özgür topyıldız'ın "anadolu yıldızı eskişehirspor" kitabında süreyya özkefe'nin şöyle bir anısı var;
kmi futbolcular dönemlerindeki saç stiliyle, yaşam tarzıyla ya da giyim kuşamıyla halen hatırlanır. futbol seyircisi tatar süreyya'yı (süreyya özkefe) sargılı sol eliyle hatırlar. 1970'li yıllarda istanbul'dan memleketine gelişlerinden birinde trafik kazasıyla sakatlanan eli bilekten itibaren sargılıdır ve çok uzun yıllar böyle oynamıştır süreyya. ikili mücadelelerde, demir gibi seri olan bu el gerektiğinde en etkili şekillerde kullanılmıştır...
"galatasaray'la önemli bir maç yapıyoruz. rakibimiz o gün oldukça formunda, boyuna bizim kaleye geliyor. ben de defanstayım. bir süre sonra ataklardan bunaldım. galatasaray'ın yeni transferi ahmet çeloviç de kendisini seyirciye ispatlamak için bütün hünerlerini sergiliyor. bir pozisyonda beraber hava topuna çıktık. havadayken sol elim bunun kafasına isabet etti 'tık' diye bir ses geldi. maç devam ediyor ama çeloviç uzun bir süre tribünlere baktı. ben hayırdır ne oldu gibisinden sordum, eliyle kafasını ve tribünleri gösterdi. kafasına tribünlerden taş geldiğini sanıyordu. ben de gülerek elimi gösterdim. inanır mısın maç boyunca bir daha yanıma bile yaklaşmadı..."
not: süreyya'nın bu anısında tam olarak maç bilgisi yoktu bu nedenle anıdaki isimlerden bu maçın en uygun maç olduğuna karar verdim...
bu sezona ait diğer ilginç istatistikler şunlardır;
*1970-71 sezonunun “en fazla galibiyet alan takımı” g.saray (17); “en az galibiyet alan takımı” ankara demirspor (3)’dur. *1970-71 sezonunun “en fazla beraberlik alan takımı” a.gücü (17); “en az beraberlik alan takımı” ptt (5)’dir. *1970-71 sezonunun “en fazla mağlubiyet alan takımı” ptt (20); “en az mağlubiyet alan takımı” fenerbahçe (3)’dir. *1970-71 sezonunun “en fazla gol atan takımı” g.saray (51); “en az gol atan takımı” karşıyaka (15)’dır. *1970-71 sezonunun “en fazla gol yiyen takımı” ptt (51); “en az gol yiyen takımı” ankaragücü (17)’dür. *ankara demirspor ve boluspor deplasmanda oynadığı toplam 15 maçtan hiçbirini kazanamamıştır. *fenerbahçe ve göztepe evinde oynadığı toplam 15 maçın hiçbirisini kaybetmemıştır.
karşılaşma saat 14.45’de ali sami yen stadında.. ankara’da d. spor – k. yaka ile oynuyor..
birinci lig'te söz sahibi iki takım olan galatasaray ve eskişehirspor, bugün ali sami yen stadında, dokuzuncu haftannın en çetin maçlarından birini oynıyacaklardır.
saat 14.45'te başlıyacak karşılaşmaya, şampiyonluğa adaylığını koymuş olan galatasaray, mersin'de bıraktığı puanları telâfi etmek için çıkacaktır. lig başından beri umulanı veremiyen eskişehirspor ise. sarı - kırmızılı rakibi karşısında prestijini kurtarma mücadelesi yapacaktır.
maç öncesinde, galatasaray teknik direktörü coşkun özarı, «aydın ayhan ve savaş sakat. fakat yine de galibiyet bizim olacak. sahaya taraftarlarımızın kalbini kazanmak için çıkacağız» şeklinde konuşurken, eskişehirspor antrenörü gegiç de, «iki puan almak için mücadele edeceğiz» demiştir.
taraflar karşılaşmaya muhtemelen şu tertipleriyle çıkacaklardır:
«dur... ve sakın konuşma!» bu, bir aşk şairinin kaleminden çıkmış kısacık bir mısradır. ama biz bu cümleyi burada bir mısra olarak değil bir çekiç, bir balyoz, bir tokmak olarak kullanıyoruz.
dur ve sakın konuşma!... ne savunma için ne açıklama için, ne de özür beyanı için söyleyecek sözün yoktur!...
dur ve sakın konuşma!.. dev iki futbol takımının resmî bir maçta ortaya koydukları bu futbol için, bu takımlar adına konuşacak hiç kimsenin söz hakkı yoktur. susacaksınız ve konuşmıyacaksımz…
ama bir konuşuruz. para veren seyirci, umut bağlayan sporsever, gönül vermiş taraftar… bizler konuşuruz.
