mithatpaşa stadında pazar günü dramatik bir futbol maçı oynandı. mithatpaşa stadındaki dramatik maç, dramatik bir sonuçla kapandı. evet, galatasaray'da 13 sene oynayan candemir'le, galatasaray'da 11 sene oynayan ergun'un, galatasaray genç takımından yetişmiş abdülmetin ve metin'in, nihayet galatasaray'dan gelen erdoğan'ın yer aldığı vefa, galatasaray'ın kanadını, kolunu kırmıştı sonunda. halk vefa'yı alkışlıyor, galatasaray'ı protesto ediyor ve galatasaray'da gözlerini açan iki adam başları önde sahayı terkediyorlardı. bu, profesyonel bir futbol dünyasında genç kuşaklara anlatılacak bir amatörlük hikâyesiydi. herkes aynı şeyi merak etmiştir.
acaba eski galatassray’lılar, galatasaray'la oynarken ne duydular? işte candemli'in sözleri: «galatasaray’da oynarken maçlardan evvel maçı kazanacağız diye birbirimizle sözleşirdik. bu özellikle gündüz kılıç'a söz vermek demek olurdu. ama, biz buna rağmen çok defa yenilirdik. vefa'da ise aksini gördüm. 11 oyuncu takım için oynadı. futbol hayatımda bir takımın böylesine kazanma hırsıyla oynadığına şahit olmadım. maça gelince: çok zor oldu benim için. taç atışlarında gündüz kılıçla birkaç defa göz göze geldik. baktım moralim bozuluyor. ondan sonra taç atışlarını, ona sırtımı dönerek yapmaya başladım. arkadaşlarımın hırsı bana da tesir etti. galip geldik. sevinçliyim. soyunma odasına giderken yıllarca oynadığım eski takım arkadaşlarımın halini görünce üzüldüm.»
ergun ise, «biz, onların çoğundan daha galatasaray'lıyız» diyerek söze başladı:«profesyonellik bizi ayırdı, ama kalblerimizi değil. ne yalan söyleyeyim, sevinçle, üzüntü arasında bir şeydi duyduğum. ama, vefa bize kapısını açtı. bizden görev bekliyordu. bunu unutmak vefa'ya ihanet olurdu. çıktık, oynadık. g. saray'a kırgın da, kızgın da değilim kısmet böyleymiş.»