eski fenerbahçeli futbolcu nedim doğan, 1960-1961 sezonunda istanbulspor forması giyiyordu ve ligin son haftası galatasaray'a karşı oynuyorlardı. işte o maçta nedim doğan "unutumadığım gol" dediği golü attı ve istanbulspor, galatsaray'ı 1-0 yendi.
bu maçta da fenerbahçe, beykoz'u 5-2'lik skorla geçti ve şampiyon oldu...
fenerbahçe galatasaray karşısında ilk maçta metin oktay'ın ağları yırttığı maçta 1-0 mağlup olur. ancak mithatpaşa'daki finalin rövanşında san-kırmızılıları 4-0 mağlup edecektir. fenerbahçe kulübü'ne türkiye'nin çeşitli illerinden çok sayıda (100 bin olmasa da 1.500 tane) tebrik telgrafı gelmiştir. finalden birkaç gün sonra brezilya'nın america takımı geleceği için futbolculara tatil izni verilmez. kutlama olarak ise sadece kulübün o dönemdeki başkanı agah erozan, yeşilköy'deki röne park'ta futbolculara yemek verir. şampiyonluk mevzusu da orada kapanır. o günlerde en çok konuşulan hadiselerden biri de lefter küçükandonyadis'in sakat oluşudur. ikinci maçtan önce idmanlara katılmayan lefter, takımın kamp yaptığı otelin karşısında çocuklarla top oynadığı için teknik direktör ignace molnar'la tartışmış, bu da kulüpte gerginlik yaratmıştır. lefter'in başka bir kavgası da 1960-61 sezonunda olur, sezon yine gergin biter. fenerbahçeli futbolcular beykoz'u 5-2 yenerek şampiyonluğu garantiler. ancak maçın hemen ertesinde fikret kırcan ile lefter'in kavgası takımın son hafta yapılacak olan galatasaray maçına sorunlu hazırlanmasına neden olur. fenerbahçe, galatasaray'a 2-1 yenilir, şampiyonluk gölgelenir. elde edilen büyük başarı için yapılan tek tören maçtan bir gün sonra futbolcuların kulüpte toplanması olur. ilkokulu bitiren öğrencilerin birbirleriyle vedalaşmasını hatırlatan bu buluşmada hatıra fotoğrafı çektirildikten sonra herkes evine dağılır...
galatasaray – istanbulspor, fenerbahçe – beykoz ve fenerbahçe – galatasaray maçları daha önceden 25, 26 mayıs tarihlerinde oynanılması planlanmış fakat daha sonra da milli maçlar sebebiyle bir ay sonraya ertelenmiştir.
fikstürde yapılan bu değişikliğe göre, galatasaray – istanbulspor ve fenerbahçe – beykoz maçları 24 hazirana, fenerbahçe – galatasaray maçı ise 25 haziranda oynanmasına karar verilmiştir.
millî takımın rusya ve norveç seyahati, dünya ordulararası futbol şampiyonası finalleri sebebiyle millî lig fikstüründe değişiklik yapıldı
millî futbol takımımızın norveç ve rusya seyahati, ankarada yapılacak olan dünya ordulararası finalleri sebebiyle milli lig’e dahil galatasaray – istanbulspor, fenerbahçe – beykoz ve fenerbahçe – galatasaray maçları 25, 26 mayıs tarihlerinden bir ay sonraya bırakılmıştır.
futbol federasyonunun dün fikstürde yaptığı bu değişikliğe göre. galatasaray – istanbulspor. fenerbahçe – beykoz 24. fenerbahçe – galatasaray ise 25 haziranda mithatpaşa stadında karşılaşacaklardır. bu müsabakalar milli ligin son maçları olacak ve milli takım rusya ve norveçten döneceği için ezeli rakipler asker ve milli futbolcularını da oynatabileceklerdir.
uç karşılaşma. aynı tarihlerde başlayacak olan milli lig terfi, tenzil müsabakalarıyla birlikte spor – totoya dahil edilecektir.
böylece. federasyon ordu ve milli takımlara oyuncu veren kulüplerin arzusunu yerine getirmiştir.
spor-totonun otuzsekizinci hafta kuponları yarın saat 13 e kadar bâyiliklere teslim edilecektir.
dün umum müdürlükten emlâk kredi bankasına gelen bir yazıda, cuma günü milli lig maçı olması sebebi ile kuponların bâyiler tarafından çarşamba günü toplanması bildirilmiştir.
