idmanın son merhalesini iki küçük grubun çift kale kapışması teşkil etti. bir tarafın kaptanı turgaydı. sedatı, faruku ve bülendi seçmişti. diğer tarafınki ise recep… onun da takımında erol, küçük ahmet ve uğur vardı. oynadılar, paslaştılar, çalıştılar.. diğer oyuncular ise kendi aralarında pas yapıyor, arada bir kurşunlama şütler çıkarıyorlardı. nihayet sıra turgayla, bülendin hususi şekilde idmanlarına gelmişti. sarı – kırmızılılar iki kaleciye âdetâ ecel teri döktürdüler… idman biterken saatlerdir ayakta arkadaşlarını seyreden metin dayanamamış ve akrabası olan bir genç futbolcuyu şüt duvarının önünde hafif bir derse tâbi tutmuştu. bir aralık önüne düşen söyle diz boyu yükseklikteki topa soluyla patlattığı voleyi gören sarı – kırmızılı taraftarların geceyi rahat geçirdiklerini tahmin etmek güç değildir.
dün gece tam kadro perapalasta kampa giren g. sarayda bugün de sakat futbolcuların tedavisiyle meşgul olunacaktır. gün daha ziyade istirahat ve moral eğitimiyle geçecektir. muhtemel bir «onbir» mevzuuna gelince, bunu eşelemek için zaman henüz erkendir.