yabancı bir antrenör gözüyle göztepe önünde galatasaray’ı avrupai futbol oynayan bir takım olarak gördüm.. top alışları, sahanın boş yerlerine kaçışları, topu ayaklarında fazla tutmayarak en yakın adama gönderişleri takım halinde çok iyi çalıştıklarını artaya koyuyor. yalnız hemen şunu belirtmek isterim ki, türkiye’deki bütün takımların hastalığı olan şut kısırlığı, galatasaray’da da kendini bariz bir şekilde gösteriyor. sonra galatasaray’lı futbolcular, takım olarak kollektif oyunu benimsemişl görünüyorlar. ama, bunu daha aktif hale getirmeleri şart…
galatasaray sahaya 4 – 3 – 3 dişilişi içinde çıktı. bu düzenini zaman zaman bozarak, ileri iki adamını bazen çift santrfor şeklinde kullandı. bu görevi yapan futbolcular da zikzaklı deplâsmanlar yaparak gole gitmeğe çalıştılar. sonra ileri üçlü daima geri yanlardan takviye görüyordu. buna rağmen her iki takımın attığı goller gerçek pozisyonlar değil, tesadüfen meydana geldi.