göztepe'nin daha derli toplu oynadığı maçta siyah-beyazlıların gollerini ahmet ve erdoğan kaydetti. abdürrahim'in attığı gol şahâne idi
halit kıvanç
siyaıı - beyazlı pırıl pırıl yeni formalar bir yana bırakılırsa, beşiktaş takımının yeni antrenörü spayiç'le tanışma töreni hiç de parlak geçmedi.
göztepe'nin bilhassa ilk yarıdaki canlı ve ahenkli oyununa karşı, beşiktaş öylesine dağınık manzara gösterdi ki, antrenör spayiç siyah - beyazlı takımın «emeklileri hatırlatan bir futbol oynadığını» söylemekten kendisini alamadı. evet, dünkü maç, yeni antrenöre işinin ne kadar güç olacağı hususunda ilk, fakat çok canlı bir örnekti.
fert fert incelenirse, sahada «iyi» lerin hep göztepe forması giyenler olduğu farkediliyordu. beşiktal'ta ise «kötü» oyunmaktan ziyade, oynadıkları hissedilmeyenler vardı.
maçın 15 inci dakikasında iyice artan göztepe baskısı 10 dakika kadar siyah - beyazlı kaleyi tehdit etti. göztepeliler kombine akınlarla takdir toplarken, bir mukabil hücum, beşiktaşlılara beklemedikleri bir golü kazandırıverdi. ceza sahası içinde verilen çiftvuruşta birol'dan yüksel'e geçen top, müdafaadan dönünce ahmet yakından şutunu çekiverdi.
bu golle devreyi 1-0 önde bitiren beşiktaş, ikinci yarının başında da talihli bir gole kavuştular: defanstan seken top, erdoğan'ın önüne düştü bomboş durumdaki erdoğan da yakın mesafeden voleyi savurdu.
göztepeliler ise, sayı tabelasının farkında değilmişcesine başarılı gayretlerini devam ettirdiler. abdürrahim'in sağa kayarak ve hayli uzak mesafeden çektiği nefis şut, fileleri bulurken necmi yerinden kıpırdamamıştı. öylesine beklenmez bir goldü.
kısacası, oyunu göztepe oynamış, maçı beşiktaş kazanmıştı. 2-1 lik galibiyet, hele lig'de «2» puan demekti ama, beşiktaş gibi şöhretli bir takımdan bunun yanısıra «futbol» da beklenirdi