önce sorarız size bu takımları hazırlayan, sahaya çıkartan, taktik veren, teknik sorumluluk taşıyan kişilere ve sahada futbol oynamak yerine anlamadığımız birşeyler yapan futbolculara söyleyecek sözlerimiz vardır.
ne yapmak istiyordunuz? bir futbol takımı sahaya, hem de puanlı bir şampiyonluk maçına için değil de kazanmamak için oynar gibi bir haliniz vardı?
bugünkü dünyada küçücük yaştaki çocukların bile oynadığı futbolda «top neredeyse orada onbeş adam» taktiği ve düşüncesi var mıdır? geriye çekilmemiş, kapalı bir defans kabuğu içine saklanmamış bir eskişehirspor karşısında galatasaray geri dörtlüsünün kendi aralarında bitmez tükenmez top alış verişleri nedendi? galatasaray'daki orta saha adamlarının bir tek topu düzeltmeden, bir tek topu yerine göndermeden ortalıkta «yok» olmaları nasıl başarıldı? koskoca galatasaray takımında bir dalış, sonuca giden bir ara pası, .yi oturmuş bir şut, boşa kaydırılmış ve arkadaşını pozisyona sokan bir derin pas gösterememiş bir forvet kuruluşu olur mu?
ve «ben sahaya beraberlik için çıktım» diyen bir eskişehir takımının rakibini böylesine bomboş bulduğu halde «beraberlikten fazlasını istemem» diye direnmesi ne demektir?
ve en basit, en önemsiz pozisyonlarda bile ya ters, ya tereddütlü, ya da anlamsız kararlar veren bir hakem bu işe devam etmekte bir sakınca görmez mi? hırslı, iddialı, ciddi tutulmuş bir maçta bu hakemin futbolcuları ve seyircileri zıvanadan çıkartması sürpriz mi olur?
ilk cim bom bom sesini 30 uncu, ilk es es narasını 35'inci dakikada duyduk. oyunun ilk şutu —rüzgârda uçan bir kuru vaprak sertliğindeki şut— 28'inci dakikada galatasaraylı ahmetten çıktı iki kalecinin bilânçosunda tek bir kurtarış yok…
maçtan, iyi futboldan vazgeçti, sadece heyecan veren dakikalar için kaydedilecek birkaç not ancak ikinci devrenin 20'nci dakikasıyla 30'uncu dakikası arasına sıkışmış...
fethi ile nihat'ın ötedenberi her defansı dağıtmasını bilmiş, akıllı ve çabuk ver-kaç’larını maçın bitmesine 20 dakika kala birkaç defa seyretmişiz…
başarılı stopper muzaffer, sağlam defans adamı ekrem, büyük ümit ahmet, eskimiş şaraplar gibi değeri artıyor diye gururlandığımız uğur. sürpriz adam metin, yarım milyona yakın piyasa değeri olan doğan. köln maçının büyük yıldızı kâmuran, bir çok maçlara imzalarını atmış, damgalarını basmış burhanlar, vahaplar… ve bütün ötekileri!...
maçın hakemi ziya türkdoğan, eskişehirspor kalecisi taşkın’a ihtar vermek için eline kalemini, kağıdını aldı ve tam kale önüne gelince birdenbire «ah» diye bağırdı. ayağına kramp girmişti.
herkesin sessiz sedasız durduğu odada birdenbire bir ses yükseldi:
«— günah be. günah, bedavadan puan dağıtıyoruz.» sonra ergün başını ellerinin arasına aldı ve sessizce düşünmeye daldı.
ergün'ün bu sözleri bir bakıma teknik direktör coşkun özarı'nın isteyip de söyleyemedikleriydi. özarı, 90 dakikanın sonunda sakatlıklardan şikâyet etti ve «elimizde futbolcu kalmadı.. hepsi sakat. savaş'ı bile sahaya zorla sakat olarak çıkarttık. bunlar yetmiyormuş gibi şimdi bir de uğur'un adalesi koptu. kaptanımız uğur önümüzdeki hafta da oynayamıyacak» diye konuştu.
özarı ayrıca seyircinin «coşkun istifa. coşkun istifa» şeklindeki tezahüratı için de «seyirci herkese, herşeye bağırıyor» derken eskişehirsporluların da galip gelmek için oyunu ters bir havaya soktuklarını belirtti.
esklsehirspor soyunma odasında ne sevinc ne de üzüntü vardı. gegiç sessizce ortada duruyor kendisine soru soranlara:
«— ben konuşmam yeminliyim. kiminle isterseniz konuşun» diyordu. fakat odada konuşan kimse yoktu sanki eskişehirliler büyük bir kazâ geçirmiş gibi susuyorlardı.
maç boyunca sahaya sokulmayan ve tribünden karşılaşmayı izleyen aydın begiter ise «elimizden geldiği kadar oynamaya çalıştık. fakat galip gelemedik. gene de memnunuz» demekle yetiniyordu.
galatasaraylı tuncay temeller, mersin idmanyurdu maçında hakem tarafından oyun dışı edilmiş ve merkez ceza kurulunca ''3 maç oynamama'' cezası verilmiş.