* beşiktaş izmir’den onbir terli forma bırakarak dönüyor. bir mevsimlik emeğin teri ile ıslanmış onbir formanın yerine bu alın ve azim terinin armağanı olan şerefli bir şampiyonluk alarak...
* «mutlu son»a yarış sona ermeden erişti siyah-beyazlı takım. birincilik ipini göğüslemesine daha iki maç varken kara kartal o ipin üstünden uçmayı başardı ve çelik pençeleriyle kupaya uzandı. kaç yıldır pençesinin uçlarına kadar gelip de son anda kaçıveren lig kupasına.. ama bu defa kaçırmıyacaktı. ve işte alasncak finaline de böylesine girdi. bir şampiyon gibi oynadı, bir şampiyon gibi yükseldi ve sonunda gerçek bir şampiyon olarak alkışlandı. alsancak da bir şampiyonu alkışlamasını bilmekte dünkü sportmenlik tablosunun en ince çizgilerine sahne oldu.
* beşiktaş'ın taht'a oturması için iki puanlık bir gol yetecekti. fakat genç sanlı, anlı şanlı bir galibiyeti birden fazla golle süslemekte gecikmedi. nemli formalar, nemli gözler, nemli yanaklar, hep yılların beklettiği bir sevgiliye kavuşmanın eseriydi. sıkıntılı puan hesaplarının yerine rahatça alınan nefesler duyuluyordu beşiktaş soyunma odasında...
* izmirsporluların da hem efendice mücadele, hem sonunda sportmence tebrik etmek yönünden aldıkları puanlar da ikinin çok üstünde idi ve bu tarihi maçla birlikte anılacaktı.
* baba hakkı’sı, spajiç'i, recep'i ve bütün futbolcuları ile omuzlarda çıktı beşiktaşlılar. aslında yalnız siyah-beyazlı taraftarların omuzlarında değil, türk sporseverinin omuzlarında yükselen bir lig şampiyonu vardı. bu şampiyonluğu haketmiş bir beşiktaş vardı. ve bir şampiyonu omuzlarda taşımak, eller kızarınca ya kadar alkışlamak da sporseverlik adına bir şerefti.