hakemler : muzaffer sarvan, mustafa barın, hasip derinçay
gençlerbirliği : selçuk çakmaklı "köylü selçuk", ali ihsan temen, aykut oğuz "deli aykut", tevfik kutlay "baba tevfik", ayhan erkan "bitli ayhan", kahraman aşar, tugay özçeri, ilhan geliş, nevzat ergökçel, orhan yüksel, zeynel soyuer "rüzgarın oğlu zeynel"
teknik direktör : yüksel doğanay
galatasaray : turgay şeren, ahmet karlıklı, ahmet berman, suat, ergun ercins, mustafa yürür, samim uygun, recep adanır, bahri altıntabak, uğur köken, niyazi tamakan
ilk basımı 2003 yılında olan tanıl bora'nın "ankara rüzgarı: gençlerbirliği tarihi" isimli kitabından;
gençlerbirliği, 1959/60'ta 20 takımla oynanan ilk millî lig sezonunda zirvenin de alt sıraların da uzağında, ligin tam ortasında yer alarak 10. oldu. ligin ilk yarısı müthiş bir çıkışla beşinci bitirilmiş, ancak ikinci yarıda 19 maçta ancak 13 puan toplanabilmiştir. 1960/61 ise, gençlerbirliği'nin millî ligde ilk kez kendini gösterdiği gayet başarılı bir sezondur: beşincilik, hiç küçümsenmeyecek bir derecedir. zeynel'in tam anlamıyla parladığı sezondur bu (yüksek de skor yapmış 15 gole ulaşmıştır). gençlerbirliği, bu sezon, istanbul'un "üç büyükleriyşe" oynadığı maçlardaki direnciyle fiyaka yapmıştır. altı maçta sadece bir defa, istanbul'da galatasaray'a 1-0 yenilmiş, buna karşılık galatasaray'ı ankara'da 3-0 yenmiş, şampiyon fenerbahçe ve üçüncü beşiktaş'la oynadığı dört maç da beraberlikle sonuçlanmıştır. ankara'da 3-0 kazanılan galatasaray maçı, tugay özçeri'nin hafızasına göre, hayatında sahadan atıldığı tek maçtır:
"suat'la [mamat] çok didişirdim. her kafaya çıktığında, arkaya doğru kafayı vururdu. hayatımda bir defa maçtan atıldım. galatasaray'ı 3-0 yendik burada. yine suat benimle didişiyor... kafayı attım, hakem kafa attığımı gördü. hakeme bakmadan kendi kendime çıktım, gittim, kulübeye oturdum."
beşiktaş ve galatasaray kulüpleri merkez ceza heyetinin bu kararından dolayı futbol federasyonunu devlet şûrâsına şikâyet edecekler
ankara, hususi
üç gündenberi toplantılarına devam eden merkez ceza heyetı, nihayet dün üç futbolcu konusunda karara varabilmiş ve ayhan’la güven’i altışar ay, cenap’ı da dört ay hak mahrumiyeti cezasına çarptırmıştır.
üç futbolcu hakkında 29 ağustos 1960 günü idari tedbir kararı alındığından, futbolcuların hak mahrumiyeti cezaları bu tarihten başlamış sayılacaktır.
ancak ayhan’ın galatasarayda oynayıp oynayamayacağı, sicil – lisans müdürlüğünün kararıyla belli olacaktır. ayhanın altaydaki lisansı nizamî ise, bu sezon galatasarayda yer alamayacak; altaydaki lisansı iptal edildiği takdirde ise, ayhan cezası bittiğinde galatasarayda oynayabilecektir.
yeten «devlet şûrasına baş vuracağız» dedi
beşiktaş kulübü başkanı hakkı yeten, güven hakkında verilen karardan dolayı devlet şûrasına başvuracaklarını söylemiş ve «federasyon olimpiyattaki başarısızlığını böylece örtmek istiyor» demiştir.
galatasaray menaceri gündüz kılıç da cenap ve ayhan’a verilen cezaların «haksız» olduğunu belirterek «bu futbolcular hakkındaki karar uzun zaman sürüncemede .bırakıldı, oyuncuların da, kulüplerin de maddi, manevi zarara uğramalarına yol açıldı. bundan gayrı âdil ceza olamaz» seklinde konuşmuştur.
