5 eski g. saraylı'nın yer aldığı vefa karşısında hiç bir varlık gösteremiyen
g. saray 2-1 yenildi
yeşil - beyazlı'ların galibiyeti, fevkalâlde bir oyunla hakettiler. sakatlanan mustafa'nın çıkışı sarı - kırmızı'lıları çökertti
namık sevik
şâhâne bir oyun çıkaran vefa, ligin ilk maçında galatasaray'ı 2-1 mağlûp etti.
denilebilir ki sarı - kırmızı'lı takım son yıllarda ne hususi, ne de resmî hiç bir karşılaşmada her hattı ile böylesine dökülmemiş ve aciz durumda kalmamıştı. 90 dakika zaman içersinde ne yüreği oynatan bir şut, ne güzel bir pas ve ne de modern futbolun kabına uyan gözü okşayıcı bir harekat yapamadı koca galatasaray. buna mukabil milli lig'e yeni yükselen vefa büyük rakibinin bu acizinden faydalanmasını bildi ve bariz bir hakimiyet kurarak sahadan iki puanı omuzlayarak ayrıldı.
yeşil - beyaz'lıların bu şahlanışında, galatasaray'dan ayrılan candemir, ergun, b. erdoğan ve abdülmetin'in hissesi büyüktü.
adeta hepsi canlarını dişlerine takarak sarı - kırmızı'lılara «biz de varız, biz de oynarız»» şeklinde cevap verdiler. galatasaray'ın bu mağlûbiyetini teselli edebiyatına sığdırmak ve ilerde toparlanır, düzelir gibi lâflar söylemek riyazi bir gerçeği inkâr etmek kadar gülünç ve komik olur.
evet, yeşil - beyaz'lılar bir fırtına gibi oyuna girdiler ve 15. dakikaya kadar hilmi, b. erdoğan ve k. erdoğan muhakkak üç yüzde yüz gollük fırsatı kullanamadılar. bu baskının bir an duracağı ve vefa’nın ismi büyük olan galatasaray'a teslim olacağı sanılıyordu.
ama ne gezer.. bilâkis sarı - kırmızı'lılar teslimiyeti kabul ettiler ve hattâ beraberliğe rıza gösterir bir şekilde oyunu yürütmeğe çalıştılar. işte bu sırada hilmi bir şimsek gibi fırladı. bir uçurtma kuyruğu gibi peşine takılan bahriden sıyrıldı ve ortasını yaptı. top bülent'in üzerinden aşmıştı. yetişen k. erdoğan çok güç pozisyonda kafayı vurdu... bülent de ancak aksi köşeye kendini fırlatabilmiş, fakat topu içerden çelmişti. bu gol olduğu zaman saatler 34. dakikayı gösteriyordu.
vefa yine hakim
ikinci yarı da yine vefa'nın durmak bitmek bilmeyen hızlı temposu ile devam etti. mustafa’nın sakatlanıp çıkmasından sonra artık 10 kişi kalan galatasaray takımı büsbütün çözülüp dağılmıştı. 52. dakikada gagalar gibi tekmeleyen doğan’dan sıyrılan erdoğan’ın attığı şut, direkten döndü. tam üç dakika sonra ergün’den ofsayt pozisyonda bir pas alan metin'in şahane volesi vefa ağlarına takıldı 1-1. bu gole rağmen vefa bozulmadı. ve adeta galatasaray'ı ceza sahasının içinde hapsedecek kadar bir üstünlük kurdu oyunda. ve nitekim 65. dakikada, b. erdoğan'ın, ismet‘i çalımlayarak yaptığı ortaya zeki'nin bekletmeden vurduğu şut vefa’nın galibiyetini ilân ediyordu: 2-1. yalnız bu golde erdoğan'ın topu avutttan ortalayıp ortalamadığı münakaşa edilirdi. 75. dakikada bir hayalet gibi sahada dolaşan ayhan kaleci ile karşı karşıya kaldı, ancak bunu da neticelendiremedi. şayet ayhan beraberlik sayısını yapmış olsaydı, beraberlik dahi galatasaray için büyük bir basarı olacaktı. evet lig'in ilk maçında vefa her hattı ile dökülen galatasaray'ı 2-1 mağlûp etti. bu hakedilmiş bir galibiyetti. tesadüfen veya şansın rolü yoktu.