sarı - kırmızılılar, karagümrük'ü talât, candemir ve ayhanın golleri ile yendiler
doğan şener
ne maçtı o dün gece, ne maçtı!.. rahatça iddia edilebilir ki, istanbul seyircisi uzun zamandanberi ilk defa milhatpaşa'da kalbini tutarak bir futbol maçı seyretmiştir.
baştan sona kadar heyecandan dolu dolu, kaliteli, süratli ve rüzgâr gibi gelip geçen maç...
g. saray için hakiki final
kim ne derse desin, galatasaray şampiyonluk finalini dün gece karagümrük'le oynadı. bu rakibin ismi belki fenerbahçe değildi ama, sarı - kırmızılı takımı 90 dakika boyunca bitip tükenmez bir inat ve enerji ile hırpaladı, durdu. küme düşmek tehlikesiyle karşı karşıya olan karagümrün'ün dün geceki şahane direnişi ve «ben futbolcuyum» diye haykırantarık'ın golleri unutulmazdı.
ama unutulmıyacak bir şey daha vardı, galatasaray'ın da zorlanışa mukabil ortaya koyduğu büyük futbol ve şampiyonluk için görülmemiş ir gayret içinde saldırışı. sarı - kırmızılıların bu inatçı ve soğukkanlı oyununda bir de talât'ın röveşata golü unutulmazdı.
şövalyeler savaşı
galatasaray ve karagümrük için daima bir kabus gibi hatırlanacak olan 90 dakikanın başlangıcı da bitişi gibi kasırga misali idi.
8. dakikada k. ali'nin sağ köşeye uzattığı topu maharette çelip kornere atan turgay, ilk mühim sözünü söylüyor, bunu 14. dakikada sarı - kırmızı'lı forvetlerin yarattığı bir pozisyon takip ediyordu. ayhan topu santradan kapmış, talât'a uzatmıştı. galatasaray soliçinini kadri'yi geçip sağdan kaleye girerken bariz bir faule maruz kaldığını ve hakemin bu durumda düdüğünü öttürmediğini görmüştük.
galatasaray, karagümrük'ün bir ejderha gibi saldırışına karşı koyarken gol imkanı da arıyordu. 15. dakika dolduğu bir sırada ergun'un uzattığı bir topu, santrfor oynıyan candemir'in kafa ile ortaya çebirmesi ve talat'ın havada parlıyarak şahane bir röveşata kondurması bir oldu. bütün triünleri havaya kaldıran bu şutla top, 20 pastan karagümrük kalesinin sağ boşluğuna uçmuş ve direğe çarparak üst ağlara değen bir kurşun gibi ses vermişti. sadece bir çatt! sesi. galatasaray 1-0 öndeydi artık.
bir tarık var ki
karagümrük, dalga dalga mithatpaşa'yı saran bu muhteşem golün heyacını beş dakika içerisinde atlatmasını ve tarık'ın golüyle beraberliği kurtarmasını becerdi. erkan'ın pasıyla yıldırım gibi sola deplase olan tarık daldı, bir gol çaktı, o kadar... turgay, fişek gibi köşeyi bulan bu çapraz gole sadece hayret etmişti.
galatasray şimdi oyuna yeniden başlıyordu ve galatasaray'ın bir başka hırsı vardı bu gece. neticeye asla rıza göstermiyen bir hırstı bu.
nitekim, altı dakika sonra sakat olan suat'ın yerini dolduran uğur'un sağdan bir ortası ve candemir'in fırlayarak topu «tık» diye köşeden kafa ile ağlara mıhlayıvermesi... şimdi oyuna yeniden başlıyacak olan karagümrük'tü.
golden sonra galatasaray tedbirini almış, candemir'i geriye çekerek tarık'ı kontrol etmekle vazifelendirmişti.
ama gününde olan, hele bir virtüöz gibi oynıyan futbolcuyu kim tutabilirdi ki...
tarık, bunun gerçek olduğunu, ikinci devrenin 31. dakikasında attığı emsalsiz bir golle ispat ediyor ve karagümrük yeniden beraberliğe yükseliyordu. hiç bir pozisyon yokken tarık'ın sola kayıp havadan çok geç gelen bir topu 180 derecelik bir dönüşle ve vole ile turgay'ın solundaki boşluğa gönderişine «allah» denirdi ancak.
gözyaşları ile biten maç
bu dakikaya kadar ihtiyatlı bir şekilde üçüncü golü arayan galatasaray'a tekrar maçı kurtarmak düşmüştü.
...ve sarı - kırmızılılar «termopil geçidi» ni dün geceki an'anevi enerjileriyle bir kere daha aşmasını bildiler.. 33. dakikada uğur'un sağdan çektiği frikik kafaları dolaşırken, ayhan fırlıyor ve meşin yuvarlağı sert bir alın vuruşu ile karagümrük filelerine son defa takıyordu.
bundan sonrası belliydi artık. galatasaraylılar sevinç, tarık ve arkadaşları ise keder göz yaşları dökeceklerdi...