(not: bilgiyi gazetenin çıkış tarihine göre oynanan en yakın ilk g.saray lig maçına yazdım.)
gençlerbirliği, adana demirspor ile karşılaşacak olan galatasaray ve feriköy de yarın ankara’ya gidiyor
izmir, hususî
g. saray ve feriköy yarın ankaraya gidiyor
cumartesi günü gençlerbirliği, pazar günü de adana demirspor ile karşılaşacak olan galatasaray futbol takımı dün sabah ali sami yen stadında sıkı bir çalışma yapmıştır. sarı – kırmızılılar ve feriköy takımı yarın uçakla ankaraya hareket edeceklerdir.
milli lig maçlarının 6 ncı hafta karşılaşmalarına cumartesi ve pazar günleri ankara ve izmirde yapılacak müsabakalar ile devam edilecektir.
bu hafta ankarada adana demirspor ve gençlerbirliği takımları ile oynıyacak olan feriköy futbol takımı bu sabah motorlu trenle başkente hareket edecektir. feriköy ile birlikte deplâsmana çıkacak olan galatasaray profesyonel takımı ise bugün kendi stadında çalışacak ve yarın uçakla ankaraya gidecektir.
futbol federasyonu üç futbolcuyu amatörlükten iskat etti. altınordu maçında ayhan’ı olcuyu amatörlükten iskat etti.
ankara, hususî
ayhan, cenap ve güven, futbol federasyonu tarafından amatörlükten iskat edilmişlerdir.
daha önce merkez ceza hey’eti tarafından muvakkat hak mahrumiyeti ile tecziye edilmiş bulunan bu futbolcuların tahkikat dosyalarındaki mevcut delillere göre amatörlüğü ihlâl ettikleri ve hattâ tam profesyonel bir futbolcu gibi maaş ve prim aldıkları sabit olmuştur. futbol federasyonu talimatnâmenin kendisine tanıdığı yetkiyi kulanmış ve her üç futbolcuyu profesyonel ilân etmiştir.
amatörlükten ıskat edilmiş bulunan ayhan, cenap ve güven muvakkat hak mahrumiyeti cezaları sonunda dahi hiçbir kulüpte oynayamayacaklardır. çünkü profesyonellik talimatnamesi gereğince profesyonel futbolcular ancak temmuz ayında mukavele yapabilmektedir.
(not: gazete 1 ekim'de çıktığı için haberi buraya yazdım.)
istanbul kulüpleri geçici hak mahrumiyeti cezasına çarptırılan bütün futbolcuların affı için teşebbüse geçmişlerdir.
önümüzdeki günlerde seçilecek bir temsilciler heyeti milli birlik komitesince vazifelendirilip af tasarısı üzerinde çalışan komisyon azalarını ziyaret edecek ve cazalı sporcuların durumlarının da tetkik edilmesini isteyecektir. af çerçevesi içerisinde durumlarının ele alınması temenni edilenler arasında amatörlükten ıskat edilen güven, cenap ve ayhan da bulunmaktadırlar.
