siyah - beyazlılara iki puanı k. ahmet'in 32. dakikada attığı gol kazandırdı. ankara takımı da başarılıydı
namık sevik ankara'dan bildiriyor
beşiktaş, her iki devredeki onar dakikalık bocalaması dışında, zor geçitten kolay geçti. saha gene karlı idi. hava gene soğuktu. ancak bir gün evvele nisbetle buzlu değil, yürünebilir haldeydi. bu bakımdan her iki takım da bu şartlar gözönüne alınırsa, ortaya bir parça futbol koyabildiler.
ilk 10 dakikadaki şaşkınlığı kolay atlatan siyah - beyazlılar fizik üstünlükleriyle götürdükleri müsabakada, topu ayaklarında fazlaca çiğnememiş olsalardı, galibiyeti daha ilk yarıda perçinleyecek golleri sıralar ve ikinci yarıda rahat nefes almak imkânını bulurlardı.
ancak k. yusuf, ahmet ve iyi gününde olmasına rağmen topu yine de ayağından çabuk çıkarmayan sanlı, nihayet çılgın sürücü olarak her topa dalan, ortalığı karıştıran faruk, kale önlerinde beklendiği kadar tesirli olmadılar. bunlara mukabil forvetin en görünen adamı, aynı zamanda iki puanlık golün kahramanı k. ahmetti. geride ise santrhaf yusuf her pozisyonda gedik veriyor, iyi oynayan arkadaşlarını dahi bozuyordu.
ligin ilk 5 maçında 19 gol atan forvet, eğer o gücünden yüzde on garsoniyesibi ortaya, koyabilmiş olsaydı, yusuf'u beşiktaş defansı bir kar bulutu içerisinde kavrulup giderdi. onuncu dakikadan sonra açılan beşiktaşlılar, saatlerin 20. dakikayı gösterdin sırada üstüste tam dört korner kazandılar. ama bunların ekserisi, kaleci aydın tarafından yumrukla çelinmiş ve bir tanesi de -ki o da faruk'un attığı şutta- müdafaanın iyi adamı coşkun tarafından uzaklaştırılmıştı. neticeyi tayin eden golü atmak ise forvetin en canlı adamına nasip oldu. 33. dakikada sanlı'nın götürüp verdiği topu k. yusuf sağdan hemen ortalamış, ahmet'in aşırttığı topla, aydın da kaleyi boşaltınca, k. ahmet isabetli bir şutla golü çıkarmıştı. ilk yarıda bunun dışında kayda değer olay yok gibiydi.
maçın son büyük olayı
ikinci devrede ankaragücü hiç değilse beraberliği yakalama peşindeydi. hele 53. dakikada candan'ın ortasına ertan'ın attığı şutun direkten dönmesi, ankaralılar hesabına talihsizlikti. 59 dakikada da candan'ın frikikini, necmi başarıyla dışarı çıkarıyordu. bu fırtınayı atlatan beşiktaş tekrar oyuna hâkim olacak ve ikinci gole her an yaklaşacaktı. nitekim 72. dakikada şahsi oyunda ısrar eden ahmet'in sağaçıktan yaptığı ortaya
k. ahmet'in uçarak vurduğu kafa, bütün tribünleri «gol» diye ayağa kaldırmış, fakat önce üst direğe sonra yere vurarak geri dönmüştü. maçın son ve büyük olayı da buydu.
beşiktaş, saha şartlarının da zorlaştırdığı maçta, böylece ankaragücünü 1-0 yenmiş ve «1 gol - 2 puan» nazariyesine göre sahadan başarıyla ayrılmıştı. ancak, siyah - beyazlı takımın, bilhassa forvet elemanlarının oyunu ağırlaştırdığı, şahsi oyunla gol atmak çabasından kurtulamadığı gözlerden kaçmamıştı. bu, ilerki maçlar için bir alârm çanı olarak karşılanmalıydı. kaldı ki bu çan ilk defa dün 19 mayısta değil, kaç haftadır kulakları tırmalayacak kadar çalmaktadır da...