı saklamağa gayret ettiler ve bunu başardılar da… kısacası, fenerbahçe şampiyonluğu aldığına, galatasaray da revanşı vermediğine memnun oldu.
• aslında dün. memnun olmayan yoktu ki... her maç öpüsülerek başlardı. ama her maç. hele hele fenerbahçe - galatasaray karşılaşmaları, böyle öpüşülerek bitmezdi. bu bakımdan dün staddan bütün sporseverler memnun ayrıldılar. ve bunun için iki takıma da teşekkür borçlu oldukları muhakkaktı.
• bir garip maçtı dünkü oyun... ilk • bir garip maçtı dünkü oyun... ilk devredeki karşılıklı iki golü, doğrusu atanlar da pek anlıyamadı, yiyenler de... ama ayhan'ın sökerek götürdüğü topla kaydettiği gol. «gerçek gol» dü ve maçın sonucunu da bu sayı tâyin.
• şampiyon olmak, kolay iş değil. hele 38 maçlık bir maraton sonunda... şampiyon fenerbahçelileri bu sebeple tebrik etmemiz lâzım. fakat şampiyonu. hem de iki defa yenmek kolay mı? o halde galatasaraylılar da tebriki hak etmiş durumda. şimdi fenerbahçe avrupa şampiyonları kupası'na. galatasaray da balkan ikincileri turnuası'na girecek... ağustos sıcakları basmadan bir de futbol sezonumuz tatile girse, diyorum.