16 haziran 1961 tarihli milliyette çıkan spor-toto servisinin hazırladığı “maç hakkında düşünceler” bölümünde bu maçla ilgili olarak şu tahmin yapılmış;
milli lig finalinden bir gün evvel fenerbahçe, beykoz ile hayati bir müsabaka yapacaktır. bununla beraber sarı-lâcivertliler favoridir.
fenerbahçe ve galatasaray bu hafta oynayacakları millî lig final maçına büyük bir dikkatle hazırlanmaktadır.
cumartesi günü fenerbahçenin beykozla, galatasarayın ise istanbulsporla yapacakları müsabakalar sebebiyle, her iki taraf çalışmalarını geniş kadrolarıyla yapmaktadırlar.
beykoz ve istanbulspor hazırlıklarını tamamladılar
yarın mithatpaşa stadında iki şampiyon namzedi fenerbahçe ve galatasaray’la karşılaşacak olan beykoz ve ıstanbulspor futbol takımları mutad çalışmalarının sonuncusunu yapmışlardır. her iki takım idarecileri ve futbolcuları şampiyona üzerinde böyle mühim rol oynayan bir müsabakada bütün güçleri ile çalısacaklarını söylemişlerdir.
milli savunma bakanlığı dün kulüplere bir tebligat yaparak iç hizmet talimatnamesinin 43. maddesinin yürürlüğe girdiğini ve asker futbolcuların takımlarındaki yerini alamıyacak larını bildirmiştir.
buna göre bu hafta yapılacak milli lig maçlarında fenerbahçeli can, özcan, osman, galatasaray’lı mustafa, mete, nuri, beykozlu k. erol, istanbulsporlu sabih ve yüksel oynayamıyacaklardır.
ezelî rakipler, bugünkü kritik maçları, asker futbolcularından mahrum oynayacak. dev finale hazırlanan takımların kampı sâkin
kaptanların beyanatı: naci "can, özcan ve osman'ın yokluğunu aratmıyacağız,, turgay "peşin konuşmak zor, fakat millî lig şampiyonu olmayı kim arzu etmez!,,
millî ligin iki tehir maçı olan galatasaray - istanbulspor ve fenerbahçe - beykoz karşılaşmaları bugün mithatpaşa stadında yapılacaktır.
böylece iki ezeli rakip büyük finalden bir gün önce taraftarlarına ilk gövde gösterisini yapacaklardır.
gunun ikinci karşılaşması ise, saat 17 de fenerbahçe ile beykoz arasında yapılacaktır. formda sarı - siyahlılar. karşısında eksik kadrolu fenerbahçenin zo da olsa maçı kurtaracağı tahmin edilmektedir sarı - lâcivertliler beraberlik halinde. finişe galatasaray ile ayni puanla girecektir. fenerbahçelilerin tahmini kadrosu ise şöyledir:
g. saray'ın beklenmedik mağlûbiyetinden sonra beykoz karşısında korkulu bir 65 dakika geçiren sarı-lâcivertliler maçı açık farkla kazandılar: 5-2
gollerin ikisini sahanın yıldızı hilmi, diğerlerini naci, ergun ve mustafa attı
her şey maratonun 159. dakikasında belli oldu...
… ve her şey futbolda henüz delikanlılık çağını yaşayan şu ufak tefek adamın sağ ayağından çıkacak şüte bağlı görünüyordu.
fenerbahçe - beykoz maçının 69. dakikasına rastlayan bu hâdiseyi elimdeki kağıda acele ile şöyle kaydetmişim: «ismailin sert bir vuruşla müdafaadan çıkardığı top ergunda… hilmi fırladı. arkadaşının kendisine iyi bir pas atacağından emin bir gidişi var. hilmiye verirse, bu kaçış, bu say: arayış mutlaka kalede biter..»
