19 mayıs'ta şekerspor'u 3-2 yenerken zorlanan ve bozulan
f. bahçe, şampiyonlukla tokalaştı
sarı - lâcivertliler bugün hacettepe ile berabere dahi kalsalar millî lig şampiyonluğunu kazanacaklar
namık sevik ankara'dan bildiriyor
şampiyonluk yolunda ilerleyen fenerbahçe, şekerepor karşısında dün 90 dakikalık zorlu bir meydan muharebesi verdi ve rakibini güç mağlûp edebildi.
devamlı yağmurun çilâlı bir saha haline getirdiği sahada ilk devreyi 3-1 galip kapayan sarı-lâcivertliler, ikinci yarıda değil futbol oynamak, hattâ ayakta dahi zor durabilmiş ve bir ara paniğe kapılmışlardı.
halbuki oyuna şanslı girmişler ve 15 dakikada bir de bedavadan gol kazanmışlardı. kelimenin tam mânâsıyla bedavadan bir gol...
şekerspor'lu aydın'ın, ceza sa hası dışında allahına sığınıp patlattığı şut zafer'in yüzüne çarparak ileri çıkmış olan ismail'in üzerinden kaleye girecekti. final turuna giren bir takım için bu ne büyük bir avantajdı! bizce maçın kaderini bu golün değiştirdiğini kaydetmek yerinde olurdu.
evet. şekerspor, yerden kısa kısa paslarla fenerbahçe defansını bunaltıyor, bilhassa cahit - mehmet - vahap üçlüsü sarı - lâcivertli defansı iliklerine kadar titretiyordu.
umulmadık gol
artık yıldırım kılavuz olarak mehmed’i takip ediyor. özer de ondan seken topları kovalıyordu. şekerspor'un bu baskısı çok sürmedi. hâzım'ın iki kurtarışı, müdafaada zayıf, hücumda kuvvetli ankara takımının zamansız açılmasına ve haddinden fazla ofansif oynamasına sebep olmuştu. ancak, bu açılış ummadık bir golü doğuracaktı. saatlerin 36. dakikayı gösterdiği bir sırada sahanın her tarafında taban izine rastlanacak kadar koşan şeref'in ani bir kontratağa geçişi ve ceza sahasına bir rüzgâr gibi girerek topu ismail'in yanından filelere gönderişi şampiyon adayını rahatlatacaktı. bunu 43. dakikada ziya'nın şık hareketlerle süsleyip, götürdüğü ve kaleci ismail’i üzerine çekerek köşeye bıraktığı ve yüksel'in yakın mesafeden attığı üçüncü gol takip edecekti.
artık fenerbahçeli taraftar da, yönetici de, antrenör de derin bir nefes almıştı. ve bu arada tribünlerden maçı seyreden beşiktaş kulübü başkam hakkı yeten'e, sarı - lacivertli taraftar ların şöyle bağırdığı duyuldu: «sen oyna hakkı yeten, sen oyna...» yeten yerinden kalktı, mütevazi hali ile herkesi selâmladı ve tribünleri terketti. yürüyüşünde ve yüzündeki babacan halinde, «biz zamanında bunu oynadık. ve yıllarca beşiktaş'ı şampiyonluğa ulaştırdık» demek isteyen bir ifade vardı. kaldı ki hakkı yeten, hakikaten ikinci devreyi seyretmiş olsa idi, şekerspor'un, fenerbahçe'nin tozunu nasıl attığını ve bağıranların nutkunun nasıl tutulduğuna pek yakından şahit olacaktı. fenerbahçe kendisine şampiyon olmak için sadece bir puanın lâzım olduğuna ve şekerspor maçının 3-1 bittiğine inanmış gibi oynuyordu. maç bitmemişti. ikinci yarı yeni başlıyordu. işte, 59. dakikada muharremin sert frikiği ve iyi gününde olan hazım'ın bunu çelişi. 61. dakikada cahit'in direkten dönen şutu, 71. dakikada yine hazım'ın muharrem'in ayaklarına atlıyarak sakatlanma bahasına kurtardığı o güç pozisyon ve 78. dakikada, vehap'ın ceza sahası dışından nefis şutla attığı ikinci gol...
son gayret
yağmur değil, bu şutlar fenerbahçe üzerinde soğuk bir duş etkisi yapacaktı. müdafaa oynamanın, zamandan çalmak değil, kendi sahası içerisinde çekilip, topu sağa sola atmak olduğunu zanneden fenerbahçeliler son 12 dakikayı tekrar açık oyuna dönerek bitirmek yoluna gittiler. ve ogün'ün yaptığı kontrataklar, bunalan fenerbahçe defansını rahatlattı, kurtardı.. şimdi fenerbahçenin terlemesinin, didinmesinin, yorulmasının mükafatını alabilmek için bir puana ihtiyacı vardı. hacettepe ile berabere kalınası halinde dahi, bir beşiktaş mağlûbiyeti bile bir şey ifade etmiyecek ve sarı - lâciverttiler başkentte şeref turu yapacaklardır.