(not: gazete 1 ekim'de çıktığı için haberi buraya yazdım.)
galatasaray kulübü idare heyeti ayhan ve cenap’a verilen cezalar sebebiyle futbol federasyonu başkanı faik gökayı protesto etmiştir. bu protestoda alınan kararın hissi olduğu belirtilmektedir.
millî ligin altıncı hafta maçlarına bugün ankara’da feriköy – adana demirspor, galatasaray – gençlerbirliği, izmir’de ise beykoz – altay ve beşiktaş – karşıyaka arasındaki müsabakalara devam edilecektir.
haftanın en çetin maçını hiç şüphesiz başkentte gaatasarayla gençlerbirliği oynayacaklardır. iki hafta evvel fenerbahçeden 1 puan alan kırmızı – siyahlılar, sarı – kırmızılılar karşısında da iyi bir netice temin edebilmek için kampa girmişlerdir. galatasaray rakibinin bu iddialı hazırlığına rağmen karşılaşmanın favorisidir. ancak, bu sene hayli kuvvetli bir kadro meydana getiren gençlerbirliği tecrübeli rakibi ile kendi seyircisi önünde puan maçı oynayacaktır. saat 16 da yapılacak bu maçtan evvel feriköy’le, adana demirspor’u karşı karşıya geleceklerdir. maça her iki tarafta müsavi şanslar altında çıkmaktadırlar.
başarılı bir oyun çıkaran gençlerbirliği, müdafaa taktiğiyle oynamasına rağmen âni ataklarla sarı – kırmızılı takımın defansını dağıttı
galatasaray, canını dişine takan gençlerbirliği karşısında 3-0 gibi farklı bir mağlûbiyete uğramaktan kurtulamadı. takım birliği, maça asılış ve neticeye gidiş bakımından gençlerbirliği tam bir örnek verdi.
hani ikinci devrenin hemen başında orhan’ın galibiyeti perçimleyen golü atışından sonra kırmızı – siyahlılar neticeye rıza gösterip müdafaa oyununa dönmeselerdi, galatasarayın daha ağır bir hezimete uğraması işten bile olmıyacaktı.
gençlerbirliği, orhan şeref’in malûm müdafaa taktiğini iki insaytını geri çekerek tatbik etti. ve maçın sonuna kadar da ileride süratli zeynel, topa hâkim orhan ve ilhan’ı bıraktı. bu, neticeyi muhafaza etmek bakımından elbette ki iyi bir düşünce idi. fakat gençlerbirliğinin de aynı zamanda küçük takım kompleksi içerisinde olduğuna bir işaretti. gerçi, her aldığı topla karşısındaki bekleri vızır vızır geçen ilhan, ergun’u çökerten orhan, hattâ hattâ çok kötü bir gününde olan zeynel, kontrataklarla müteaddit defalar turgaya korkulu dakikalar yaşattılar. ama yukarda da işaret ettiğimiz gibi, sahadaki galatasaray için sigorta sistemine gitmek yine de lüzumsuz bir gayretti.
galatasaray, gençlerbirliğinden ilk darbeyi 10. dakikada yedi ve sarsıldı. toparlanmaya fırsat bulamadan ikinci darbe yetişti. bu, orhan’ın 20. dakikada attığı goldü… hem o kadar dağıldı ki, hiçbir oyuncu kendi mevkiini dahi bundan sonra muhafaza edemedi… değişiklik, müdafilerin forvete, forvetlerin müdafaaya alınmasiyle başlamıştı. ve bu deneme müsbet netice vermemesine rağmen maçın sonuna kadar da devam etti…
solbekten başlıyarak haf ve hücum hattındaki bütün elemanlar âdeta bir turnikeden geçercesine yer değiştirip durdular. eğer turnikeye turgayı da sokabilmiş olsalardı belki de ümit edilen fayda hâsıl olacaktı. zira şöhretli kaleciyi, yediği gollerdeki hatâsiyle affetmek imkânsızdı. koca bir galatasaray takımında yer alan 11 futbolcudan yalnız üçünün yıldız bareminde iki yıldız tutturması sarı – kırmızılıların hakiki durumunu bizce anlatmaya kâfi gelecektir…