ve devam etmişim: «hilmi, daldı gidiyor. ceza sahasına girdi ve geriden takip eden ismailin sert bir müdahalesine maruz kaldı. hilmi yerde yatıyor. bulgar hakem hızla penaltı noktasına doğru koşuyor.. tribünlerde bir kıyamettir gidiyor…
lefterin bulunmadığı bir fenerbahçe takımında böylesine önem taşıyan bir penaltıyı hangi babayiğit atmaya cesaret eder, derken... ergun alnındaki terleri koluyla silerek «sırat köprüsüne» doğru yaklaştı. sakin bir hali var. ama, sakin görünüşüne rağmen o anda ergunun kalp atışlarının sayısını öğrenmek isterdim. stadta çıt çıkmıyordu. kaleci şükrüye bakıyorum. yere çömelmiş yüzünü ellleriyle kapamış. bir kaç fenerbahçeli oyun cu daha var, onun gibi penaltı atışının heyecanına dayanamayan.. yere iğilmişler... galatasaray tribününe bakıyorum. orada da bir sessizlik. er gun öyle fazla da gerilmedi. hattâ penaltıyı alacağı köşeyi belli etmişti. top «çakk» diye sıtkının sağından beykoz kalesinin köşe gönderine vurdu, aradan da filelere… fenerbahçe bu golle «aslan gibi bir final maçı oynayan» beykozdan şampiyonluğu alıp gidiyordu..
bu goldü işte şampiyonluğun kaderini tâyin eden... fenerbahçe 2-2 beraberlikten 3-2 galip duruma yükselmişti. eee. artık rakibine üçüncü defa beraberlik fırsatını vereceği de şüpheliydi..
«her şey maratonun 159 uncu dakikasında belli oldu» dememizin sebebi, dünkü iki maçı birbirinin devamı saymış olmamızdı. istanbulsporun koca galatasarayı tek golle yere seriverişinden beş dakika sonra başlayacak olan bir fenerbahçe — beykoz maçına, ancak o fırtınanın, o müthiş fırtınanın. o müthiş maraton mücadelesinin ikinci yarısı gözüyle bakılabilirdi. bu sebepledir ki. fenerbahçe — beykoz maçını müstakil bir oyun hüviyeti içerisin de kabul etmiyorduk.
doğrusu dün hiç kimse fenerbahçe - galatasaray maçından evvelki müsabakaların bir final savaşına sahne olacağını tahmin edemezdi... bunun hzırlayıcıları bizlerdik. haftayı «ezeli rakipler pazar günkü dev finale hazırlanıyorlar, f. bahçe, galatasaray birbirleriyle yapacakları büyük maça hazır gibi» alışılmış gözlerle cumartesiye kadar getirmiştik. ama yanılmayan tek bir adam vardı: gündüz kılıç... galatasaray meneveri, fenerbahçe maçı için ne düşünüyorsunuz sualini soran gazetecilere israr la şu cevabı vermişti: «evvelâ istanbulsporu. hele onu bir geçelim.» ve teknik menecerin takımı dün istanbulspora yenilerek sahneden çekiliveriyordu. gerçi bütün ümidler henüz tamamen kaybolmuş değildi. beykoz çetin cevirdi.. ya bir azizlik de o yaparsa?..
beykoz 69. dakikaya kadar fenerbahçenin aceleye gelen şampiyonluğa tam iki defa el koydu. avrupaî bir final maçı seyrediyorduk. şampiyonluk bir gidiyor, bir geliyordu..
fırtınalı dakikalar
final, 5. dakikada mikro'nun korneri ile açılmıştı. kornerden kopan top hilmi'yi buluyor, hilmi'nin nefis şutunu ise direkler durduruyordu. maçın ilk 10 dakikası dolarken kısa bir bilânço: fenerbahçe dikkatli, hesaplı ve hızlı. belli ki, galatasaray'ın âkıbetine uğramak istemiyor. beykoz da öyle kolay yutulur lokma değil hani. diri, dipdiri bir takım. sahada çok erken olmasına rağmen bir futbol var denilebilir..
sayılar başlıyor
oyunun 13. dakikası ergun'un pasını naci ceza sahasının üzerinde yakaladı, yordan'dan aşırdı, önüne düşürdü. sol taraftan yumuşak bir sol'la sıtkı'nın köşesine topu bıraktı adetâ.. fenerbahçe 1-0 öne geçmişti ve allah için ezeli rakibinden iyi futbol oynuyordu...
sonra, maç .birden durgunlaştı. saim'i geride çalıştıran beykoz'da daha şuurlu hareketler görüyoruz. erol ve nusret uzaktan, uzaktan şükrü’yü deniyorlar. hele erol'un şutu bir tutsaydı…
fenerbahçe 20. dakikadan itibaren tekrar toparlandı. kaptan naci ile kadri'nin hilmi'yi ikide bir sahanın neresinde olursa olsun buluşları cidden güzel, dk. 29, ergun'un bir pası kaçırışı... dk. 31. yüksel'in kornerden gelen topa sıçrayıp, kafa şutunu yapıştırışı... devre artık bitiyor ve fenerbahçe ikinci bir gol çıkaramamış olmanın endişesini hissediyordu..
