lâcivert - beyazlı takımda didinen bir tek futbolcu vardı. bu, en az yediği goller kadar gol kurtaran ve en az yediği goller kadar arkadaşlarının gol atmasını isteyen kaleci seyfi idi. taça giden toplara bile koşmasını arkadaşları anlayamamıştı. o'nu bir tek kişi anlamıştı. o da irfan'dı. artık göztepe'nin barajdan kurtulduğu söylenebilirken, izmirspor'un da baraja düşmemesi için çalışması yanında talihe de ihtiyacı vardı...
maça dağınık bir şekilde izmirspor başlamıştı. ancak, düzgün oynayan göztepe oyuna hakim olacaktı. nitekim, 19. dakikada cağlayan'ın düşürülmesiyle kazanılan frikiği gürsel, ustaca bir vuruşla ağlara gönderdi. ancak izmirspor 5 dakika sonra ceyhun vasıtasıyla beraberliği sağladı.
ikinci yarıda, maçın gidişatı bir beraberliği müjdeliyordu. fakat 77. dakikada gürsel, abdurrahim'den aldığı pasla daldı ve bütün müdafaayı çalımladıktan sonra seyfi'nin sağ boşluğundan topu kaleye yolladı. netice belli olmuştu ve seyirciler, geri kalan dakikaları beklemeyi lüzumsuz bulduğundan alsancak stadını terk etmeğe başlamışlardı.