romanya’dan bir yabancı geldi ülkemize. yaşı otuzu aşmış. vatanında futbolunu noktalamış. «kalsa da olur, gitse de olur» diye damgalanmış… işte bu yabancı haftalardır koskoca fenerbahçe’nin kaderini değiştiriyor. belkı de ligin kaderinı de değiştirecek… bence türk futbolu için hiç de iyi bir not değil bu… hemen söyleyeyim ki, sasu mükemmel bir vuruş tekniğine sahip. belli ki, bu iş üzerine önemle eğilmiş. çalışa çalışa ayaklarını adam akıllı eğitmiş. frikikleri ve kornerleri de böylece bir penaltı vuruşu kadar tehlikeli hale getirmiş. ölü topları olağanüstü değerlendirme kabiliyeti yanında, oyun içinde de nerelere gitmesi nerelerde bulunması gerektiğini de iyi kestiriyor doğrusu..
gelgelelim o topa vururken bizim kalecilerde de psikolojik bir ürkeklikten gelme garip bir acemileşme seziyorum ben… bir türlü nerede duracaklarını kestiremiyorlar telâşlarını vurucuya da belli edip, âdeta ona moral asılıyorlar… eminim, kafa yorup sasu'nun vuruş tekniğini çokları etüd bile etmemiş… yoksa. sasu’nun ayaklarından çok daha usta ayaklara bile bu kadar kolay gol attırmazlar dünyanın hiçbir yerinde…
kısacası. romanya’da işini bitirmiş, defterini dürmüş bir yabancı. bizim futbolumuzda flâşlar içinde işte..