nitekim…
42. dakika: beykoz sağhafı kâmil’in uzattığı topa giren saim’i. şeref şöyle bir savuruverdi. bulgar hakemlerinin hiç şakası yok. şeref’e, emreder gibi topu getirmesini işaret etti. şeref ne bilsin o topun penaltı noktasına konacağını. kendi elceğiziyle koydu.. ıtiraz olacak tabii.. beykoz'un erol'u topu fenerbahçe kalesine indirirken, doğrusu bu ya, ikinci devrede müthiş bir fırtınanın kopacağını tahmin etmek güçtü.. devre 1-1 beraberlikle kapanıyordu. bir nokta daha.. bundan evvelki ile bu maç arasında çok benzerlik var. tam devre sona ererken şirzat ile basri kapıştılar. basri'nin yüzüne bir kafa isabet etmiş. yerde yatıyor, sedye ile çıkıyor. o da şirzat'ın canını acıtmış olmalı.. her neyse. tribünler heyecanla hakemin ikinci devreye çıkışını bekliyor. ya ikisini de birden atarsa? hakem çıktı ve nasihat etti. herkes yerli yerinde. fenerbahçede hilmi forvetin ortasına alınmış, kötü bir gününde olan yüksel ise solaçığa verilmiş..
maçı güzelleştiren adamlar...
ikinci devre hızlı bir tempo ile oynanıyordu. ama. maçı sür'atlendiren adamları da unutmamalıydık. meselâ hilmi.. altında bir cip varmış gibi sahayı dolaşıyor. meselâ kadri. fenerbahçedeki en iyi oyunlarından birini gösteriyor. topu istediği noktaya ulaştırıyor. hattâ, boş sahada olmasına rağmen markajı bile var kadri'nin. ve naci.. beykoz'da erol. saim ve sağaçık yılmaz..
maç her an biraz daha kalite kazanıyor. sür’atli akınların sahayı dolaştığıne şahit oluyoruz. 55. dakikaya geldiğimiz bir sırada mikro'nun ortasını yakalıyan hilmi yordan'ın yanından yıldırım gibi sıyrıldı, güç pozisyondan fenerbahçe'ye galibiyet golünü kazandırdı: 2-1. hâlâ hayret ediyorum. topu alışı, kaçışı ve kaleye gönderişi arasında kaç saniye fark var diye?
fakat, beykoz bırakmıyacaktı ki. hilmi istediği kadar hızlı olsun, kadri istediği yere pas atsın, naci gemisinin kaptanı olsun.. beykoz bırakmak niyetinde gözükmüyordu fenerbahçe'yi…
tekrar beraberlik
57. dakikada fenerbahçe kalesi büyük bir tehlike atlatıyordu. erol'un saim'den gelen topu ceza sahası dışından bomba gibi bir şutla kaleye gönderişi için mükemmel, topun yan direğe çarpıp, şükrü’nün eline dokunuşu için de talihsizlik demek icabedecekti..
beş dakika sonra beykoz hakkı olan beraberlik golünü temin ediyordu. yılmaz dalmış. ismail'i geçmiş ortalamış. saim bu topu ceza sahasının üzerinde yakalamıştı. bir kupa finali seyrettiğimiz muhakkak. top şükrü’nün kendini köşeye bırakışına rağmen yerini buluyordu: 2-2.
öylesine bir heyecan fırtınası bağlamıştı ki... topu, oyuncuları kontrol etmek güçleşiyordu... ve meşhur penaltı hâdisenin vukubuluşu. ergun'un, fenerbahçe'nin, galatasaray'ın ve milli lig’in kaderine penaltı atışı.. 3-2.
fenerbahçe devleşiyor…
fenerbahçe devleşivermişti birdenbire. bunu söyleyebilmek için 77. dakikaya tesadüf eden şık hareketleri anlatmak lâzımdı. hâdisenin iki kahramanı var: hilmi ile naci. biri alıyor, ötekine veriyor, öteki geri veriyor. son defa topun hilmi'ye geçtiğini görüyoruz. bir tor bulutu kalktı beykoz kalesinin önünde. patlatıyor yine. kalenin içinde aynı toz bulutu hilmi'nin şaheser golü ila skor açılıveriyor: 4-2...