tehlikeli dakikalar
maça hızlı bir tempo ile başlamıştı gençlerbirliği… taraftarlarından aldıkları kuvvetle akın üzerine akın tazeliyorlardı. ilk ciddi tehlike ikinci dakikada yaratıldı. zeynel’in sandellediği topu turgay yerinde bir çıkışla yumruklayarak uzaklaştırıyordu. akabinde niyazi’nin sert şutu da kaleci selçuk’un ellerinde eriyiverdi. gençlerbirliği müdafaada kilitleniyor, hücumda ise şemsiye gibi sahanın her yerine yayılıyordu. 10. dakikada ayhan’ın kaydırdığı pası orhan, yerinde bir atakla ergun’dan evvel kaptı ve topu nevzat’ın önüne uzattı. nevzat’ın plâsesini gerçi turgay plonjon yapmıştı. fakat biraz geç… top direğe çarpacak ve içeri girecekti. bu birinci darbe idi…
gençlerbirliği artık sahaya hâkim olmuştu. galatasaraydaki dağınık hal ise devam ediyordu. 20. dakikadanın gelip çattığı bir sırada orhan ve ilhan’ın kombine bir akınına şahit olundu. ahmet, ilhan’ı biraz da faulle durdurmuştu. ergun müdahale etmemiş olsaydı, belki de akın golle neticelenmiyecekti. önünde seken topa lüzumsuz bir röveşata attı ergun… top, sahası çizgisi içerisinde bulunan orhan’ın önüne düştü. orhan, kaleye baktı ve sutunu turgay’ın sağ tarafından filelere gönderdi. turgay ilk goldeki gibi plânjonda geç kalmıstı… ikinci darbe galatasarayı dağıtmaya, hattâ çökertmeye kâfi geldi. devrenin sonuna kadar gençlerbirliği oyundaki bu ağır tazyikini devam ettirecek ve müteaddit gol fırsatları kaçıracaktı. galatasarayın bu 45 dakikalık zaman içerisinde ise yaptığı ne müsbet bir harekete, ne de tehlikeli bir akınına şahit olunamadı.
ikinci devrede sarı – kırmızılıların toparlanacağı tahmin edilmişti. fakat ne gezer… daha 46. dakikanın dolduğu bir sırada orhan, santradan topu kapacak ve bütün müdafaayı da çalımladıktan sonra şutunu atacaktı. şut o kadar hafif, o kadar zayıftı ki, gününde bir turgay bunu hattâ tek eliyle bile tutardı. fakat nedense yere atlamayı tercih etti, top da karnının altından seke seke fileleri buldu. artık galatasaray için herşey bitmişti…
10, 20 ve 46. dakikalar kabul etmek lâzımdır ki, oyunda neticeyi alabilmek için en kritik dakikalardır. zira mağlûbiyetten kurtulmak gayretiyle hücuma geçileceği bir sırada bir golün yenmiş olması, bir takımı moralman sarsmaya ve ümitsizliğe düşürmeğe kâfidir. evet, sarı – kırmızılılar bundan sonra boş bir gayretle rakiplerinin üzerine saldırdılar. fakat hiçbir netice alamadılar. her geçen dakikada müdafiler yer değiştiriyor, sol bek ahmet bir ara solaçıkta görülüyor. bahri orta hafa kayıyor, ergun ise santrforda bir şeyler yapmak için çabalıyordu… ama bir sihirli deynek dahi bu dağınık galatasarayı toparlayıp kollektif bir oyuna döndürmeye kanaatimizce kâfi gelmezdi. nitekim de öyle oldu. gençlerbirliğinin iki insaydını geriye alarak sağlam bir baraj kurması, galatasarayın münferit akınlarını neticesiz bıraktı. her haliyle takdir edilen ve beğenilen gençlerbirliğinin haklı galibiyetini kaydederken, 80. dakikada tugay’ın suat’a top yokken tekme atışını ayıpladığımızı söylemek isteriz. galip takım oyuncusunun mağlûp rakibine karşı, hem top yokken tekme atması… bu, elbette ki sporculukla kabili telif değildi ve gençlerbirliğinin parlak muvaffakiyetini gölgeleyen tek hareket idi.
