fenerbahçe tribününde sarı - lâcivertli renklerden upuzun bir flâma asılı idi. flamanın üzerinde şu cümle vardı: «fenerbahçe yalnız türkiye'nin değil, bütün dünyanın sevgilisidir.» bu hüküm, türkiye için doğru, dünyadaki sözünü biraz mübalâğalı bulduk. ama, fenerbahçenin hakikaten türkiye'de sevilen ve en çok taraftara sahip olan bir kulüp olduğu şüphe götürmez.
peki, fenerbahçe bu kadar seviliyor. bu sevgi ve alâkaya karşı ne gösteriyor? hiç!..
tâ milli ligin başından beri «ha bu hafta, ha gelecek hafta takım düzelir ve iyi oyun çıkartır da galibiyet alır» diye vewkliyenler âdeta fıtık olarak mithatpaşa stadını terk ediyorlar. dikkat edilecek olursa artık sarı - lacivert li renklere gönül veren taraftarlar, takımlarının bu başarısızlığına küsmektedirler. nitekim, seyirci adedinin son haftalarda düşmesinin büyük sebebi de budur.
abraham lincoln, «zafer, gayeye müşterek hizmet etmesini bilenlerindir» demiş. bu büyük sözden küçücük ilham alarak gayesiz fenerbahçenin, zafere ulasamıyacağını söyleyebiliriz.
galatasarayda ise takım ruhu, arkadaşlık, maça asılmak azmi ve hırsı vardır. gerçi dün fevkalade bir oyun çıkardıkları iddia edilemez. belki de 50 yıllık mazisinde galatasaray, fenerbahçeyi bu kadar kötü bir oyunla mağlûp etmemiştir. ancak, ne olursa olsun bugün galatasaray, diğer bütün takımlara kıyasla kollektif şuura sahip bir ekiptir. gündüz kılıç'ın dediği gibi «müştereken sevinmesini ve üzülmesini bilen takım elbette buna bilmeyenlerden çok daha ağır basacaktır.»
bir hasrete sahip olan sarı - kırmızılıların, aradaki büyük puan farkı da göz önünde tutulacak olursa, şampiyonluğu kaybetmeleri kanaatimizce bir mucize olur ...