maçın bundan sonrasında beykoz'un mücadele gücünü kaybettiği dikkati çekiyor. fenerbahçe ise şampiyon hüviyetiyle oynuyor. taraftarlar coşmuş. şarkılar. marşlar söylüyorlar... son dakikalardayız. bir ceza vuruşundan topu mikro mustafa kapıyor. şöyle bir kepçeleyiverdi. top «patt» diye sıtkı'nın üzerinden ağlara.. orada hsreketsiz kaldı. 5-2..
taraftarlar altı, altı diye bağıra dursunlar.. maç bitiyor ve fanerbahçe milli lig şampiyonluğunu galatasaray'la yapacağı maçtan evvel kampa götürüyordu. şeref turu için öyle uzun uzadıya yazılacak bir şey yoktu. bu her sene alıştığımız. gördüğümüz şeref turlarından biriydi.. halk selâmlanıyor, selâmlıyanlara sevgi tezahüratı yapılıyordu..
hasılı bir fenerbahçeli için dünkü gün, günlerin en güzeliydi…
fenerbahçenin şampiyonluğunu en kritik durumlarda attığı iki golle garantiye bağlayan hilmi «hakkımız olan şampiyonluğu aldık, çok memnunum, goller için de radece vazifemi yaptım diyebileceğim» demiştir.
diğer futbolcular da, hayatlarının en çetin maçlarından birini oynadıklarını ve böyle bir müsabakanın sonunda da şampiyon oldukları için sevinçli bulunduklarını ifade etmişler ve «5-0'ın rövanşını almak azmindeyiz» demişlerdir.
hayatında hiç maç seyretmemiş bir kimse dün fenerbahçe soyunma odasına girse ve etrafına şöyle bir baksaydı. «bu çocuklar niçin böyle ağlıyor, herhalde başlarına bir felâket geldi» diye düşünürdü.
halbuki, bütün sarı - lâcivertli futbolcular. idareciler bir sene bekledikleri ve en nihayet kavuştukları şampiyonluğu kazanmanın sevinci içindeydiler. ağlamaları da bu sevinçten ileri geliyordu.
bu sırada umumi kaptan fikret kırcan «senenin yorgunluğu, üzüntüsü şampiyonluğu kazandıktan sonra unutuldu. kendimi şu anda taraftarından en küçük memuruna kadar kısacası a’sından. z'sine kadar vazifesini yapmış olmanın bahtiyarlığı içinde hissediyorum. allah kulübüme şerefli daha bir çok muvaffakiyetler ve şampiyonluklar versin. "altı futbolcumuz cezalandırıldığı gün, üzülmeyin çocuklar allah doğruların yardımcısıdır. lâyık olduğumuz dereceye bizi ulaştıracaktır, demiştim. allah bizi mahcup etmedi"» şeklinde konuşmuştur.
umumî kâtip faruk ılgaz ise, «bir senelik emek ve çalışmamızın mahsulünü bir şampiyonlukla taçlandırdık. gayemiz, galatasaray maçını da kazanıp şampiyonluğu kıymetlendirmektir» demiştir.
fenerbahçeye üçüncü defa şampiyonluğu kazandırdığını söyleyen antrenör szekelly ise, hayatının en bahtiyar ânını yaşadığını söylemiştir.
ad. d. spor-toprakspor (2) altınordu - toprakspor (0) yeşildirek - kültürspor (1) ad. d. spor - altay (2) altınordu - kültürspor (1) toprakspor - altay (2) yeşildirek - ad. d. spor (1) fenerbahçe - beykoz (1) g. saray - istanbulspor (2) altınordu - altay (1) kültürspor - ad. d. spor (2) toprakspor - yeşildirek (2) fenerbahçe - g. saray (2)
kulüpler, askerliğini yapan futbolculara rağbet gösteriyor. resmî transfer ise 1 temmuz'dan itibaren başlayacak
kulüplerde transfer faaliyeti bugünden itibaren hararetlenecektir.
milli ligin sona ermesi sebebiyle idarecilerin, kadrolarına alacakları futbolcularla temaslarını sıklaştırmaları beklenmektedir.
profesyonellik talimatnâmesinin ik sene daha yürürlükte kalması ve asker futbolcuların kulüplerin maçlarına iştirâk edememesi yüzünden transferin geçen senelerdeki gibi canlı geçmeyeceği tahmir olunmaktadır. idareciler bu sene daha ziyade askerliğini yapmış olan futbo'cuları transfer etmek kararındadır.
bu arada bursa'da yapılan baraj maçlarında kulüplerin anlaştığı futbolcuların isimleri önümüzdeki günlerde açıklanacaktır.