büyük maçın başlamasına yirmi dakika var. futbolcularımız son hazırlıklarını yapıyorlar… bir gün evvelk! maçta burun kemikleri paramparça olmuş olan kaptan turgay teker teker arkadaşlarının yanlarına giderek kulaklarına birşeyler söylüyor… sonra da ayağa fırlayıp hıçkıra hıçkıra konuşuyor: «haydi kardeşlerim. bakın sahada yanınızda olamıyacağımdan dolayı ne kadar bitkinim. ne olur yalvarırım sizlere, benim eksikliğimi hissettirmeyin, biraz da benim için oynayın bugün»…
metin ise her maçtan evvel yaptığı gibi, soyunmuş, bir sıraya uzanıp, ayaklarını kaldırıp duduvara dayamış sessiz sessiz düşünüyor… bu onun kendine has maça konsantre oluş tarzıdır… yanıma yaklaşıp: «allah büyüktür. metin, allah iman sahiplerinin. doğruların yardımcısıdır. bu maça ne kadar iyi niyetle hazırlandığını biliyorum. allah bacaklarına kuvvet versin» diyorum. o dua eder gibi dudaklarını kımıldatıp kafasını duvar tarafına çeviriyor…