sarı - lâcivertliler, bekleriyle ve haflariyle yüklendikleri halde rakiplerinin kademeli defansını aşamadıkları gibi tehlikeli anlar yaşadılar
necmi tanyolaç
demirspor kapanabildiği kadar kapandı. kapanmak da değildi bu. kilitlenmek gibi bir şeydi... fenerbahçe yüklenebildiği kadar yüklendi.
sonunda kapanan taraf aldı puanı gitti. yüklenip çökertmeyen taraf verdi puanı.
fenerbahçe ağır sahada ilk yarım saat boyunca pekalâ iyi hareketler, hızlı akınlar sıraladı. bir defasında hüseyin, şenol’un üzerinden atladığı o güzelim topa, dokunabilse, maç farklı biterdi. gelgeldim hüseyin kale önünde ayak kuvvetini denemeye kalkışınca, fenerbahçe bir golden oldu. bir de birol'un ancak gol olabilecek bir pasım ogün'ün kale önünde silik bir vuruşla kaleciye kaptırışı vardı.. böylece f. bahçe, biri şenol'un, diğeri hüseyin’in iki şutunun da doğan tarafından önlenişiyle bütün gol şansını ilk devrede kullanmış oluyordu. çünkü, ikinci yarıda demirspor zamanı iyi hesaplayarak varını yoğunu müdafaaya dökecek ve bu her tarafı örtülü müdafaadan ne top, ne adam geçebilecekti...
demirspor’un barajı
oyun artık 10 fenerbahçeli ile 10 demirsporlu’nun demirspor yarı sahasındaki garip mücadelesine döndüğünde fenerbahçeyi iki adam kurtarırdı: şenol'dan çok, aydın’la, ogün veya ogün'le yer değiştiren hüseyin.. ama, ikisi de üçü de oynayamıyor ve geriden. şerefden, şükrüye, özer'den, ismail'e, ali ihsan'a kadar herkesin yarattığı tehlikeler «ölesiye vuruşan» demirspor barajında tıkanıp, kalıyordu..
demirspor abdürreszak'la bir aralık bir iki akın denedi. bir defasında iyi kaçan bu futbolcu, çok rahat bir yerde şut atmaya heveslendi. halbuki ondan daha müsait yerde fikri bekliyordu. uzatıverse... fenerbahçe’nin de hali duman olurdu ya..!
neticesiz mücadele
ikinci yarıda da fenerbahçeyi hücumda gördük. seyirci, daha doğrusu taraftar sabırsızlanıyor, topu oraya buraya atıp zaman kazanan demirspor'a tribünlerden şişe yağıyordu. ne olursa olsun, seyircinin daha edepli oturması gerekirdi yerinde.. yoksa, allah var, hakemin oyunun sıfır sıfır bitişinde bir kusuru yoktu. kusur, fenerbahçenin her şeyi şenol'dan beklemesinde, başarısızlık demirspor'un başarılı bir markajla, beraberliğe yatışındaydı. kusur kabul edilirse tabii bu da... fenerbahçe galiba ilk defa kendi sahasında puan veriyor ve seyirci maç biterken bir gün evvelinin ziya’sını arıyordu. ziya olsaydı, dedi pek çok kimse.. ama, oynasa, netice değişir miydi? değişecek olan, fenerbahçeyi böyle bir ağır sahada hızla gole götürecek indirici akınlar, bitirici vuruşlar ve sımsıkı rakip defansı iki kenardan yaracak açıklardı. bunlar olmadığı için fenerbahçe banko maçta takıldı...