yine nâoş hâdiseler oldu. yine tribünlerden şişeler yağdı. yine top yokken futbolcular birbirini hunharca tekmeledi. yine hakemin yakasına sarılındı.
bu nevi olaylara dünyanın her yerinde yapılan müsabakalarda sık sık rastlanıyor. hele cenubi amerika'da, hep okuyoruz, kan gövdeyi götürüyor. coplar hattâ tabancalar konuşuyor ve hakemler ırak ihtilâlinde başvekil nuri said paşa gibi entari giyerek stadı saran kzıgın oyuncuların elinden canlarını güçlükle kurtarabiliyorlar.
seyircinin taşkınlığının yanı sıra ancak futbolcuların da, hakemin de hüsnüniyet dışı hareketlerle hâdiselere sebebiyet verdikleri de bir vâkıadır. işte dünün kahramanı alman hakem helmut fritz... verdiği acaip penaltı kararı. g. saray'a, bâriz faulden atılan ikinci golü mutebersayışı... bırakın kuzu kuzu tribünlerde oturan seyirciyi, hattâ evliyayı dahi baştan çıkarabilirdi bu hakem...
hakem maçtan sonra «bitaraf maç yazmak istiyorsanız penaltının muhakkak olduğunu kaydeddiniz» demiş... galalataray'a atılan golde ise, bir faulun bulunmadığını söylemiş. bize kalırsa helmuth fritz bu görüşü ile değil türkiye'de, patagonya'da dahi maç idare edemez.
bu sebeple maçın teknik görüşünü bir yana bırakıyor ve müsabakanın hakiki neticesinin 1-0 beşiktaş lehine olduğunu söylüyorum.