o zamanlar belli bir fikstür yoktu.takımlar cuma,cumartesi bazende pazar üstüste maç yaparlardı.fikstür net olmadığı için fenerbahçe,beşiktaş ve galatasarayın son maçları hep farklıdır ve aynı tarihte oynanmamıştır.
bu gece 20.30'da başlayacak müsabakaya siyah - beyazlılar necmi ve şenol'dan mahrum bir kadro ile çıkacaklardır...
millî ligin son büyük maçı, bu gece mithatpaşa stadında fenerbahçe ile beşiktaş arasında oynanacaktır.
iki takımın da şampiyonluk iddiasını kaybetmiş olması, saat 20.30 da başlayacak müsabâkaya bir prestij mücadelesi hüviyetini vermektedir. aynı zamanda ezeli rakipler arasındaki bu karşılaşma on gün evvel ankara'da oynanan ve 2-0 beşiktaşın galibiyetiyle neticelenen maçın revanşı mahiyetini taşımaktadır.
bu gece için necmi ve şenol'dan mahrum beşiktaşa karşı, fenerbahçenin daha şanslı olduğunu söyleyebiliriz. ancak büyük maçlarda umumiyetle favorilerin partiyi kaybettikleri ve peşin hükümlerin ekseri yanıldığı da unutulmamalıdır.
bu gece takımlar muhtemelen şu tertiplerle sahaya çıkacaklardır:
fenerbahçe: özcan - osman, özcan - şeref, naci, hüseyin - hilmi, lefter, yüksel, nedim, selim
beşiktaş: cavit - muhittin, münir - yüksel, süreyya, kaya - arif, erdoğan, güven, birol, ahmet
siyah - beyazlıların gollerini ahmet ve güven attı. cavit bir penaltı kurtardı
necmi tanyolaç
beşiktaş'la, fenerbahçenin maçı mıydı dün gece seyrettiğimiz? bundan evvelkileri bilen ve hatırlayanlara sormalı; fenerbahçenin, gaye ve mesuliyeti bu derece oluruna bıraktığını gördünüz mü?
hafızaları zorlamakta fayda yoktur, zira, fenerbahçe, galatasaray maçından sonra işi sermiş ve darmadağınık bir takım haline gelmiştir, sarı - lacivertli takımın daha sahaya çıkışında bu oyundan bir şey beklemediğini anlamak kolaydı. mehmet ali'yi kaleye verdiklerine göre soyunma odalarında fevkalâdeden hadiseler vukubulmuş olmalıydı.
ama, beşiktaşın hakkını teslim edeceğiz. beşiktaş'ın, fenerbahçe'nin maçı mıydı dün gece seyrettiğimiz? sorusundan kasit açıktır. dün geceki maç beşiktaş'ın maçıydı. allah için, siyah - beyazlılar sahaya büyük bir futbol değilse bile bir oyun çalışkanlığı, disiplini ve çabukluğu serdiler. ki, bu, iyi niyetleri dahi dün geceki rakibi perişan etmeye, silip süpürmeye kafi idi.
hızlı girmişti beşiktaş oyuna, geride iyi kapanıyor, hücum fırsatı düştüğünde de birol'u, ahmet', ve erdoğan'ı ile fenerbahçe defansını savuruveriyordu. gol, sarı - lacivertli müdafaanın karışıklıktan kurtulamadığı böyle bir ana rastladı. dk. 8: birol götürdüğü topu güven'e aktardı. güven de solaçık yerinden kopup gelen ahmet'e, osman'ın ayakları altından geçen meşin yuvarlağa ahmet'in güç durumda kondurduğu şut gole kafi geldi tabii... 1-0
fenerbahçe'nin bıı golle biraz daha oyundan vazgeçtiğini görmek mümkündü. bu tempo ile bir yarım saat geçti. 38. dk. naci'nin sebepsiz yere yaptığı kornerle siyah - beyazlılar 2-0 öne geçeceklerdi. birol korneri çekecek. fenerbahçe müdafaası önündeki kalabalıktan sıyrılıp yükselen güven, topu kafayla ağların dibine indirecekti: 2-0
ikinci devrenin başında fenerbahçe'ye bir ümid ışığı görünmüştü. şeref hüseyin'in pasına dalıp gole giderken yüksel ve kaya tarafından makaslanmış, hakem de penaltı cezasını basmıştı. lefter attı penaltıyı, cavit fırladı ve yumrukladı. artık, fenerbahçe'nin sahada hiç bir iddiası kalmayacak ve siyah - beyazlılar sonuna kadar gayretli oyundan vazgeçmeyeceklerdi.
fenerbahçe: mehmet ali çiçek, naci erdem, hüseyin yazıcı, özcan köksoy, selim soydan, şeref has, osman göktan, özer kanra, mustafa güven, lefter küçükandonyadis, yüksel gündüz
teknik direktör: necdet erdem
beşiktaş: cavit gökalp, münir altay, muhittin kıpçak, süreyya özkefe, yüksel özbek, kaya köstepen, ahmet özacar, arif özataç, birol pekel, erdoğan gökçen, güven önüt