13 tutturan yok. 11 bilen 4 kişi 22.914, 10 doğru tahmin yapan 50 kişi de 1833 er lira ikramiye kazandılar
ankara, hususî
spor – toto kurulduğu günden bu yana en büyük ikramiyeyi bu hafta vermiştir.
spor toto oyununa gösterilen alâka ve maçların sürprizli geçmesi sebebiyle ilk defa olarak 12 tutturan bir sporsever 91,656 tl. ikramiye kazanmıştır.
beşiktaşın izmirde ve galatasarayın ankarada aşdıkları sürprizli neticeler sebebiyle geçtiğimiz haftanın totosunda 13 tutturana rastlanmamıştır. 12 maçı doğru bilen ise osman uğur adındaki sporseverdir.
bu arada spor toto idaresi de seksenbeş bin bileti üç defa değerlendirmek ve ikramiye kazananları en kısa zamanda tesbit etmek suretiyle kendi çapındaki bir rekor tesisine muvaffak olmuştur.
değerlendirme şubesi, 85.000 biletin son kontrolünü dün saat 16 da bitirmiştir.
spor totoda bu hafta ikramiye kazananların adedi ve kazandıkları ikramiye miktarı şöyledir:
1 – 11 maçın neticesini doğru olarak bilen 4 kişi 22.914 er lira, 2 – 10 maçın neticesini doğru olarak bilen 50 kişi de 1833 er lira ikramiye kazanmışlardır.
11 kasım 1960 tarihli milliyette çıkan ve metin oktay’ın kendi dilinden hapishane günlerini/anılarını anlattığı «metin oktay anlatıyor – top peşinden toptaşına» adlı yazı dizisinin 6. bölümünden alıntıdır;
«bugün pazar… bugün takımımın altınordu ile maçı var.
«bugün sevinçliyim… nasıl olsa kazanırlar, diye düşünüyorum. izmirsporu geçtikten sonra, altınordu öylesine çetin bir engel gelmiyor bana… herhalde arkadaşlarım da böyle düşünüyorlar. işte radyo başındayım. çıktılar, başladılar ve goller de başladı. 3-1 durum, artık neticeden eminim.
«o ne o: ikinci golü attı altınordu… bayağı dayanıyor da… hoşuma gitmedi bu gol. pilli radyonun başında çok kalabalığız. işin tuhafı, radyo başındakilerden galatasarayı tutanlar endişeli de, fenerbahçe veya beşiktaş taraftarı olanlar «yok canım, diyorlar, kazandı galatasaray… beraberliği vermek şöyle dursun, şimdi dördüncü golü de atar…» ben de nedense telâşlanıyorum artık. bitse şu maç… fakati.. eyvah!.. korktuğum oldu: altınordunun üçüncü golü… şimdi de «bitmese maç, biraz daha uzasa» diyorum. kafat hayır, bitti… 3-3 bitti. bir gün önceki galibiyetin verdiği sevinç taptaze iken, kayboldu. öylesine üzgünüm ki… sanki bugün oynayamadığım için kendimi kabahatli görüyorum.
«şu cezaevinde her anımız bir vesile ile birbirimizi teselli ederek geçiyor. işte gene cemal’le halil teselliye başladılar. doğru… bir puan kaybetmemeliydik, ama gelecek haftalarda telâfi imkânı var.
«pazar sıkıntılı geçti hâsılı…
«bugün pazartesi… basta turgay olmak üzere arkadaşlarım ve idarecilerim ziyaretime geldiler. dertleşiyoruz:
– aman çocuklar, dikkatli oynayın, artık puan kaybetmeyelim. – merak etme metin!... dünkü beraberlik, bir talihsizlikti. bir daha böyle talihsizliğe uğramamak için çok çalışacağız.
kaptan turgay atılıyor:
– altınorduyu hafife almamızın günahını çektik. son dakikalarda iki kontratakla ıki gol attılar. belki benim de kabahbatim vardı gollerde ama kendimizi iki farklı duruma o kadar alıştırmıştık ki… beklemedik 3-3 ü…
– sen üzülme metinciğim, sen çıkıncaya kadar başka puan kaybetmemek için bütün gücümüzle oynayacağız.
«inanıyorum, bütün güçleriyıe oynadılar. fakat altı gün sonra ankaradan gelen bir haber, beni ilkinden daha fazla üzecekti. üzmek ne kelime… kederden bitmiştim. yenilmek ne kelime… üç gole tek sayı bile mukabele edememiştik. gençlerbirliği zorlu takımdı, bilirdim. fakat ne yalan söyliyeyim, 3-0 lık bir mağlûbiyeti asla beklemiyordum.
«pazar günkü gazeteleri okudum. takımımın hezimete uğradığını yazıyorlardı. 3-0 lık bir mağlûbiyeti ifade için de başkı tâbir bulunabilir miydi? gazetelerdeki maç yıldızlarına göz attım galatasarayın pek az elemanı (**) alabilmiş. demek takım çoğunluğuyla vazifesini yapamamıştı. takımda bir çöküntü başlamıstı. altınordu beraberliği tesadüfi olmadığını ortaya koymuş, ankara mağlûbiyeti, puan kayıplarımıza yenisini eklemisti. ertesi gün adana demirsoor karsısında alınan beraberlikten çok.bu beraberliğin alını sekline üzülecektim. gazetelerden selâmi’nin «iki füze» yolladığını okuyordum. ve füzelerin ikisi de ağlarımızı bulmuştu. acaba bu macta oynasaydım, füzelere mukabele edebilir miydim? belki de hayır… çünkü takımım bütünüyle sarsılmıştı.
«daha fazla dayanamadım ve koğuşun loş ışığında yazmağa başladım. eczacı cemal:
galatasaray kalesinde turgay, orta sahada kadri-suat, ileride isfendiyar ve efsane metin oktay. nereden baksanız deve dişi gibi bir takım. ama biz de 60/61 sezonunu çok iyi götürüyoruz. o maçta unutulmaz kahraman rüzgarın oğlu zeynel soyuer. adeta dağıtıyor cimbomu... o sezonu, şampiyon fener'in ardından 1 puan farkla ikinci kapatan cimbom karşımızda direnemiyor. zeynel'in gençlik parkı tarafındaki kaleye maraton köşesinden attığı golle açılıyor maç. sonra tutulmuyoruz. eziyoruz. rakip kalemize bile inemiyor, stad ise adeta inliyor. tribünlerde çok fazlayız. maraton yine bizim, keza kapalı da öyle ama kale arkalarında da gövdeyi gösteriyor gençler taraftan. maç 3-0 bitiyor, işin ilginç yönü o günkü maçlarda fener evinde istanbulspor'a 1-0. beşiktaş ise izmir'de izmirspor'a 2-1 yenik. staddan coşku ile ayrılıyoruz. yolda babam bana keyfimi bozan haberi veriyor: izmir'e taşınacağız!
kader... üzüntü içinde eve dönüyorum ve kimse beni teselli edemiyor. o sıralarda ankara koleji'ne girmişim, keyfim yerinde, arkadaşlarım, semtim, kentim. 90 dakikalık mutluluk gözyaşı ile bitiyor.
galatasaray: turgay şeren, ahmet karlıklı, mustafa yürür, bahri altıntabak, suat mamat, ergun ercins, ahmet berman, recep adanır, niyazi tamakan, uğur köken, samim uygun
teknik direktör: gündüz kılıç
gol: (1-0) dk. 10 nevzat ergökçel (2-0) dk. 19 orhan yüksel (3-0) dk. 46 orhan yüksel